samdan
camii
hayirli-ramazanlar

OZAN CEYHUN VE GÜNAHSIZLAR

A -
A +

Almanya gezisinde en çok bahsi edilen konulardan biri de Ozan Ceyhun'un AK Parti İzmir listesinden aday gösterilmesiydi. Almanya'daki seçmenler değil ama STK'ların belli kademelerindeki birkaç kişinin "Nasıl olur da vaktinde Milli Görüş'le ilgili olumsuz kanaatleri olan biri aday gösterilir" diye zaman zaman dertlendiğine tanık oldum.

Bir yandan Cemaat'in gazeteleri, diğer yandan Oda tv gibi meczup internet siteleri, arkası kesilmeyen haberlerle "Milli Görüş çıldırdı" diyerek Ozan Ceyhun aleyhindeki her türlü demeci yayınlıyorlar.

CEMAAT BASINI VE KARA PROPAGANDA

Amacı hemen tahmin edebiliyorsunuz.
Ozan Ceyhun'un adaylığını AK Parti'nin yumuşak karnı sanıp, meseleyi her gün kaşıyarak yurt dışından iktidar partisine gidecek oylarda erozyona sebep olmak.
Özellikle de Cemaat gazeteleri, Ozan Ceyhun hakkında tam bir kara propaganda yürütüyor. Kitaplarının içinde geçen cümleleri kesip biçerek, başını sonunu uçurarak, onun Alman ajanlığından giriyorlar din düşmanlığından çıkıyorlar.
Ozan Ceyhun ne yaptı, ne yapmadı?
Bundan 5 yıl, 10 yıl ya da 30 yıl öncesine giderek biri hakkında ne kadar hüküm verebilirsiniz?
İnsanlar bugün söyledikleriyle vardır ve tekâmül eden varlıklar değiller midir?
Bunu dindar olanlar çok daha iyi bilir.

İNSANLARI GEÇMİŞLERİNE HAPSEDECEKSEK...

Eğer evvelden söylenenleri araştıracaksak, önce herkes kendi söylediklerinden başlasın.
Eğer insanları geçmişleriyle sorgulayıp çerçeveleyecek, onları o geçmişlerine hapsedeceksek, Ozan Ceyhun hakkında yazıp çizenlerin 100 yıllık yalnızlıktan kurtulamaması, ebediyen dört duvar arasından çıkmamaları gerekirdi.
Evet, sol geçmişten geldi.
Evet, zamanında Milli Görüş'e karşı birtakım sözler etti.
Kim evvelinde neler söylemedi ki.
Ben, Milli Görüş'te olup da Aleviler, Ermeniler hatta başı açık kadınlar için ağzına geleni söyleyen pek çok kişinin, bugün ne kadar demokrat bir çizgiye geldiğini bilirim. İşte bu dönüştürücü etkisi nedeniyle Türkiye'nin Tayyip Erdoğan'a çok şey borçlu olduğunu yinelemek gerek.

CEYHUN'UN TÜRKİYE-ALMANYA İLİŞKİLERİNE KATKISI

Geçmiş, geçmişte kaldı. Yarına dair ne varsa konuşalım. Çünkü hayat herkesi bir yerde buluşturdu; o da Demokrasi çizgisi.
Ozan Ceyhun'un dönüşümü ta 1990'larda başlamıştı. Demokrat duruşuyla dikkat çekiyordu. Babası ünlü yazar Demirtaş Ceyhun'un (Ah Şu Kara Bıyıklı Türkler adlı kitabın da yazarı) ulusalcı ve askere yakın çizgisinden tamamen farklı bir profil çiziyordu. 2008'de, babasının cenaze töreni sonrasında dokunaklı ama fikir ayrılıklarını incelikle ortaya koyan bir konuşma yapmıştı.
Ceyhun, Yeşiller Partisi'nde uzun yıllar mücadele ettikten sonra SPD'ye geçti. 2002 seçimleriyle iktidara gelen SPD'nin ve Başbakan Gerhard Schröder'in Türkiye ilişkilerden sorumlu danışmanı oldu. Bu dönemde Türkiye-Almanya ilişkileri en iyi seviyesine çıktı. Avrupa Birliği sürecinde önemli atakların yapılmasında katkı sağlayan da oydu.
Bu arada Almanya'nın Kıbrıs politikasının değişmesinde, Türkiye'nin de Kıbrıs meselesinde doğru tavır almasında bu ilişkinin kurulmasının büyük payı vardı.

"ASLA ALMAN OLAMAZSINIZ" DEDİ VE...

Ozan Ceyhun pek çok kitap da yazdı. Ama başına en çok dert açanı "Asla Alman Olamazsınız" adlı kitabıydı. Bir anlamda onun Almanya'daki Türkiye kökenlilere yönelik çarpık bakışı sorgulayan, 'Derin Almanya'daki göçmen düşmanlığını gözler önüne seren bir uyanış kitabıydı. Bu yüzden 'Derin Almanya'nın ve basınının hedefi oldu.
Ama bugün "adam asmaca" oynayan ve haince bir AK Parti karşıtlığında konumlanan Cemaat ve yayın organları bu kitap nedeniyle Ozan Ceyhun'u yere göğe sığdıramamıştı.
Şimdi neden muhafazakâr AK Parti tabanı üzerinde oynayıp dindar insanları seviyesizce iftiralarla kışkırttıklarını herkes biliyor. Almanya'daki seçmenlerin bu oyunu gördüklerine ve bu tezgâhı kavradıklarına inanıyorum.

BİLD'İN STİNKSTİEFEL'I OLMAK ONURDUR

Daha geçen yıl yaşanan medya linci hafızalarda, hatırlayalım. Yazılarımı ve Avrupa'da Gündem'i takip edenler bilir. Programımda Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'ın Gezi olayları sonrası Türkiye'ye gelip yaptığı terbiyesizlikle ilgili eleştirilerde bulunan Ozan Ceyhun için Bild gazetesi manşetinde "Warum darf dieser Stinkstiefel noch SPD-Mitglied sein?", yani "Bu pislik neden hâlâ SPD'de üye olarak kalabiliyor?" diye sordu. Bu manşetteki 'Stinkstiefel' sözcüğü, Nazi Almanyası'nda Yahudileri aşağılamak için kullanılan ve "kokmuş çizme" anlamına geliyor. Toplama kamplarına gönderilen ve bu esnada çizmeleri kokan insanları çağrıştırdığı için de Bild zihniyetinin çirkefliğini daha da net sergiliyordu.
Ozan Ceyhun elini taşın altına soktu, tercihini ortaya koydu.
Ama yine de geçmişi didikleyecek olanlar varsa söyleyeceğim şu:
İlk taşı önce günahsız olan atsın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.