samdan
camii
hayirli-ramazanlar

NORVEÇ'TE ÇOCUK BEDENİ ÜZERİNDEN SAADET ZİNCİRİ

A -
A +

Annesi ekmekleri ince dilimliyor.

Evde temizlik için çok sabun kullanılıyor, çocuk bundan zarar görüyor.

Aile çok ev değiştirmiş.

Kızına iyi bir annelik yapıyor ama oğluna yapamıyor...

Yukarıdaki ifadeler, adı Barnavernet olan Norveç Sosyal Hizmetler Dairesi'nin herhangi bir çocuğu ailesinden koparmak için bulduğu gerekçelerden birkaçı.

Bunlar olmazsa iftira atılıyor. İspat edinceye kadar iş işten geçmiş oluyor zaten.

Aileler korku içinde. Yalnızca göçmenler değil, Norveçliler de. Her an kapılarına bir polis ekibi dayanabilir ve çocuklarını ellerinden alabilirler.

Aytekin Bozkurt, Norveçli eşi May Jensen'le evlendikten sonra başına gelenleri aktarırken anlıyoruz bunu.

İFTİRA AT İZİ KALSIN

"Eşimin önceki iki evliliğinden 5 çocuğu var. Beşini de elinden almışlardı ben onu tanıdığımda. Ancak biri daha üç günlükken kucağından alınmıştı. Eşimin çocuklarına göz dikmişler ve kurum görevlisi ona uyuşturucu kullandığı iftirasını atmıştı. Bunu evlenip ilk çocuğumuz olduğunda doktora gittiğimiz zaman öğrendim. Doktor, May'ın, yani eşimin dosyasını açıp bana 'hâlâ kullanıyor mu?' diye sordu. Ben de şaşkın 'neyi?' diye sordum. Meğer dosyada böyle bir kayıt varmış. Oysa uzun yıllardır tanıdığım eşim biliyorum ki içki bile içmez. Hemen harekete geçip tahlillerini yaptırdık, dava açıp o iftirayı dosyasından sildirdim..."

İftira dosyadan silinmişti ama çamurun izi kalmıştı. Kurum görevlileri Bozkurt ailesinin kapısına gelip gelip dayanıyordu. Altı yıl, çocuğu kaptırmamak için mücadeleyle geçmişti. Aytekin Bozkurt sonunda dayanamayıp eşi May ile kızı Selvi'yi alıp Türkiye'ye geldi ve memleketi Konya'ya yerleşti. Ama May Bozkurt'un arayışı devam ediyor. Elinden alınan dört çocuğu ile görüşüyor ama 3 günlükken kucağından koparılan bebeğini; Lina'yı 22 yıldan beri arıyor.

NORVEÇ'TE PANDORA'NIN KUTUSU AÇILDI

Yıllardır Alman Gençlik Dairesi Jugendamt'ın zorbalıklarını konuşurken Norveç'te olan bitenden habersizdik. Geçtiğimiz aylarda Halil Kiriş'in yaşadıkları ortaya çıkınca Pandora'nın Kutusu açıldı ve Norveç'teki rezaletler tek tek ortaya dökülmeye başlandı. Meğer Halil Kiriş'in başına gelenler denizde damlaymış.

Aytekin Bozkurt ve eşi May gibi çok aile var. İki hafta önce ATV Avrupa'daki "Avrupa'da Gündem" programıma konuk olan Marius Reikeras'ın onlarca davanın vekâletini alan bir insan hakları avukatı. Bazılarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürüyor.

Reikeras çeşitli tehditler altında. Bir keresinde hiçbir nedene dayalı olmadan polis tarafından tutuklanıp 30 gün hapsedilmiş ve avukatlık belgesine el konulmuş. Mücadele edip belgesini yeniden almış ama tehditlerin devam ettiğini söylüyor. Reikeras "Zaten Norveç'te hukuk umursanmıyor" diyor.

SAADET ZİNCİRİNİN HALKALARI

Norveç'te 18 yaşın altında 1 milyon çocuk var ve bunların 60 bini kurumun elinde. Aslında sebep Almanya'dakinden farksız değil, hatta daha da acımasız. Kurum bir ekonomik çark ve çocuk öğütme makinesi gibi çalışıyor. Bunun sebebi de ortada dönen para. Çünkü Devlet Barnavernet'e çocuk başına 300 bin Euro (2.5 milyon Kron) para ödüyor. Dolayısıyla kurumdaki binlerce çalışanın maaşını el konulan çocuklar ödüyor. Buna bir de çocuğa el koyan sosyal daire yetkilisinin çocuk başına 150 bin kron prim (Yaklaşık 20 bin Euro) aldığını eklersek çocukların ne kadar "cazip" hâle geldiğini anlayabilirsiniz. Nitekim her çocuk alınışında pasta kesip kutlamaları bunun bir göstergesi.

İşin bir de koruyucu aile tarafı var. Edinilen bilgiye göre seçilen koruyucu ailelerin soyadlarıyla kurumda çalışanların soyadları ardasında inanılmaz benzerlikler var. Eh, sonuçta iş çok cazip çünkü çocuk başına yıllık 300 bin Kron, yani 40 bin Euro ödeme yapılıyor. Bazı ayrıcalıklı aileler üç dört çocuk alarak âdeta sefahat içinde yüzebiliyorlar.

DEVLET MAFYASI VE ÇOCUKLARA CİNSEL İSTİSMAR

Bu kuruma karşı 2000 yılından itibaren açılan 52 davada 1500 çocuğun mağdur olduğu, Kurum'un gözetimi altındayken cinsel istismara uğradığının belirlenmesi bile korkmak için tek başına yeterli bir neden zaten.

Marius Reikeras "Eğer Norveç'te insan hakları için çalışırsanız başınıza her an bir şeyler gelebilir" diyor. Reikeras sürekli tehdit edilen ve avukatlık belgesi de elinden alınan insan hakları avukatı Tor Bertelsen'in esrarengiz ölümünü hatırlatarak şöyle bitiriyor:
"Diğer ülkeler 'demokrasi cenneti' Norveç'e baskı uygulamadıkça ve bu ülke teşhir edilmedikçe bu barbarlık sona ermeyecek."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.