MİT TIR'larına bakışınız ahlâkınızın turnusol kâğıdı

A -
A +

Yüzbaşı Oliver North, geçmişte Orta Amerika ülkesi Nikaragua'daki Anastasio Somoza'nın 44 yıllık faşist rejimini yıkan Sandinistlere karşı kontrgerilla teşkilatı kurmakla görevlendirilmişti. CIA'in o dönemde başına gelen William Casey vermişti bu görevi ona. Para, silah ve mühimmat yardımının onayı da Kongre'den geçmişti. Bu paralarla Contra adı verilen örgütün elemanları eğitilmekteydi.

Amerika arka bahçesi saydığı Nikaragua'da bir solcu rejime izin vermek niyetinde değildi çünkü. Ekonomik ya da coğrafi; stratejik öneme sahip her ülke ABD'nin arka bahçesi sayıldığı için, bu tür ülkelerde darbe yapılması, ayaklanmalar çıkarılması, istenmeyen iktidarlara karşı savaşanlara yardım edilmesi, savaşçı yetiştirilmesi olağandı. Şili'de Allende'yi deviren Türkiye'de 27 Mayıs ve 12 Eylülleri yapan, İran'da Musaddık'ı devirip Şah Pehlevi'yi getirten onlardı. Vietnam ve yakın zamanda Irak'ta katledilen milyonlar onların eseriydi.

Casey'nin görevlendirdiği North sıradan biri değildi. Old Executive Building'in (eski idari bina) 302 numaralı odasında çalışıyordu ve 345 numaralı odada çalışan CIA Başkanı Casey ile görüşmek için koridorda köşeyi dönmesi ve bir dakikadan az süre yürümesi yeterliydi. Alt katında da zaten 208 numaralı operasyon odası vardı.

Bu arada yardımlar tıkır tıkır akıyor, Contra'lar eğitiliyor ve donatılıyordu. Sandinistler, Contralarla savaşırken bir yandan da ABD'nin yaptıklarını dünyaya duyurmaya çalışıyorlardı.
Sonunda Kongre baskılara dayanamayıp toplandı ve yardımlar durduruldu. Ancak CIA Başkanı Casey, North'a  "Artık yalnızsın. Sana el altından parasal destek sağlayacağız ama yakalanırsan seni tanımıyoruz" dediler.

ABD yardımları kesmiş görünse de Contralar Sandinist hükümete saldırılarını sürdürüyordu.
Ancak hem Sandinistlerin, hem de Oliver North'un kaderini değiştiren bir skandal olay gerçekleşti 5 Ekim 1986 tarihinde. Sandinistler ülkenin güneyinde Contra'la silah ve teçhizat yardımı götüren bir Amerikan Fairchild C-132 K uçağını düşürdü. Uçaktaki iki Amerikalı pilot ölmüş, yardımcı pilot Eugene Hasanfus ise paraşütle atlayarak kurtulmuştu. Hasenfus'un ormanlardaki tutukluluk hâli Amerikan gazetelerinde baş sayfada yayınlanınca rezalet ayyuka çıktı.

ABD karıştı ve iş Yüzbaşı Oliver North'un başına patladı doğal olarak. Tam da dedikleri gibi CIA başkanından Pentagon'a kadar hepsi ağız birliği etmişçesine üç maymunu oynadılar ve North'u dımdızlak ortada bıraktılar. Sonuçta North yargılanarak para ve hapis cezalarına çarptırıldı, rütbesi söküldü.

HÜRRİYET'İN ÇARPITMASI

Şimdi gelelim konuya ve bu uzunca hikâyenin asıl sebebine.
Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, MİT TIR'larıyla ilgili tartışmalara "Oliver North Türk olsaydı kurtulmuştu" başlığıyla yayınladığı yazıyla katılmış.
Yani demeye getiriyor ki Türkmenlere mühimmat yardımı götürdüğü söylenen MİT TIR'larının sorumluları da bir skandala imza atmışlardır ve bunu yapanlar tıpkı Oliver North gibi yargılanıp cezalandırılmalıdır.
Bak sen!
Buna kafa karışıklığı demek de mümkün, yarım yamalak bilgiyle çarpıtma da.
MİT TIR'larıyla gönderilen yardımlarla CIA'in Nikaragua'daki Contra operasyonu arasında benzerlik var mı bakalım.

1-ABD arka bahçesi Nikaragua'ya emperyalist amaçlarla girdi. Yukarıda örneklerini saydığımız pek çok yerde olduğu gibi. O ülke içinde uçaklarıyla cirit atıyor, halka karşı Contra adı verilen katil sürüleri ve uyuşturucu ticareti yapan serserilerden bir kontrgerilla örgütü kuruyor, eğitip donatıyor.

2-Türkiye ise 900 kilometre sınırının olduğu Suriye'de bir faşist diktatör ve dünyanın en azılı canavarına karşı canlarını korumak için çırpınan soydaşlarına yardım gönderiyor. Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Samir Hafız'ın birkaç gün önce yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin yardımları olmasaydı otuz bin olan şehit sayımız şimdi belki bir milyona ulaşmıştı" demesi aradaki ahlaki farkı ortaya koyuyor.

3-Türkiye şimdiye dek hep mazlumların yanında olmaya çalışmış bir ülkedir. Süleyman Demirel Boşnakları ve Hırvatları korumak için, Alparslan Türkeş Cezayir'de Fransızlara karşı savaşan Müslümanlara silah gönderdiği için vatan haini değildi. MHP lideri Bahçeli en çok istismarını yaptığı Türkmenlere yardım konusunda Türkeş'e dolaylı olarak "vatan haini" dedi.

4)Amerika YPG'ye havadan silah gönderirken kimse ahlaki bir kaygı gütmedi. Neredeyse canlı yayınlandı televizyonlarda. Bu durumda YPG'ye silah yollamak kahramanlık, Özgür Suriye Ordusu'na(ÖSO) ya da Türkmenlere silah yollamak ihanet öyle mi?

5)Amerikan yapımı ilk versiyon M16 silahların IŞİD'in resmî silahı olmasına ne demeli peki?

6) Türkiye mazlumlara yardım için en doğal hakkını kullanıyor. Suriye'deki savaş BM ilkelerine göre bu ülkenin iç işi olmaktan çıkmıştır. Orada bir katliam vardır.

7) Türkiye zaten NATO ve ABD ile ortak yürütülen "Suriyeli muhalifleri eğitip DONATMA" programıyla uluslararası sorumluluk yürüten, 2 milyon Suriyeliyi misafir eden bir ülke olarak gereken saygıyı hak ediyor.
Ve bu da bir soru:

8)Bu ülkeden silah yüklü kamyonlarla Peşmerge Kobani'ye yardıma giderken çok mutluydunuz da neden iş Türkmenlere yardım olunca cayırtı koparıyorsunuz?

Ahlaklı olun, adam olun biraz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.