samdan
camii
hayirli-ramazanlar

VATAN AŞKINA TÜM FREKANSLARDA VE İYONOSFERDE...

A -
A +
Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kabineyi didikleyen ve bunun üzerinden muhalefet ürettiğini sanan zavallılığı ele alıp iki çift kelam etmek bile bana beyhude bir çaba olarak göründüğünden, konuya girmeyeceğim. Anayasa'nın açık bir hükmü, nokta.
Sizi başka frekanslara götürelim; Yüksek frekanslara...
Adına Paralel Yapı denen ve uzun süre Türkiye'nin en ciddi meselesi olarak kalacak casusluk örgütü bize istihbarat teşkilatlarının devletlerarası güç mücadelesinde ne denli önemli bir enstrüman olduğunu hatırlattı.
Bunun ötesinde devlet içine ve istihbarat ağına sızmış olmalarının ağır faturasını bugün ödüyoruz. 

İSTİHBARAT TEŞKİLATLARININ GÜCÜ

İş birliği yaptıkları uluslararası çapta istihbarat teşkilatlarının gücü ve teknolojileri dikkate alındığında buna şaşırmamak gerek. MİT kendi içinde ve ülkesinde debelenirken, NSA, MOSSAD, MI6 VE BND gibi istihbarat teşkilatları on yıllardır iletişim ağlarına sessizce ve gizlice girebilmelerini sağlayacak sınırsız tüm imkânlara sahip. Onlar için, başkalarının kendi aralarında konuştuklarını dinlemek ve deşifre etmek çocuk oyuncağı artık. Bu başarının sırrını adı geçen örgütlere sağlanan olağanüstü desteklerde de aramak gerekiyor şüphesiz. Bugün MİT'in neden güçlendirilmediğini daha iyi anlayabiliyoruz.

GELİN İYONOSFERİ KONUŞALIM

Bir vakitler Alman istihbarat teşkilatı BND'nin dev çanak antenli "İyonosfer Enstitüsü" karışık bir nedenle Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilmemişti. Çözümü devlet bulmuştu. Gereken 90 milyon Alman Markı Posta Bakanlığı'nın örtülü ödeneğinden temin edilmişti.
"İyonosfer enstitüsü ne işe yarar?" diye soruyorsanız şayet Google'da HAARP diye yazın, karşınıza çıkanları okuyun yeter. Bu harfler, ABD'nin en gizli askerî projelerinden biri olan "High Frequency Active Auroral Research Program" isminin baş harfleri. Adından anlaşılacağı üzere yüksek frekansla ilgili olan bu program uzun yıllardır Alaska'da Gakona askerî üssü yakınlarında, ABD Hava ve Deniz Kuvvetlerince gerçekleştiriliyor. Amacı dünyanın elektromanyetik alanlarına müdahale edebilmek. Dinlemeler bu sayede mümkün olabiliyor ama bir diğer önemli sonuç da yüksek frekansta yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılarak iklim değişikliklerinin gerçekleştirilebilmesi.
Sırp asıllı bilim adamı Nikola Tesla'nın buluşunun bir ürünü olan HAARP,dünyanın iyonosferini ısıtıp manyetik alanı değiştiriyorve istenilen bölgede atmosfer basınç farkı oluşturup ani iklim değişikliği yapabiliyor. Çıkış gücü resmî kaynaklara göre 3,6 Gigawatt. Çok daha fazla olabilir. Bir saatlik çalışma ile Hiroşima'ya atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkarabileceği belirtiliyor.

TEKTONİK İKLİM SAVAŞI MI?

2010 yılı Haziran ayı sonunda eşimle Rusya gezisine çıkmıştık. Moskova-Petersburg arasında, Kıta Rusyası'nın ortasından geçen ve kanallarla birleştirilen nehirlerin üzerinden gerçekleşen bir gemi seyahatiydi. Yola çıkarken "Nasıl olsa serindir" demiştik ama o yaz, Rusya'nın tarihinde görülmeyen bir sıcaklık ülkeyi kasıp kavurmaktaydı. Moskova ilk kez sıcaklığın sebep olduğu orman yangınlarıyla tanıştı. Kentte sıcaklık 40 dereceye vurmuştu. Herhalde Petersburg serindir diye kendimizi avuttuk. Nihayetinde Kuzey Kutbu'nun dibindeydi. Ama hayır, Petersburg'a vardığımızda değişen bir şey yoktu. Üzerine bir de nem eklenmişti.
O sıralarda Rusya'nın en önemli gazetelerinden Komsomolskaya Pravda gazetesine konuşan Moskova Devlet Üniversitesi MGU Fizik Fakültesi hocalarından Georgiy Vasilyev, sıcakların HAARP istasyonundan kaynaklandığını, bu istasyonun resmen jeofizik ve tektonik bir silah olduğunu açıkladı. Rusya Silahlı Kuvvetleri'nde iklim uzmanı olarak çalışan Nikolay Karavayev ise Rusya'ya iklim silahıyla saldırı düzenlendiğine yüzde 100 emindi. ABD Hava Kuvvetleri raporuna atıfta bulunarak orada "2025 yılına kadar iklimi müttefikimiz yapmalıyız" ifadesini hatırlatıyordu.
Tabii Moskova 40 derece sıcakla kavrulurken tuhaftır ki Berlin'de sıcaklık 18, Viyana ve Paris'te 20 dereceydi.
Türkiye de frekansını değiştirmek ve daha büyük düşünmek zorunda.
İncir çekirdeğini doldurmayan konuları gündeme taşıyan muhalefetin harcadığı enerji ise1940'ların kısa dalga radyo frekanslarını hatırlatıyor, hepsi bu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.