SUNUŞ
Hüseyin Bürge, Bayrampaşa Belediye Başkanı bugünkü sayfa konuğumuz. 4 dönem yani 17 yıldır aynı koltukta heyecanını ve halkın kendisine olan ilgisini yitirmeden bilakis artırarak devam ettirmek. Ardından çoğunluğunu göçmen kardeşlerimizin oluşturduğu Bayrampaşa'da gelinen coğrafyayı unutmayarak, yediği ekmeği ikiye bölüp oralara, hatta birçok yere götürmek. Meslek hayatına öğretmen olarak başlayıp, uzun yıllar bu
görevi başarıyla icra ettikten sonra istek üzerine Bayrampaşa Belediye Başkanlığı ve dile kolay 17 yıl... İşte bu güzel sebepler bizim başkanın kapısını çalmamıza vesile oldu. Hitabet sanatı oldukça güçlü olan başkan öyle güzel anlattı ki çalışmalarını, şiir gibi dinledik bu zor yolları nasıl aştıklarını. Bu arada röportajı yaptığımız gün, Hüseyin Bürge'nin doğum günüydü. Nice senelere, nice 17 yıllara başkan, aynı heyecanla... G.K.Z.
KARDEŞLİK SINIR TANIMADI
Bayrampaşa Belediyesi'nin "Kardeşlik sınır tanımaz" diyerek başlattığı "Bereket Konvoyu", altı ramazandır Balkanlar'a muhabbet götürüyor. Adı sınırları aşan projeyi, fikir babasına sorduk.
BİZ BİR KAPI AÇTIK
"Seferi olmayanın zaferi olmaz" diyerek yola çıktıklarını söyleyen Bayrampaşa Belediye Başkanı Bürge, "Balkan coğrafyasına bir kapı açtık. Oralarda çocukların ismini Bereket koyuyorlarmış" dedi.

ANADOLU VE BALKANLAR'IN MOZAİĞİYİZ
Arkadaşımız Gurbet Kalay Zorba'ya Bereket Konvoyu'nu simgeleyen TIR maketini gösteren Başkan Hüseyin Bürge, "Bayrampaşa tam bir Anadolu ve Balkan mozaiğidir. Ben de göçmen bir ailenin çocuğuyum, onun için Balkan coğrafyası bizim için ayrıcalıklıdır" diyor.
Öğretmenler odasından belediye başkanlığına...
1955 Kırklareli doğumluyum, 1974 Edirne imam Hatip Lisesi, 1980 ihtilal zamanı İstanbul yüksek lisans mezunuyum. Uzun yıllar kamuda hizmet ettim. Eyüp İmam Hatip Lisesi'nde müdür başyardımcılığı yaptım. Yuvaya dönüş dediğimiz Eyüp Bayrampaşa Tuna Lisesi'ne geldim ve çok enteresandır ki öğretmenler odasından belediye başkanı oldum.
VATANDAŞIN HAMALIYIM
Bu nasıl oldu?
Okul bahçelerinin çiçekleri, öğrencilerin arasında çok mutlu bir hayatım vardı. Daha sonra siyasilerin dikkatini çektiğim söyleniyor ve bize Bayrampaşa Belediye Başkan adaylığı teklif edildi. Kimisi vardır aday olmak ister, kimisi de sizi isterler ve aday olursunuz. Evet, ben istenerek belediye başkan adayı oldum, çok güzel bir şey, Allah herkese nasip etsin. 4 dönemden beri Bayrampaşa'da oyunu yükselterek vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ve Bayrampaşalı hemşehrilerimizin itibarına uygun başkanlık yapıyorum. Onların isteklerinin bize yön verdiğini düşünüyorum. Bir; sevmek çok güzel, sevilmek ondan daha güzel. İki; güvenmek çok güzel, güvenilir olmak ondan daha güzel. Ben Bayrampaşa'yı ve Bayrampaşalıları sevdim ve sevildiğimi de zannediyorum. Ben Bayrampaşalılara güvendim, güvenildiğimi de zannediyorum. Rabbime de şükrediyorum böylesine güzel bir atmosferde, altın adımızı bakır etmeksizin Bayrampaşa'da her kula ve her kasabaya nasip olmayacak şekilde 4 dönemden beri Bayrampaşalı kardeşlerimize hamallık edebilmek, hizmetkârlık edebilmek dünyanın en güzel işlerinden biridir. Bu duygu ve güzellik içerisinde çalışıyoruz. Tabii haram helal çizgisine dikkat ederseniz, derya başkanlarının piri olan Hz. Ömer (r.a) der ki; "Kenar-ı Dicle de bir kurt kaçırırsa koyunu, yarın adli ilahi sorar Hz. Ömer'den onu." İnsanın tüylerini diken diken eden bir unsurdur.
