SEVER NE YAPMAZ?

A -
A +

Kitap çıkar çıkmaz ipliği de pazara çıktı.

Yazık oldu. Eğer doğruysa, keşke Abdullah Gül'ün dediğini yapsaymış ve onu "sıkıntıya sokacak" bu kitabı yazıp yayınlamasaymış.

Bu tür anılar esasında derli toplu, doğruluğu teyit edilmiş sağlam notlarla desteklidir ve iyice pişirildikten sonra, en az üç-dört yıl gibi makul bir zaman geçince yayınlanır. Yangından mal kaçırır gibi, müflis tüccar edasıyla yalap şalap yazılmış bir kitabı piyasaya sürmek, bu işi geçmişte yapanlara da büyük haksızlık oldu doğrusu.

Fanatik Erdoğan karşıtlığının Ahmet Sever'i getirdiği noktaya baktığımızda sonuç Sayın Gül açısından vahim. Bu kitapla "belli çevrelerden" çok takdir alması beklenen Abdullah Gül için Ahmet Hakan Coşkun'un "Abdullah Gül hiç kusura bakmasın ama" başlıklı yazısından şu sonuç bölümü bile durumu açıklamaya yetiyor:

"Abdullah Gül, keşke Ahmet Sever'den Yapamadım, beceremedim, başaramadım, risk alamadım, haykıramadım, durduramadım, etkili olamadım, çekindim, ürktüm falan diye bir özeleştiri kitabı yazmasını talep etseydi. Su gibi okur, öper, sarıp sarmalar, kütüphane rafının en üst katına koyardım."

Ve yine kitaba göre "işten çıkarılmasından" çok rahatsız olduğu (malum hep rahatsız olur) Can Dündar'ın yönettiği gazetedeki Musa Kart'ın şu karikatürü...

 

Yani sonuçta Gül'ün attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi...

Taş yamuk olunca sonuç bu.

Sever'in geçmişte tarafıma uyguladığı akreditasyona hiç girmiyorum.

Beni "Erdoğancı" olarak fişlemişti belli ki.

Sayın Gül'ün son İtalya seyahatinde Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür'e "Oo, Mahmut bey siz de mi Erdoğancı oldunuz?" diye çıkışması bile kitabının meşruiyetini sorgulamak için yeterli bir ipucu.

Bu sözleri bir danışmanın cıvık hezeyanı olarak algılayıp es geçebilirsiniz ki gerçekten de öyledir, ama aynı zamanda bir zihniyetin de ipucunu verir pekâlâ.
"Seven ne yapmaz" biliriz, ancak Sever ne yapar anladık.

AVRUPA'DAKİ ALEVİLER NASIL KANDIRILDI?

Almanya'daki Alevi derneklerinde ve Alevi tabanında ciddi bir rahatsızlık olduğu kulağıma çalındı geçen hafta. Sebep, HDP'nin barajı aşması için Alevilerin sıçrama tahtası olarak kullanılması ve bunun sonucunda da Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker'in HDP'den milletvekili seçilmesi.

Alevi birlikleri federasyonlarında uzun dönem görev yapmış ve halen de faal olan bir Alevi sivil toplum kuruluşu yöneticisi ile konuştum. Kendisiyle tanışıklığım ortak bir dostumuz aracılığıyla. Derneklerde tartışma ve hatta yumruklaşmalar yaşandığını anlattı uzun uzun.
Şimdi Avrupa'daki Alevilerin büyük kısmı kendi kendilerine "Nasıl kandırıldık?" diye soruyorlar. Özellikle yurt dışından CHP'li adayların hiçbirinin seçilememesi ve alınan vahim sonuç da bu tartışmaların odağındaki bir diğer mühim konu.

Aslında tezgâhın ağları geçen yılın sonundan itibaren başlayarak ilmek ilmek örüldü.
Alman derin devletinin de desteklediği "Aleviler HDP'ye" kampanyasını başlatan Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker ve arkadaşları oldu. Öker daha önce milletvekili olmak için çeşitli kereler CHP'nin kapısını çalmış ve her defasında da Deniz Baykal tarafından reddedilmişti. Benzer yanıtı Kılıçdaroğlu'ndan da alınca harekete geçti.

Öker ve Alevi Birlikleri Konfederasyonu heyeti 15 Mart tarihinde HDP'yi ziyaret etti ve Selahattin Demirtaş ile görüşüp desteklerini iletti. Ardından Avrupa'daki 265 şubenin başkanlarını Frankfurt'ta toplayarak HDP'yi destekleme kararı çıkarttı. Sonra da Demirtaş'tan gelen sinyal üzerine de 28 Mart tarihinde adaylığını açıklamak üzere konfederasyon başkanlığından istifa etti.

Almanya'da "Alevilik İslamiyet'in bir parçasıdır" diyen dindar Alevilerin tüm bu olup bitenden haberi bile yoktu. Üyesi oldukları derneklerin gözü açık militanları yönetimleri ele geçirmiş, onlar adına istedikleri açıklamayı yapıyor ve istedikleri kararları alıyorlardı.

Ama iş işten geçmiş, müthiş bir propaganda ile yıllardır CHP'ye oy veren Alevilerin de kafası karışmıştı. Zaten CHP lideri Kılıçdaroğlu da "HDP barajı aşmalı" demiyor muydu?

Alevi Birlikleri Konfederasyonu HDP için tüm imkânlarını seferber etti. Sonuçta Feleknaz Uca ile Turgut Öker HDP'nin Avrupalı adayları olarak meclise girdiler.

Kısaca Türkiye'de dindar Kürtlerin pişmanlığının bir benzeri Almanya'daki Alevilerde de var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.