Çok değişik bir formatla bağımsız bir yayıncılığa imza attı Oğuzhan Uğur Babala TV adını verdiği YouTube kanalında. Oğuzhan Uğur’u önceden de takip ediyordum. Muhalif ama diğerleri gibi PKK ve FETÖ konusunda karnından konuşmuyor. Pat pat her şeyi söyleyebilen, hazırcevap, mizah yeteneği de güçlü bir isim.
Dediğim gibi farklı bir formatla bir siyasetçiyi ya da gündemdeki bir ismi çağırıp, karşısına seyircileri ve birtakım medya mensuplarını oturtup saatlerce tartıştırıyor, konuşturuyor. Misal HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu Ümit Özdağ ile Ahmet Davutoğlu katılan isimlerdi ve söyledikleriyle, gaflarıyla yoğun gündem konusu oldu.
Ancak tecrübesizlik diye bir olgu vardır ya, o ne yazık ki kısa zamanda zuhur etti ve bu öz güvenin ayarı bir anda kaçıverdi. Oğuzhan Uğur BİR ATAK YAPTI ve aşağıda okuyacağınız tweetleri attı.
Herkes şaşırdı kaldı.
Yurt dışındaki bir firari FETÖ’cüye; Hakan Şükür’e sırf evvelden hayran olduğu futbolcu olduğu için konuşma daveti yapmaktaydı. Tabii sosyal medyada çok eleştirildi ve üzerine gidildi Oğuzhan Uğur’un.
Önceki gün Zafer Partisi’ndeki görevlerinden “Partiyi FETÖ’cüler doldurmuş, kendilerine Tengrici diyorlar. CIA deyin olsun bitsin” diyerek istifa eden Prof. Dr. Gülümser Heper bu durumu “Başarma arzusu insanı maymuna çevirir” diyerek izah etti.
Heper’in referans verdiği Ekonomist Bartu Soral ise şöyle diyordu:
“Bence Oğuzhan Uğur’u Hakan Şükür kesmemeli. Daha büyük oynamalı. Kimse yüzde 100 kötü olamaz, Öcalan ve Gülen’e de bir davetiye yollamalısınız, sakin sakin, bağırmadan, çağırmadan, oyarsınız ülkenin altını! Sanırsın mahalle maçında kavga çıktı, arkadaş çocukları barıştıracak!”
“Siyaseten doğruculuk”un medya yayıncılığındaki yeri tartışılır ama ülke gerçekleriyle örtüşmediği biraz acı biçimde görüldü. Oğuzhan Uğur, gelen tepkiler üzerine paylaşımını önce sildi, sonra karar değiştirip “Silmedim işte, yeniden yayınlıyorum” deyip firari FETÖ’cü Hakan Şükür’e davetini tekrarladı.
Tepkiler dinmeyince babası emekli Jandarma Kıdemli Albay Hasan Atilla Uğur devreye girdi. Oğuzhan Uğur, Hakan Şükür’ü davet etmekten vazgeçti ve sonucu şu satırlarla açıkladı:
“Hakan Şükür’e yaptığım daveti, samimi eleştirileri tek tek okuyarak tekrar değerlendirdim. Babamla da uzun bir konuşma yaptım. Kendisine konuşma hakkı verip, FETÖ’ye sempati kazandırma ihtimalini ve tek bir kişiyi bile kandırması riskini göze almamalıyım. Acele karar vermişim. Tabii bunu da parça parça atacakları için 'korkak' diyecekler ama ben hatamı kabul ederim. Soru sormak asıl benim hakkım kafasıyla baktım. Tam tartamamışım. Siyaset konusunu kapatınca babamı da konuk alacağım.”
İşte “FETÖ’ye sempati kazandırma ihtimalini ve tek bir kişiyi bile kandırması riski” lafı için ne yazık ki çok geçti. Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Günün sonunda FETÖ istediğini almıştı.
FETÖ cephesinde ise bayram vardı. Davet edilen FETÖ’cü Hakan Şükür “İki defa yazdıklarının silinmek zorunda kalındığı ülkemde Oğuzhan Uğur’u anlamakla beraber, toplumun da bu durumdan bir şey anlamasını tabii ki isterim” diyor ve ekliyordu:
“Kamerasını alıp kanser babama gitsin.”
Hakan Şükür “Kamerasını alsın, 15 Temmuz gecesi bombalayıp katlettiğimiz askerlerin polislerin ailelerini ziyaret edin, kurşunlayıp şehit ettiğimiz sivillerin, yaralanan ve hâlen tedavileri süren gazilerimizin hâlini hatırını sorun” diyecek değildi hâliyle.
OĞUZHAN UĞUR’A VE BABASINA İMALI TEHDİT
FETÖ’nün yurt dışındaki yayın organları önce alkışladıkları Oğuzhan Uğur’u şimdi yerden yere vuruyorlardı. İngiltere’de ikamet eden firari FETÖ’cü Tarık Toros onlardan biriydi.
“JİTEM’ci babası Hasan Atilla Uğur’u yayına çıkarıp infazlarını soracaktı:) Kızıltepe’yi mesela. 'Mardin’in Allahıyım' dedi mi demedi mi mesela. Tanıkları da çağırsa ve babasıyla yüzleştirseydi mesela.”
Hayatı terör örgütleriyle mücadelede geçen ve Abdullah Öcalan'ı sorgulayan ekibin lideri olan emekli Jandarma Kıdemli Albay Atilla Uğur, FETÖ Terör Örgütü tarafından organize edilen Ergenekon davasında 1 Temmuz 2007’de tutuklanmış ve 5 yıl 8 ay 10 gün cezaevinde kalmıştı.
Hasan Atilla Uğur tahliye olduktan sonra bu kez JİTEM’ci olduğu ve Mardin Kızıltepe'de 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin öldürülerek kuyulara atılması ve zorla kaybedilmesine ilişkin 2014'te açılan Kızıltepe JİTEM davasında yargılandı. Ama dava zaman aşımından düştü. Emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu beraat etti.
İşte FETÖ’cüler Oğuzhan Uğur’u bu kez babası üzerinden “Babanı yeniden yargılayıp infaz ederiz” imasıyla tehdit ediyorlardı. Şimdi öğreniyoruz ki Oğuzhan Uğur, babası Hasan Atilla Uğur’u yayına çıkaracak ve bu konuları da soracağı bir program yapacak kendisiyle. Oğuzhan Uğur bu kararını “Kafalarda şüphe kalmasın” diyerek duyurdu...
Şunu anlamak kolay değil. Twitter üzerinden “Bir zamanlar kral dediğim, millî formadaki adını öptüğüm beyefendi, siz mesela katılır mıydınız” diyerek bir firari FETÖ’cüyü yayınına davet edecek kadar NAİF olabilen Oğuzhan Uğur’un, babasını 6 yıla yakın cezaevinde yatıran, 15 Temmuz’da 252 insanımızı katleden bir örgütün mensubunu sırf eskiden hayran olduğu bir futbolcu diye yayınına davet edebilmesi, ama bunun karşısında FETÖ’yü bitiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın amansız bir karşıtı olabilmesinin sosyolojik bir izahı var mıdır sizce?
Allah’tan Oğuzhan babasını seviyor ve onun söylediklerini dikkate alıyor.
Neyse, noktayı koyalım bu meseleye. Bu yanlışlar yapılır ve sonuçta öğrenme sürecidir.