CHP'li seçmenin çarşıda pazarda dolaşıp oy isteyen Kemal Kılıçdaroğlu'na sık sık "İktidarla dalaşmayı bırakın, proje üretin" demesi vaka-i âdiyeden oldu. Yeni Şafak Yazarı dostumuz Salih Tuna CHP'li seçmeni "Kemal beyi fazla sıkıştırmayın" diyerek uyarıyor:
-Bir gün "Ben zaten projeyim, ne projesi" diye kestirip atarsa ne yapacaksınız?
Tuna'nın da ifade ettiği gibi fazla zorlamamak gerek. Kapasite müsait değil demek ki.
Aslında şu son günlere dek hayretler içinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun sinirleri alınmış bir adam olduğunu konuşuyorduk. Bir CHP'li dostum "Bu partide de konuşuluyor ve inan ki insanları korkutuyor. Bugün yüzüne gülerek iltifatlar edip, ertesi gün ipini çeken muazzam bir sahtekârlığı var" demişti.
Hakikaten hiç kızmıyor, kızıyor gibi yapıyor en çok.
Küfür ederken bile sahici olmayan bir canlı türü kendisi.
Duyarlılığı yapma, sevgisi kurgu.
Bir çeşit android.
KEMAL BEYİN SEVİYESİZ VE ÇİRKİN DİLİ
Gelgelelim Sayın Kılıçdaroğlu nev-i şahsına münhasır "android" halini son zamanlarda terk etmeye başladı. Artık kontrol edemediği bazı olaylar uyuşturulmuş beyin sinirlerinde kontak yapıyor olmalı. Birtakım yerleri kurcalanmış gibi ani tepkiler verebiliyor.
Son olarak kendini bilmez muhalif televizyoncuların Kabataş saldırısını meydana çıkaran kadın yazarlara yönelik linç girişimine karşı "Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ" ortak başlığıyla yazılar yazan, içinde benim de yer aldığım 13 gazeteciye ağır hakaretler etti biliyorsunuz.
Alenen namusumuza, ahlâkımıza, dinimize, imanımıza ve kitabımıza dil uzattı.
BEYAZ TÜRK MEDYASININ ACIKLI HALİ
Ne var ki Beyaz Türk medyası bu sözleri karartıp, görmezden geldi. Kendisine dava açtığımızı bile haber yapmadı. Yardımcısı Gürsel Tekin'in "İktidara geldiğimizde bunların gazetelerine el koyacağız" dediğinde nasıl karartma yaptılarsa aynı şekilde.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bazı yazarlara "siz nasıl gazetecisiniz" dediğinde kıyamet koparan, günlerce üzerine yazılar yayınlayan medya sustu. Çıt yok. Düşünün, Kılıçdaroğlu'nun yerine Erdoğan olsaydı, açılacak tüm kampanyalara ilaveten yurt dışı bağlantılar kurulur, Avrupa Birliği'nin bilumum zerzevatı bizi bir güzel kınar, Yahudi sermayeli Freedom House adlı kenarın düşünce kuruluşu da Türkiye'yi basın özgürlüğünde Uganda'nın altına indirirdi.
Artık...
Bundan böyle, iktidarın gazetecilere baskı uyguladığını söyleyip lüzumsuz rüzgâr yapanlara yapacağım tek şey Nanik!
Bilin diye söyledim.
AYŞENUR İSLAM'A BRAVO!
Gazetelere yansıdı. Elazığ'da devlete ait bir yurtta 4 kız çocuğunun bazı görevlilerin cinsel istismarına ve tacize uğradıkları ortaya çıktı. Üstelik çocuklar defalarca bu durumu şikâyet etmişler ama ne Elazığ Harput Bakım, Sosyal ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü ilgilenmiş ne de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı İl Müdürlüğü. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, hiç vakit kaybetmeden soruşturma için üç müfettiş gönderdi ve derhal iddiaların muhatabı 6 personel ile ilgisiz kalan müdürü görevden aldı.
Nedeni açık. Soruşturmanın selameti. Ve yurdu da boşaltıp çocukları "sevgi evleri" adlı bakanlık bünyesindeki evlere nakletti.
İşte budur.
Bu köşede Alman Gençlik Dairesi Jugendamt'ın pervasızlıklarına ve yurtlarındaki rezaletlere sık sık yer veriyorum biliyorsunuz. Ancak Jugendamt ne yazık ki denetim mekanizmalarına tabi olmayan kontrolsüz bir güç. Jugendamt yurtlarındaki cinsel saldırıları, tacizleri defalarca ortaya çıkardık Avrupa'da Gündem programında ama ne bir denetim ne de soruşturma ve görevden alma var.
Şimdi muhalefetteki bazı vekillerin "devlet neredeydi" diye saçmalamasına bakmayın. Önemli olan, olay ortaya çıktığında gereğini yapmak.
Bundan sonrasını takip edeceğiz.
BU "İDDİA VE YALANLAMA"LAR KABAK TADI VERMEDİ Mİ?
HDP heyeti ile Yalçın Akdoğan bir araya geliyorlar.
Çözüm Süreci için kritik görüşme deniyor.
Toplantının ardından Pervin Buldan bir açıklama yapıyor, arkasından Yalçın Akdoğan o ne dediyse Twitter'dan yalanlıyor. Üstelik "Bu sıradan görüşmeye çeşitli anlamlar yüklendi" diyerek.
Haydaaa!
Ne oluyor yahu? Bir değil, iki değil. Sürekli böyle.
Yüz yüze gelip bunları konuşmuyor musunuz siz?
Ama bu arada İç Güvenlik Paketi'nin kalan maddeleri de önergeyle çekildi.
Eee?
Artık kabak tadı vermeden bu iddia ve yalanlama kısır döngüsünden kurtulmanın vakti geldi.