İnsan kıyma makinesine dönüşen İsrail devletinin algı oluşturma çalışmalarının bir diğer hedefi de kendi halkı ve diasporası. Son seçimler öncesinde Binyamin Netenyahu'nun, "Niçin kendisine oy verilmesi gerektiği" yolunda bir soru yönelten gazeteciye verdiği yanıta bakın:
"Yahudi halkının dünyada bir kez daha şansının olacağına inanmıyorum. İşte bu yüzden seçildiğim takdirde İsrail halkının bekası için elimden ne gelirse yapacağım."
Yahudi halkına verilen mesaj çok açık.
"Bu son şansın. Yaşayabilmek için öldürmekten çekinmeyeceksin."
Bu paranoyaklık etkili olmalı ki geçmişte Hitler ve naziler eliyle tarihin en acı, en korkunç soykırımlarından birine uğrayan Yahudilerin çocukları ve torunları şimdi İsrail'in katliamlarına gözlerini kapatıyorlar. Binlerce Yahudinin ABD ve Avrupa'daki katliam protestoları ve kimi Yahudi aydınların insani duyarlılıkları ne yazık ki genel eğilimi değiştirecek niteliğe ulaşamıyor.
Türkiyeli Yahudiler de Gazze'deki katliama tepki göstereyim derken nazi ağzıyla saçmalayan
Yıldız Tilbe'yi kınamakla meşgul.
Kendimi alamayarak, "Yerden göğe kadar haklısınız ama Gazze'deki katliamları da Yıldız Tilbe kadar önemseseydiniz keşke" diyecek oldum. Vay efendim, rahmetli anamın deyimiyle at kaçtı, torba düştü. Meğer ben onları sırf Yahudi oldukları için sıkıştırıyormuşum.
Bugünlerde akıl ve izan her zaman ortaya çıkmıyor, alıştık.
Söylediklerim çok açıktı oysa.
"Geçmişte yaşadıkları korkunç soykırım nedeniyle hassasiyetleri olan Yahudi toplumundan, benzer bir duyarlılığı İsrail devletinin zulmettiği, bombalayarak katlettiği Filistinliler için de beklemek çok şey istemek mi olur? Yahudi soykırımı, bir vahşeti kınamak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudileri, diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından; Türk, Kürt, Ermeni ve Çerkes'ten daha ayrıcalıklı ya da dezavantajlı kılmıyor. Tarihsel bir mağduriyet bir başka mağduriyeti perdelemek için kullanılmamalı. "
Aynı duyarlılığı CHP'den istemiyorum mesela. Trakya'daki 30 bin Yahudiyi, organize ettiği saldırılarla evlerini işyerlerini yağmalayıp sürgün eden, Dersim'le jenosid 'master'ı yapan sabıkalı bir CHP zihniyetinden "Katliam karşıtı" duruş beklemek zaten "haksızlık" olurdu.
SURİYELİ PROVOKASYONU, PAROLA: HUZUR!
Maraş ve Adana'da Suriyelilere saldıran eli baltalıları görünce "Avrupa'daki neo-nazi çetelerini ve ırkçıları fazla mı abarttık acaba?" diye geçirdim aklımdan. CHP'nin cemaate yakın milletvekili Faik Tunay, twitter üzerinden konuşmamız esnasında, eskiden beri takdir ettiğim ılımlı yaklaşımını bırakıp "Önce can, sonra canan. Şu net ki Suriyeliler benim ülkemin insanının huzurunu kaçırmaya başladı" dedi.
Huzur... Ekmeleddin beyin sloganı.
Alman ırkçılarının "Türkler nedeniyle rahatımız, düzenimiz bozuldu. Ucuz işgücü olarak işsizliğe sebep oluyorlar, kırmızı ışıkta geçiyorlar" diye yürüttükleri "Huzur" söylemi gibi.
Suriyelilerin ülkemizde bulunuyor olmaları elbette bir problem. Ama insani bir problem. Devlet bu arada ortaya çıkabilecek asayiş sorunu varsa önlemini alır ama "Suriyeliler işyeri açtı, müşterimizi alıyorlar, dileniyorlar, yarın da hırsızlık yapar bunlar kesin, yok bize yan baktılar" gibi bahanelerle başlatılan saldırıların ardındaki sebebi görebilecek yeterli tarihi tecrübeye sahip bu toplum. Anlaşılıyor ki Maraş'ta bir zamanlar Alevileri hedef seçen o nesebi sahih olmayan derin yapı, bugün de Suriyelileri gözüne kestirdi.
Amacın bu "huzursuzluk"tan, Ekmeleddin İhsanoğlu'na "huzur" için oy devşirme amacı güdüldüğü aşikar.
İHSANOĞLU OLMAK KOLAY, ASIL MESELE İNSANOĞLU OLABİLMEKTE! Seçim kampanyasını açarken hatırlarsanız "Suriyeli mültecilere kapıları açmak yanlıştı" demişti Ekmeleddin İhsanoğlu.
Aynı İhsanoğlu'nun iki yıl önce "Suriyeli mültecilere kapı açmak hem insani, hem de dini bir görevdir" ve bir yıl önce de "Mültecilere kapılarını açan ülkeleri takdir ediyorum" diye konuştuğunu hatırlattı Ceren Kenar kendi köşesinde.
Ekmeleddin bey ta başında bu trajik ve insani meseleyi bir politika malzemesi yapmayı aklına koymuş besbelli.
Babadan tevarüs eden ve ihsan edilen bir sıfat İhsanoğlu soyadı. Oysa mühim olan İnsanoğlu olabilmekte. Eminim rahmetli Yozgatlı İhsan efendi de evvela bunu isterdi.
