Barış Treni'nin Sivas durağındaydık önceki gün. Markar Esayan ve Çankaya Üniversitesi'nden Prof.Dr. Taner Demirel ile birlikte düzenlenen panelin konuşmacılarıydık.
Uçaktan iner inmez gara gittiğimizde Barış Treni yolcularının vagonlarda mahsur kaldığına tanık olduk. Garın etrafında da epey güvenlik gücü vardı. Sebebi bir gece önce gelen treni yaklaşık 100-150 kişilik bir ülkücü grubun protestolarla karşılaması.
Organizasyonun sorumlusu Cengiz Algan anlattı. Sık sık "ihanet treni" sloganları atan gruptan birkaçını davet edip "Niye bağırıyorsunuz?" diye sormuşlar. Temsilcileri "Apo'nun serbest bırakılması ve ordunun silah bırakması için imza topluyorsunuz" deyince önlerine Barış bildirisinin metnini koymuşlar. Bakın bakalım bu öyle bir şey mi diye. Okuduktan sonra bir yalanın tetikçisi olduklarını anlamışlar ama yine de "Şehirde stant açmayın" diye tehdit etmeyi de ihmal etmemişler. Bunu emniyet yetkililerinin önünde söylemişler üstelik.
SİVAS TRAVMASI VE ABARTILI TEDBİRLER
Sivas'ın geçmişte yaşadığı travmalar nedeniyle mülki idare temsilcileri işi sıkı tutuyorlar, bu anlaşılabilir bir bakış açısı. Ama bu kadar tedbir de Sivaslıların bu önemli organizasyona katılımını engelleyen bir psikolojik bariyer haline gelmiş. Bu da meselenin öteki yüzü. Nitekim panelin yapılacağı kültür merkezinin önünde o kadar çok polis vardı ki vatandaş "mutlaka olay çıkacak" beklentisiyle gelmekten çekindi. Salonun arzu edildiği kadar dolmaması bunun göstergesi.
BARIŞ BİLDİRİSİNİ İMZALAYAN ÜLKÜCÜLER
Barış Treni ilk defa Kürt siyasetçilerin domine etmediği, içinde devletin yer almadığı bir sivil girişim. Çözüm Sürecine destek için Barışa Bak Derneği'nin öncülüğünde 50 civarında sorumlu vatandaşın çabalarıyla yola çıkarılan Barış Treni, İstanbul'dan hareket ederek Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Kayseri ve Sivas'a uğradı. Sivas'tan sonra da Elazığ, Malatya'ya gittiler. Bugün ayın 19'u ve yarın Diyarbakır'da olup Nevruz kutlamalarına katılacak ve şehirde yine yazarların katılımıyla bir panel düzenleyecekler.
Yol boyunca ne kadar ilgiyle karşılandıklarını anlata anlata bitiremiyor Barış Treni katılımcıları. Sosyolog Nurhayat Kızılkan halay çeken esnaf halk oyunları ekibinden tutun da kendilerine kolilerle su taşıyan, nazar değmesin diye mavi boncuk dağıtan vatandaşlara ve bildiriyi imzalayıp kendileriyle bozkurt işareti yaparak fotoğraf çektiren ülkücülere kadar onlarca fotoğraf gösterdi.
MEDYADA SAVAŞTAN MEDET UMMA ZAVALLILIĞI
Medyanın Barış Treni'ne bakışı ise bir hayli sorunlu. Bu sivil girişimin medyada görülmek istenmemesinin nedeni silah bırakma çağrısının hükümetin işine yaradığını düşünüp savaştan medet umma zavallılığı. Bir de Habertürk gazetesi gibi itibarsızlaştırma gayreti içinde olan medya var. Küçük bir ülkücü grubun protestosunu öne çıkarıp sanki bu gösteriden Barış Treni girişimi sorumluymuş gibi "Barış treni raydan çıktı" gibi cemaat ağzıyla pespaye bir başlık atabiliyor misal.
MİNİ PARALEL TEZGÂHLAR
Bir de trenin uğradığı duraklarda mini paralel tezgâhları göze çarpıyor. Kırıkkale'de bir takım polisler protestocu grubu bırakıp daha uzakta bir yerde tek başına Türk bayrağı açan bir adamı derdest edip götürüyor. Tuhaf doğrusu. Adamdan ne istiyorsun demeye kalmıyor, bunun mizansen olduğu derhal herkesin aklına geliyor. Bir Cemaat operasyonu daha diyor izleyenler. Çünkü ertesi gün Cemaat ya da MHP yanlısı gazetelerde polisin Türk bayrağı açan adamı yaka paça götürdüğünün boy boy yayınlanacağından adları gibi eminler.
MHP BU YALANLARLA DAHA NE KADAR İDARE EDER?
MHP ise Sivas örneğinde olduğu gibi tabanına ısrarla "Apo'yu cezaevinden çıkarmak için imza topluyorlar, ordu da..." yalanını yayıyor. Bu salakça yalanlara kim inanır demeyin, her kör satıcının bir kör alıcısı bulunabiliyor.
İmza kampanyası hikâyesi de bir başka tezgâhın adresini veriyor. Abdullah Öcalan'ın kesin bir dille karşı çıkmasına rağmen serbest bırakılmasına dair açılan bir kampanya. Avukat Eren Keskin ve "Arkadaşları" nın işgüzarlığı. MHP de bu kampanyayı Barış Trenini organize edenlere, hükümete yamamaya çalışıyor.
Peki, MHP bu yalanlarla daha ne kadar idare edebilir?
BARIŞLA GELEN DÜĞÜN BAYRAM
Sonuçta tüm bunların dışında, iki il dışında halkın büyük ilgisiyle karşılanan Barış Treni esasında bir zihniyet değişiminin habercisi. Şu kadarını söyleyeyim, Barış Treni'ni Eskişehir tren garında karşılayanların arasında CHP'li Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in talimatıyla gönderilen Başkan Yardımcısı da vardı.
Barışın kıymetini bilmek gerek.