GÜNDE 3 BİN KİŞİYE AŞ
Bayrampaşa Vakfı kimlere hizmet ediyor?
Bayrampaşa'da hem AK Parti anlayışında hem de bir belediye başkanlığı özelliğinde sosyal devlet anlayışını hâkim kılabilmek adına arkadaşlarımızla birlikte ilk yaptığımız işlerden biri, fakirin kursağından geçecek bir çorba olabilmek adına, Osmanlı'da bir vakıf medeniyetidir ki; Bayrampaşa Vakfı'nı kurduk. Bayrampaşa aşevini kurduk, günde 3000 kişi yemek yiyor. Tabii ki bunlar devlet parasıyla yapılmayan işlerdir. Sadece ramazan ayı için değil yılın 365 günü 3000 aile, aşevinden yemek yiyor. Evlerine kadar servisini yaparız. Düşmüşün yanında olabilmek yani derler ya; "Düşme düşte gör" onun için düşmeden düşmüşü görmek çok güzel. En zevk aldığım işlerden birisidir.
Eşiniz sosyal sorumluluk bilinciyle Hayır Çarşısı'nın ablalığını yapıyor. Ne gibi faaliyetleri var?
Bir adamın karısı o adamın yarısı diye nikâh kıyıyorum. Benim eşim Fatma Hanım, veren elin erdemi ile alan elin duasının buluştuğu yer olan, Hayır Çarşısının ablalığını yapıyor. Orada gönüllüler var. Bu hayır çarşısıyla şu ana kadar 15 bin 823 eve girdiler. Şöyle ki; 3 katlı bir mağaza kadar güzel, orada giyim eşyalarından ev eşyalarına kadar her şey var. Gönüllü kardeşlerimizin fakir olduğu söylenen evlere gidip hayır çarşısından tespit edilen eksikleri paketleyip ertesi gün o paketlerin eve girmiş olması demek. Muhteşem bir iş ve onun için sloganı tam oturuyor. "Veren elin erdemi ile alan elin duasının buluştuğu yer."
Engelliler, evlere ve yatağa mahkûm olmaktan Rehabilitasyon Merkezi ile kurtulmuş oldu.
Bir de "Sakın düşme düş de gör" sözünü de bunun için söylüyorum. Özürlüler rehabilitasyon merkezini İstanbul ölçeğinde ilk yapan belediyelerden birisiyiz. Yani 40 yaşında çocukları olup da yatağa mahkum olan ailelerden, kulakları çınlasın teyzemizin biri özürlüler rehabilitasyon merkezinin kapısında "Reisim, Allah seni cennetin kapısında eylendirmesin" diye duası, din dersi öğretmeni olarak hayatımda duyduğum en güzel dualardan biridir. İnşallah Rabbim kimseyi cennetin kapısında eylendirmez. Özürlü kardeşlerimizin rehabilitasyonuyla onlara bir ağabeylik bir babalık yapabildiysek, onları sokağa çekebildiysek yani önce normal bir sandalye, şimdiyse Bayrampaşa'nın güzelliğine layık 50 tane akülü arabalarla sokaklarımızda gezen özürlüleri görünce, yılların belediye başkanı olarak kendimi çok mutlu hissediyorum.
Ramazan ayı Bayrampaşa'da nasıl geçecek? Ne gibi hazırlıklarınız var?
Şimdi bildiğimiz üzere mübarek ramazan ayı geldi, İl Başkanımız olan Aziz Babuşçu'nun açıkladığı gibi biraz daha halk katmanlarına işi götürmek adına iftar için çadır ve salon potansiyelimiz vardı. Geçen sene bunun bir denemesini yaptık. Bunu sevgili Aziz başkanımıza da anlattık. Sokak iftarları yani komşuluk iftarları çok güzel oluyor. Aynı katta oturup da iş peşinde, aş peşinde koşan insanlar birbirlerini fark edemiyorlar. İftar sofrasında bir araya getirme projesiydi bu ve geçen sene çok güzel neticelerini aldık. Bu sene 11 mahallemizde 2'şer 3'er gece iftarları tamamen sokağa indireceğiz. İftar açılacak yerleri gül suyu ile yıkayacağız, süsleyeceğiz, sahnelerimizi kuracağız ve dünya Kur'an okuma yarışmasında birinci olan bir hafız hocamızla Kur'an ziyafeti verdireceğiz. Hani ihtiyarlarımız şöyle derler ya; "Neydi o eski ramazanlar." İşte bunu dedirtmemek adına Bayrampaşa Belediyesi olarak güzel bir iftar sofrası düzenleyeceğiz. Ayrıca ramazanda belediyemizin önüne kurduğumuz çadırda o bölgede yolda kalmış ya da iftara yetişememiş memuru, amiri, fakiri ve zengini çadırın olduğunu bilecek ve buradan geçerken iftarını edip evine gidebilecek.
