MHP'yi ele geçiren kadro bize bir kez daha gösterdi.
CHP'yi kuran zihniyet, sistemin arka ya da ön teker stepnesi ve vurucu gücü olarak da MHP'yi kurdurmuştur.
1970'li yıllarda Türkiye, ABD ve Sovyetler Birliği arasında acımasızca süren "soğuk savaş"ın tecrübe platformlarından biri haline dönüşmüştü. CHP kendine düşen "sol" rolü oynamış, anti-faşist bir pozisyon alarak MHP ile büyük bir kavgaya girişmişti. Öyle ki aileler bile "Ülkücü-Komünist-İslamcı" diye bölünmüş, mahalleler, şehirler paylaşılmıştı.
Türkiye, tahminlere göre bu anlamsız kardeş kavgasında 5 bin evladını yitirdi. Ülke tam bir kaos ortamına sokulduktan sonra Our Boys'un, bugün nihayet yargılanıp hapse mahkûm olan liderinin fütursuzca itiraf ettiği üzere "İhtilal şartları oluşsun diye biraz daha kan dökülmesi" beklendi ve 12 Eylül kanlı darbesi gerçekleştirildi.
ESAS OĞLANLAR KİMLER?
Kavgaya "Devleti savunmak adına" giren MHP kadroları 12 Eylül cezaevlerinde işkence görünce bundan büyük ders çıkarmıştı şüphesiz. Sonraki yıllarda yeniden siyasal faaliyet başlayınca bu kez hayli özenli davranıldı ama gösterilen dikkat sadece "şiddete bulaşmamakla" alakalıydı. Oysa kullanılmanın binbir türlü yöntemi var. Hani dedelerimizin bir lafıdır "İngiliz'in oyunu bitmez" diye, onun gibi.
MHP, son seçimlerde CHP ile başlayan flörtünü "Ortak Cumhurbaşkanı adaylığı" ile taçlandırınca parti seçmeni de sormaya başladı doğal olarak.
Vitrinde onlar vardı ama Esas Oğlanlar kimdi?
Yani Our Boys?
Geçen gün biri Twitter'da yazdı:
"1980 öncesinde CHP ile MHP'yi kavga ettiren güç ile bugün onları bir araya getiren güç aynıdır."
İşte bu!
YİNE ALDANMAYIN BAHAR DALLARI GİBİ?
MHP'nin deneyimli kadroları ve bu partiye oy veren seçmenler daha iyi anlayacaklardır ki ileride "Yine aldandık taze bahar dalları gibi" dememeleri için, keskin virajdan önce son uyarıdır bu.
Sormaları gereken sorunun son kullanma tarihi ise 10 Ağustos'tur.
"Biz hangi ittifak'ın altına girdik? Kucağımızda bulduğumuz aday kimin adamı? Yine kimlerin stepnesi olduk? Malum zihniyetin mi, yoksa onlarla birlikte Okyanus Ötesi iş birliğinin mi?"
BBP TARLASINI KİM SÜRDÜ?
BBP'ye gönül verenler için de bir çift laf etmeden olmaz.
Büyük Birlik Partisi'nin kurucusu ve Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu da 12 Eylül öncesi ve sonrasını anlattığı kitaplarında sık sık artık derin ve uluslararası güçler tarafından bir kez daha "kullanılmayacaklarını" söyledi.
Artık neden öldüğü, esasında katledildiği çok daha iyi idrak edilen merhum başkanları Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Baktık bizim partinin tarlasını sürmüşler" diye tarihe geçen uyarısını tekrar hatırlamak, BBP seçmenlerine eminim farklı pencereler açacaktır.
Ve bir kez daha sormalılar tıpkı MHP'liler gibi onlar da:
"Tarlamızı sürenlerin mi yoksa Muhsin Yazıcıoğlu'nun mu gösterdiği yolda gitmeliyiz?"
ECEVİT'İN HATIRINA BAKANLARA
Bu "ittifak"ın altına giren partilerden biri de DSP.
Parti diyorum ama artık pek öyle değil.
DSP Masum Türker'in Genel Başkanı olduğu, küçüldükçe küçülen bir parti.
Sonuç ortada. Son yerel seçimlerde CHP küskünü pek çok sevilen adayın getirdiği oylara rağmen DSP yüzde 0,2 oy aldı.
Masum Türker hem Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu, hem de Başbakan Tayyip Erdoğan'la görüştü. Zaten partiyi büyütmekten ziyade protokolde yer bulmaktan, siyasal partiler arasında kritik dönemlerde hatırlanmaktan haz duyan, bununla da yetinen bir siyasetçidir Masum Türker, hepsi bu. Belli ki değerini artırmak için "Hangi adayı destekleyeceğimize henüz karar vermedik" demiş. Bir yandan da "CHP küskünlerinden bir grup kurabilir miyim?" derdinde.
Ama biz yine de söyleyelim:
"DSP'ye hâlâ Ecevit'in hatırına oy verenler bu temelsiz çatıyı çoktan gördü."
Haberi olsun.
.....
(*) Our Boys: 12 Eylül sabahı Türkiye tank sesiyle uyandığında Washington'da haberi alan Dışişleri Bakanı Henry Kissinger "Our boys did it?" yani "Bizim oğlanlar mı becerdi?" diye sormuştu.