Gaz-ze'nin gazı ve hedefteki Erdoğan

A -
A +

Üç gün önce cemaatin dönüştürülmüş paravan gazetesinin Filistinlilere kıyamet yaşatılırken attığı başlık, "İsrail, Gazze'nin damarlarına girdi" şeklindeydi.
Saklı bir sevinci barındıran bu başlık, altında yazılanlar gerçeği tam olarak karşılamasa da amacı net olarak açıklıyordu.
Gazze'nin damarlarından kastedilen, bir zamanlar, Vietnamlı direnişçilerin, ABD saldırganlığına karşı yerin altında örümcek ağı gibi kazdığı tünellerin bir benzeriydi. Vietnamlılar, bu tünellerden zırt pırt çıkarak ve saldırıp, aniden sırra kadem basarak ABD ordusuna kan kusturmuşlardı.
İsrail de, Gazze'nin altındaki bu tünelleri yok etmek istiyordu. Direniş orada hayat buluyordu çünkü. Füzeler ve bombalar tesirsiz kalıyor, tünellere ölüm giremiyordu.
İsrail Başbakanı Netanyahu, niyetini geçen yıl bir Amerikan televizyonuna verdiği mülakatta "Bu tünellere gireceğiz" diye açıklamıştı zaten.
TÜNELLERDEKİ SIR
Gelelim asıl sebebe.
Malûm, Akdeniz'de büyük doğalgaz yatakları bulundu. Gazın, deniz sahaları itibariyle sahipleri ise Kıbrıs, İsrail, Filistin-Gazze, Lübnan ve Mısır olarak görünüyordu.
Bu çok önemli gelişme İsrail'de buruk bir sevinç oluşturdu. Ortak çoktu. Ama daha da önemli bir sebep vardı ortada.
Hem Avrupa'nın Rusya'ya bağımlılığını ortadan kaldıracak, hem de uluslararası Yahudi baronları mutlu edecek gazın Türkiye üzerinden nakledilmesi gerekiyordu. Maliyeti kurtarıp kâr edilebilmesi için başka hiçbir seçenek yoktu.
Türkiye razı edilmeliydi ama nasıl?
Oysa, orta yerde bir Mavi Marmara faciası vardı.
Erdoğan, "Özür, tazminat ve Gazze'ye ablukanın kaldırılması"nı istiyordu İsrail'le ilişkilerin normalleşmesi için.
Sıkışan Netanyahu Obama'dan kendisine ısrar etmiş gibi görünmesini istedi ve ardından özür diledi Türkiye'den.
Erdoğan, Netanyahu'nun karnındaki gazın nedenini iyi biliyordu.  Şunu söyledi:
"Tamam, özrü Türkiye Cumhuriyeti ve Mavi Marmara mağdurları adına kabul ediyorum, ama yetmez. Gazze'ye ablukayı kaldırın ve tazminat ödeyin"
İsrail lobisi ve neo-con çetesi hop oturup hop kalktı. Türkiye'deki işbirlikçileri de onlarla beraber. Bugün Erdoğan'a "Yiğitsen İsrail'in canına oku, hadi" çağrısı yapanlar, o vakit "Batı ve ABD ile aramız bozuluyor" diye ağlayıp durdu.
İran'ı bile hal etmişlerdi. Ama Erdoğan, günün sonunda tüm şartlarını kabul etseler bile sıra enerji koridoruna geldiğinde "Gazze'nin deniz sahasındaki gazı Filistin'e aittir" diyecekti.
Ve plân işlemeye başladı.
Şimdi, Gezi olaylarının neden çıkarıldığını, uluslararası Yahudi lobisinin yönettiği medyanın ve neo-con çetesinin cemaat enstrümanıyla beraber neden çıldırmışçasına saldırdığını, 17-25 Aralık operasyonlarını, Mısır'daki darbeyi yeniden düşünelim.
Darbeci Sisi'nin Gazze tünellerine insani yardım geçişlerini neden engellediğini de.
GAZA NİYE GELMEMELİ?
Geçen hafta başlayan katliamın işaret fişeği de El Fetih ile Hamas el sıkışıp Filistin devletini ilan ettiklerinde atıldı.
Ve gaza basıldı; Gazze'yi temizleyeceklerdi. Yani Gazze'nin damarlarına girip direnişi yok edecekler, Türkiye ile masaya oturulduğunda "Gazze'nin abluka sorunu yok ki" diyerek Erdoğan'ın şartını gereksizleştireceklerdi.
Bir diğer amaç ise ABD ve NATO ile Erdoğan'ın arasını bozup, içeride destekledikleri paralel örgütün yolunu açmak, böylece Erdoğan'ı tasfiye ederek Musul, Kerkük, Hazar ve hatta Akdeniz'de etkisi olmayan eski Türkiye ile masaya oturmaktı.(*)
Ekmeleddin İhsanoğlu da bu projenin bir parçası.
Muhalefet şaklabanlarının, İsrail'e istihbarat veriyor yalanıyla NATO'ya ait Kürecik Radar Üssü için "Hadi erkeksen kapat da göreyim" tarzı sahtekârca efelenmelerinin, bu radarın aynının İsrail'de olduğunu haince saklamalarının nedeni de bu.
Kısaca, hem Türkiye'yi Batı sisteminin dışına çıkarıp etkisiz eleman haline getirmek, hem de seçim kampanyasında bu kof kahramanlıklarına puan toplamak için akılları sıra bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar.
Tüm bu sebepler "Gaza gelmeden" bu duruşun devam etmesi gerektiğini gösteriyor.
.....
(*) Star gazetesi yazarı ekonomist Cemil Ertem

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.