Dezenformasyonla Mücadele Yasası tasarısındaki en önemli eksik!

A -
A +

Yasa tasarısını genel hatlarıyla inceledim.

 

Ülke insanının huzurunu ve birliğini sağlamayı; şiddetten, yalandan, iftiradan, manipülasyondan arındırılmış bir topluma ulaşmayı amaçlayan, çocuklar ve tüm dezavantajlı grupları korumaya yönelik bir yasa tasarısı hazırlanmış. Üzerinde özenle çalışıldığı her yanıyla belli. Çünkü yasa taslağında da belirtildiği üzere, etkisi gün geçtikçe kontrolsüz biçimde artan yeni medya formları, hukukun üstünlüğü ilkesini tanıyan hiçbir ülkede denetimden, düzenlemeden ve yaptırımdan muaf değil.

 

Bu yasaya sorumsuzca “Sansür yasası” diyenlerin oluşturduğu güç odaklarının arka planında kontrol edilemez bir internet ve sosyal medya dünyasıyla Türkiye’yi karıştırmak, insanımızı birbirine düşürmek, milletin değerler sistemini yok etmek olduğunu artık biliyoruz.

 

Ama artık bitti. Bu kontrolsüz odaklar gerçeği bir an önce kafalarına soksalar çok daha iyi olacak.

 

Ne var bu yasada sadece başlıklarına bakalım önce:

 

Öncelikle internet medyası yasal bir zemine oturuyor.

 

Bugüne kadar ticaret odalarına “telefoncu” “bilgisayarcı” hatta ''tesisatçı'' gibi faaliyet alanlarıyla ilgisiz alanlar üzerinden kaydedilen “Haber siteleri” ya yasal zemine sokulacak ya da kendilerini feshedecek. Böylece bu sitelerde çalışan medya emekçileri Basın Kanunu ile gazetecilere tanınan haklardan yararlanıp basın kartı alacaklar.

 

Çocuklar başta tüm kişilik hakları korunuyor.

 

Çocuklara yönelik uygulamalar konusunda ayrıştırılmış hizmet sunumunun sağlanması garanti altına alınacak. Kişilik hakkının zedelenmesi şikâyeti ile Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvuru yapıp içeriğin kaldırılması talebinde bulunan ve talebi mahkemece kabul edilen kişiler, artık başvuru yaptığında, mevcut karar diğer internet siteleri için de uygulanacak. Her site için ayrı karar çıkarılması gerekmeyecek.

 

Sosyal medya şirketlerinin temsilci atama sorunu çözülüyor.

 

Sosyal ağlara Türkiye ofisi açma ve ofisin yönetimine bir Türk vatandaşı atama zorunluluğu getirilecek.

 

Yasaya uymayan platformlara reklam alamama cezası geliyor.

 

Sosyal medya şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymaması hâlinde bu sosyal ağlara Türkiye'den reklam verme yasağı getirilecek.

 

Haber içeriğinde süreklilik korunuyor.

 

İnternet medyasında üretilen haber içerikleri, yayınlandıkları ilk hâli ve uğradığı değişiklikleri kapsayacak şekilde internet medyasınca kayıt altında tutulacak.

 

Kasıtlı olarak yalan haber üretmek suç teşkil ediyor.

 

 

 

VERİLECEK CEZA NE KADAR?

 

 

 

TCK'ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu tanımlandı. İşte o eklenen SUÇ HÜKMÜ:

 

TCK’ya "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı ile Madde 217/A eklenen maddeye göre bu suçu işleyenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandıracak. Fail gerçek kimliğini gizliyor (FAKE HESAPSA) ve bir örgütsel faaliyet içinde bu suçu işliyorsa ceza yarı yarıya artırılacak.

 

 

 

SUÇUN OLUŞMASI İÇİN 5 ŞART

 

 

 

Yani yeni düzenlemede suçun oluşması için şu 5 şart aranacak:

 

1. Yayılan haber gerçek olmamalıdır.

 

2. Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığı ile ilgili olmalıdır.

 

3. Halk arasında panik, korku ve endişe oluşturma kastı taşımalıdır.

 

4. Kamu barışını bozmaya elverişli olmalıdır.

 

5. Aleni (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilir) olmalıdır.

 

 

 

ASIL BÜYÜK SORUN SAHTE İSİMLE VE FOTOĞRAFLI FAKE HESAPLAR

 

 

 

Daha geniş yazabilirdim ama yerim yok. Şimdi buradan hemen bu yasa taslağındaki EN ÖNEMLİ EKSİĞİ yazıyorum.

 

Twitter, Instagram, Facebook gibi sosyal ağlarda, Ekşi Sözlük gibi internet sitesi mecralarında fake hesaplarla, takma adlarla ve fotoğraflarla, sahte isimlerle konumlanan, buralardan kişilere ve kurumlara yönelik itibar suikastları yapıp iftiralar yağdıranlar ne yazık ki bu YASA KAPSAMI DIŞINDA kalmış. Bu büyük bir eksik ve vahamet!..

 

Daha da vahimini söyleyeyim. Bu fake hesapların yüzde 90’ı FETÖ’cü, PKK’lı ya da çeşitli siyasal partilerin trolleri. Size hakaret eden bu sahte isimli ve fotoğraflı fake hesaplara siz de aynı tonda cevap verince savcılıklara gidip gerçek isimleriyle hakkınızda SUÇ DUYURUSUNDA bulunabiliyorlar, savcılarımız da ne yazık ki bu şikâyetleri ciddiye alabiliyor. ŞAKA GİBİ değil mi? Bilgilendirilmedikleri için bunu yapan savcılarımız olduğu kadar nedenini çözemediğim biçimde davranan savcılarımızın mevcudiyetinden de haberdarız ne yazık ki.

 

O hâlde yapılması gereken nedir?

 

 

 

HÜKÛMETTE DİLLENDİRİLEN AMA BİR CESUR YÜREK ÇIKMADIĞI İÇİN RAĞBET GÖRMEYEN ÖNERİ

 

 

 

Aslında bu yakın zamanda hükûmet içinde konuşuldu. 

 

Sorunun çözümü çok basitti ve aldığım bilgiye göre bu ÇÖZÜM hükûmet içinde dillendirildi de.

 

Türkiye’deki sosyal ağlarda ve internet medyasında HESAP AÇAN HERKES, adını ve soyadını, kimliğini ve adresini Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu BTK’ya bildirecek, bildirmeyen hesap bir ay içinde kapatılacak.

 

Bu karar alındığı ve yasalaştığı takdirde mahkemelerin yükü hafifleyecek, Dezenformasyonla Mücadele Yasası ile amaçlanan tüm hususlarda ciddi bir rahatlama olacaktır.

 

İşittiğim kadarıyla geri durulmasındaki sebep, muhalefetin “Devlet fişliyor” kampanyası başlatmasıymış.

 

“DEVLET HERKESİ FİŞLİYOR” diyecek olanlara hatırlatmak lâzım:

 

Devlette tüm nüfus bilgileriniz, adresiniz var. Yargıda ve emniyette tüm adres ve nüfus bilgileriniz var. Bankalarda, Çiftçi Kayıt Sistemi ÇKS’de, Baroda, mühendis odalarında ve derneklerde var. Devlet sizi fişlemiş mi oluyor?

 

Herkesi ciddiyete davet ediyorum.

 

Kısacası bu büyük eksikliği umarım yasa taslağı görüşülürken giderirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.