Cerahat tıbbî literatürde şöyle anlatılıyor:
Vücudun bir yerine mikroplar girerek faaliyete başladığında, bedenin kendisini savunmaya yarayan unsurları oraya hücum ederek mikropların yayılmasını önlemeye çalışırlar. Âdeta savaş çıkar. Sonuçta savaş yerinde kanın suyundan, hücre döküntülerinden, içinde bozulmuş akyuvarlar ile mikroplar da bulunan koyu, kirli, pis kokulu ve bulanık kıvamlı bir su toplanır ki buna irin ya da cerahat adı verilir.
Tedavisi de şöyle:
Vücudun neresinde olursa olsun cerahat bir yerde toplandığı zaman, onu dışarıya ve açığa çıkarmak, akıtmak, vücudu bu pislikten temizlemek gerekir.
Cemaatin de toplumun bünyesine giren bir mikrobik saldırı olarak sinsice yayıldığını, önceleri "deri üstü"nde görünen lezyonların aslında ciddi bir iç hastalığın dışavurumu olduğunu görerek zamanında müdahale etmek gerekiyordu ama yine de çok geç kalınmadı.
Çünkü mutasyona uğrayan bir mikrobik saldırıdan söz ediyoruz. İç içe geçmiş toplumsal meseleler karşısında sürekli kisve değiştiren, farklı edalara, davranış biçimlerine dönüşebilen ve dediğimiz gibi dışarıdan güdümlü olarak kendini farklılaştıran bu mikrobu hemen tanıyıp teşhis etmek çok kolay değildi.
Toplumsal bünyenin her alanında halen sürmekte olan savaşın toplumun kirlenmemiş, pisliğe bulaşmamış kesimlerinin zaferiyle sonuçlanacağına dair ilk işaret Bank Asya ile kendini gösterdi.
Bank Asya cemaatin toplumsal bünyede açtığı tahribatın cerahatiydi.
Patlatıldı.
Bank Asya cerahati temizlendikçe toplumun bünyesine sirayet eden mikrop kapı dışarı edilecek ve bünye kendini eskisinden çok daha sağlıklı olarak toparlayacak.
2,1 MİLYAR LİRALIK BATIK KREDİ?
Bank Asya'nın bilinebilen batık kredisi bu kadar. Üstelik bu miktarın buzdağının görünen yüzü olduğu belirtiliyor. Bu para cevşen okuyan zavallı cemaatçi vatandaşa ev ya da otomobil kredisi olarak kullandırılmadı kuşkusuz. Nereye gittiğini araştırmak da şu anda bankanın yönetimine el koymuş olan TMSF yetkililerinin görevi.
Nitekim MASAK raporuyla 2,1 milyarlık batık kredinin dışında imtiyazlı ortaklara üç milyar liralık da kanunsuz kredi kullandırıldığı anlaşıldı.
Bunlar ortaya çıktıkça bu ülkenin geleceğine kastedenlerin, darbe girişimi yapanların kimlikleri de ortaya çıkacaktır.
Banka şubelerinden büyük miktarda çekilen paraların sahipleri de yine o sıradan cemaat mensubu vatandaş değil. Cemaatin, yani Banka'nın o imtiyazlı ortakları.
Şöyle bir geriye dönelim o vakit. Ne olmuştu?
BANK ASYA, PARALEL YAPI, BDDK
Ülkenin finans sisteminin bir parçası olması gereken banka, sistemin saygınlığını kullanarak garip işler çevirmeye başlamıştı. Meşru hükümeti devirmeye teşebbüs eden cemaat yapılanması ile iş birliğini saklamayacak denli pervasız oluşları bir yana, âdeta bu yapılanmayı finanse ettiğine dair işaretler geliyordu.
BDDK'nın yapması gereken hükümet yetkilileri ve vatandaşlardan gelen şikâyetleri dikkate alarak inceleme yapmak üzere murakıplarını görevlendirmekti. BDDK Başkanı Mukim Öztekin de öyle yaptı ama görevlendirdiği murakıplardan her defasında "pırıl pırıl, tertemiz ve tüm göstergeleri fevkaladenin de fevkinde" raporlar geliyordu.
MURAKIPLARIN CİLLOP GİBİ RAPORLARI
Ama bir yandan medya, diğer yandan hükümet yetkilileri usulsüzlükler karşısında isyan ediyordu. Cemaat medyası ve finansörü para babaları ise BİST hisseleri alıp bankanın değerini şişirmeye ve oluşturdukları algıyla Bank Asya'nın ne denli "temiz ve güçlü" bir kurum olduğunu pompalıyordu.
Mukim Öztekin iki arada bir derede kalıp ne yapacağını şaşırdı ve kalp krizi geçirip görevinden ayrıldı. Ne yazık ki gönderdiği ve her seferinde cillop gibi temiz raporlarıyla dönen murakıpların paralel yapının hizmetinde olduğunu fark edememişti.
PİSLİĞİ TÜM BÜNYEYE BULAŞTIRMA TEHDİDİ
Sonunda TMSF Banka'ya el koydu. Cemaat durmadı. Mahkemelerdeki ve BDDK'daki elemanlarıyla "pisliği tüm finansal bünyeye bulaştırmak" istedi. Bunun için de mahkeme heyeti, aldığı kararla BDDK'dan diğer bankaların finans yapılarını içeren bilgileri istedi. Bu, şu demek oluyordu:
"Bana dokunursanız, pisliğimi hepinize bulaştırır ve batırırım."
Allah'tan toplumsal yapı artık kendini biraz toparlamış olmalı ki bu çirkefi de zamanında tespit ederek diskalifiye etmesini bildi.
Şimdi tekrar sormalı.
Bankanın 2,1 milyar liralık batık kredisi kime gitti?