samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Kadınlara bir önerim var

A -
A +
Dünya Kadınlar Günü'ndeyiz.
Kadınlar için eşit, özgür ve şiddetten uzak bir dünya diliyorum.
Tabii bu dileğim tüm insanlık için de geçerli.
Bugün kadınlarla sohbet edelim istedim. Çok kadın arkadaşım var. Ailemde kadınların içinde büyüdüğümden olsa gerek onlarla konuşmayı, laflamayı severim. Bana hem öğretici, hem de eğlenceli gelir. Açıkçası erkek muhabbeti pek sarmaz beni. Bu yüzden kadın arkadaşlarımla, dostlarımla paylaştığım görüşlerimi burada da yazmamda bir sakınca yok.
Hani "Kadın kadının kurdudur" derler ya, bu sözün gerçekliğine hep inanmışımdır. Kadınlararası dayanışmanın bir türlü istenildiği gibi gerçekleşememesi bunun bir göstergesi. Misal, Türkiye'de kadınlara yönelik şiddetin yaşanmadığı gün geçmiyor. Daha dün, 21 yaşındaki gencecik üniversite öğrencisi Özge Gündoğan, eski erkek arkadaşı Mehmet Ekinözü tarafından otobüste kurşunlanarak katledildi. Neden? Aslında bir neden aramaya gerek var mı? Yok! Ama soruyoruz işte. Çünkü terk edilen erkek, sevgilisini GERİ İSTİYOR...
Evet, kilit sözcük bu: O İSTİYOR! Yine bir kadın tarafından her İSTEDİĞİ VERİLEREK yetiştirilen şımarık ve arsız oğlan, büyüdüğünde şu sabit fikirle donatılmış oluyor:
"Ben istiyorsam, benim olmalı!"
Ve eminim, bu ve benzeri vahşetleri okuyan, işiten çoğu kadından "Kız da oğlana bu kadar ümit verip bırakmasaymış canım" ya da "Kızlar hep böyle, oğlanları delirtip sonra da daha iyisini bulup gidiyorlar" şeklinde yorumlar dinleyebilirsiniz. Çünkü bunu söyleyenlerin tamamına yakını "ERKEK" annesidir. Onların paşa çocukları, aslan oğulları her şeye lâyıktır. Bir dediği iki edilmez, kızı istedi mi almalıdır, istemedi mi bırakmalıdır. Zira kendini de bir meta olarak kabullenmiştir ve Hikmet-i Hüdâ'dan her şey oğluna haktır.
Bu ezilmişlik dayanışmasının erkek şiddetini nasıl beslediği ortada. Günümüzde, kadın şiddetinin yüzde 80'ini bu türden terkedilmeler oluşturuyor. Kadının her zaman "erkeğe muhtaç" olduğu dolce vita'lı günler geride kaldı ama erkek çocuklarla anneleri bunun farkında değiller.
Bu yüzden kadın arkadaşlarıma ve dostlarıma hep şunu söylüyorum:
ERKEK ANNELERİNİ hedef alan propagandalar yapın. Düğüm orada.
Sonuçta karısını doğrayıp bavula koyan adama kravat taktı diye iyi hal indirimi veren de bir erkek hakim.
Aslında sorun evrensel. Son açıklanan rapora göre Avrupa'da her üç kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor ve kadınların yüzde 5'i tecavüze uğruyor. Ve her 10 kadından biri, 15 yaşından önce cinsel şiddete uğruyor. Kısaca Avrupa'da da durum utanç verici boyutta.
Yerimiz yetmeyecek, bu sohbeti burada keselim çünkü çok başarılı bir kadın gazeteci-yazarın kitabına da yer vermek istiyorum.
Show tv'de tam beş yıl yan yana çalıştığım, sonrasında da hayatımdaki gerçek dostlarımın arasında yer almasından gurur duyduğum bir isim Defne Samyeli'nin kitabından. Defne, habercilik namusuna, entelektüel kapasitesine, demokratlığına çok güvendiğim uluslararası çapta bir gazeteci ve televizyoncu.
Defne Samyeli'den
KISA LAFIN UZUNU
Kitabın adı bu. Çünkü Milliyet gazetesinde yaptığı röportajları öylesine ses getirdi ve konuşuldu ki, bu kitaptaki röportajlarda yer alan konuşmaların bir başucu kitabı olarak referans alınması kaçınılmaz hale geldi. Malum, röportajlar gazetelerdeki sayfa sınırlamaları nedeniyle kısaltılıyor. Defne bu ilginç röportajların orijinal uzunluktaki haline kitabında yer vermiş.
2013 yılı boyunca Türk siyasetinin yeni sahnesini hazırlayan duayen simalarından, siyasetin yükselen yıldızlarına, sanatçılardan spor adamlarına, gazetecilerden akademisyenlere kadar pek çok isimle yapılmış röportaj var kitapta. İşte sadece birkaçı:
Acun Ilıcalı, Arzu Okay, Cemal Hünal, Çelik, Dorothee Schmid, Erol Ergüler, Gilles Martin-Chauffier,  Hayrettin Bulan, İzzettin Doğan, Nasuh Mahruki, Nevzat Yalçıntaş, Nihat Doğan, Numan Kurtulmuş, Özlem Kaymaz, Ravi Snigh, Salih Güney, Serdar Eren, Seyfi Dursunoğlu, Sophie Fontanel, Tan Sağtürk, Tanju Sürmeli, Taylan Kümeli, Ülkü Erakalın.
Zevkle okuyacağınız bir kitap.
 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.