Yakın gelecekten koalisyon günlükleri ve retrospektif

Evet, bu yazı 1 Kasım 2015 seçimlerinden bir yıl sonra; 12 Ağustos 2016 tarihinde yazıldı.

Gelecekten geçmişe koalisyon günlükleri olarak okuyun bu yazıyı. Yani bir retrospektif; gelecekte meydana gelmiş olaylara ve geçmişe bakış.

O halde, geçen yıl; 1 Kasım seçimlerinden ve sonrasından başlayarak yaşanan kritik anlara bakalım:

Hiçbir parti yeterli oyu alamadığı için, Cumhurbaşkanı en yüksek oyu alan AK Parti lideriAhmet Davutoğlu'na hükümeti kurma görevini verdi. Daha önce de koalisyon görüşmeleri yaptıkları için birbirlerine alışan Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi 15 gün gibi kısa bir sürede sonuçlandı, bakanlık dağılımları yapıldı. Ülkede her şeye rağmen genel bir memnuniyet havası var. En azından kutuplaşma azalır ve ülke rahatlar beklentisi hâkim. Uluslararası medya da çok mutlu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın gücünün azalacağı umudu yükseliyor.

Koalisyon hükümeti yeni Anayasa için görüşmeleri yeniden başlattı. Kamuoyundaki iyimser hava devam ediyor. PKK terör eylemlerini azalttı. Bu, PKK ve HDP'nin koalisyon ortağı CHP'ye jesti olarak nitelendirildi.

CHP'li iki bakan Suriye'ye giderek Beşar Esad ile görüştü. Dönüşte yaptıkları açıklamada "Türkiye'deki Suriyelilerin geri gönderilmesi için Esad'la anlaştık" dediler. Bu duruma hem Davutoğlu'nu hem de Erdoğan büyük tepki gösterdi. Kriz Başbakan Yardımcısı Kemal Kılıçdaroğlu'nun meseleye el atıp bakanları azarlamasıyla çözüldü.

Hükümette ikinci kriz. CHP'li Avrupa Birliği Bakanı süresi sona erecek Geri Kabul Anlaşmasının süresiz uzatılmasını istedi, AK Partili Dışişleri Bakanı ise bunu fasılların açılması ve vize muafiyeti için avantaja çevirmek gerektiğini söyledi. Sorunu AK Parti doğrultusunda Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu çözdü.

Uzun süredir hazırlanan Anayasa taslağı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına yetiştirmek üzere Anayasa oylandı ve gerekli çoğunluğu sağlayarak meclisten geçti. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı tanımı Anayasa'da yer aldı ve ilk dört maddede bazı değişiklikler yapıldı. Yeni Anayasa coşkuyla karşılandı. Dünya kamuoyu da olumlu buldu.

AK Parti ile CHP arasındaki üçüncü kriz vaatler konusunda çıktı. Asgari ücret 1300 lira mı yoksa 1500 lira mı olsun? Bütçe açığı gündeme geldi ama CHP 1500'de ısrarcı. Buna karşılık CHP kadınlara verilecek bir yıllık maaşa karşı çıktı ve bütçe açığını gerekçe gösterdi. Asgari ücret, emeklilere ikramiye ve kadınlara bir yıllık maaş beklemeye alındı. Halk mutsuz.

Hükümette dördüncü kriz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümet kurulduktan sonra ilk kez Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceğini açıkladı. CHP'den tepki var. Sonuçta bakanlar Kurulu Erdoğan'ın başkanlığında toplandı ama CHP'li bakanlar katılmadı. Bu kriz Borsayı düşürdü, Doları yükseltti.

Koalisyon ortakları arasında özellikle sosyal yardımlarda derin düşünce farkı açığa çıktı. AK Parti ise bütçede fasıllar arasında kaydırma yapılması hâlinde bunun sürdürülebilir olmayacağını ve sosyal yardımları gözü kara yapmanın eğitimden ve sağlıktan kesilerek sağlanabileceğini düşünüyor. AK Parti "Pastayı büyütelim sonra dağıtalım" derken, CHP "Dağıtalım, bütçe önemli değil" demekte.

Hükümet yerel yönetim şartını uygulamaya soktu. PKK özyönetim için yeniden eylemlere başladı.

Hendekler kazıp yeniden geçen yılki eylemlerin benzeri bir harekâta girişen PKK'ya karşı büyük bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon hükümetteki CHP'li üyelerin eleştirilerine neden oldu ve AK Partili İçişleri Bakanı ile Başbakan Yardımcısı Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanan büyük tartışma basına sızdı. Kılıçdaroğlu Bakan'ın istifa etmesini istedi. Davutoğlu ortamı sakinleştirmek için Bakan'a Kılıçdaroğlu'ndan özür diletti ve kriz çözüldü.

Teşvik konusu yeni bir kriz ve tartışma başlattı. AK Parti katma değerli ürün ve ara malı üreten sanayileri teşvik edipcari açığı düşürmek istiyor, CHP ise geleneksel teşvik mekanizmalarının yeterli olduğu fikrinde. Bu arada yeni istihdam verileri açıklandı. İşsizlikte artış var. Enflasyon ise çift hanelerde.

Koalisyon hükümeti krizsiz gün geçirmiyor. CHP'li Milli Eğitim BakanıPeygamberimizin Hayatı, Arapça ve din derslerini kaldıracaklarını açıkladı. Hükümet karıştı. Cumhurbaşkanı "Böyle bir teşebbüs beni karşısında bulur" dedi. Doğan ve cemaat medyası Cumhurbaşkanı'nı hükümete müdahale etmekle suçladı. Kavga büyüdükçe büyüdü.

Kemal Kılıçdaroğlu "AK Parti böyle devam ederse koalisyon bozulur" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tek başına bir basın toplantısı düzenledi. İlk söylediği şu oldu:

NOT: Gelecekten bugüne bakıştan bir özet. Yarın sandık başına çok iyi düşünerek gidilmesi için bir senaryo bu sadece...