BAŞBAKANDAN ÖĞRENDİKLERİMİZ
"Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum."
Bize fakir sofrasında olmayı öğütleyen Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı dönemindeki o günlerin şahitlerinden biri de bendim. Ondan öğrendiğimiz çok şey oldu, erdemli bir insan. Recep Tayyip Erdoğan'dan dün sadece İstanbul istifade ederken, şimdi tüm Türkiye istifade ediyor, onu zevkle takip ediyor. Dünyada hak ve adalet namına, özgürlük namına kendisinden çok istifade edilebilir. Adam gibi bir adam, duruşuyla endamıyla çok güzel bir insan, Allah nazarlardan saklasın. Kendisini çok seviyorum. Yıllarca birlikte görev yaptık ve ondan öğrendiklerimden biri de "sizin sofranızı fakir bir insan nasıl bereketlendiriyorsa, siz de eşinizle beraber fakir sofralarına ortak olun" demişti.
Evet, sokakta iftar ediyorsak ya bir kanaat önderinin evine çay içmeye gideceğiz ya da zengin fakir ayırt etmeksizin ilçe başkanımız Cemil Yıldız ile birlikte mutlaka bir evde birinin gönlünü alacağız, çünkü bu bizim işimiz.
'Bereket Konvoyu' ilk nasıl akla geldi? İlk sefere nasıl yol aldı?
Sefere çıkarken de şöyle demiştim; Allah zaferden mesul tutmaz insanları, sefere çıkıp çıkmadığınızı sorarlar. Seferi olmayanın zaferi olmaz zaten onun için sefere çıkmak lazım demiştik. Bayrampaşa'da yıllarca yaptığımız ramazan sofralarının özelliklerini ve güzelliklerini taşıyabilir miyiz, mozaiğimizin büyük parçası olan Balkan coğrafyasını yani kutlu ecdadımıza yorgan döşek olmuş acıların coğrafyasına. Balkan kelimesini ikiye böldüğümüzde bir tarafta bal bir tarafta kan kalıyor. İşte bu coğrafyanın kana doyduğunu düşünüyorum. İnşallah Türkiye'nin gelişimiyle ve bizim açtığımız bu kapıyla alakalı Necip Fazıl Kısakürek, kapı ve aralık deyince aklıma geliyor. "Surdan bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes, ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es!" diyor. Biz de bu bereket konvoyuyla "Kardeşlik sınır tanımaz" anlayışıyla Balkan coğrafyasına küçücük bir aralık açabildiysek eğer bütün Bayrampaşalılar adına ülkemin insanı adına kendimizi mutlu hissediyoruz. Konvoyumuzun adına "Bereket" dedik. Sloganımızda kardeşlik sınır tanımaz oldu ve şimdi duyuyorum ki Balkan coğrafyasında çocukların ismini "Bereket" koyuyorlarmış.
7 ÜLKEDE İFTAR YAPACAKLAR
Bereket Konvoyu'nun rotası nasıl olacak?
Bu sene Mostar Köprüsünün ayağının dibine kuruyoruz soframızı, oradan duaları Türkiye'nin dostlarıyla buluşturuyoruz. Daha sonra katliamların en acımasız olanını gören Srebrenica'da olacağız. Sonra da benim ilk kardeş belediyem olan İlija'da olacağız yani üç tane sofra ve üç ayrı vilayet tabii bunların hepsi Bosna-Hersek'te olacak. Bereket konvoyu yavaş yavaş Sırbistan'a geçecek ve Tutin sancak bölgesinde soframızı kuracağız, oradan Kosova'ya geçeceğiz. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un babası İpek'lidir, orada da bir bereket konvoyunun durağı olmuştu geçtiğimiz yıllarda. Kosova'da Sultan Murad Hüdavendigar'ın türbesi var.
Konvoyumuzun Arnavutluk, İşkodra, Elbasan, Berat bölgelerinde durakları var. Oradaki belediye başkanı arkadaşlarımız bize ev sahipliği yapıyorlar. Biz onlarla birlikte iftar sofrası kuruyoruz onun arkasından birlikte sanat sofrası kuruyoruz. Geçen yıl çalışanlarımız vardı şimdi o emekçiler yer değiştirdi yerlerine üniversite öğrencilerimiz gitti bu sene. Hem 7 ülkeyi görecekler hem de bereket konvoyunda hizmet edecekler. Onun için bereket konvoyunun ne demek olduğunu çok iyi anlıyorum, özelliğini ve güzelliğini çok iyi görüyorum. Bize destek olanlardan Allah razı olsun.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'I ÇOK SEVİYORUM
Bize fakir sofrasında olmayı öğütleyen Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Kendisini çok seviyorum. Yıllarca birlikte görev yaptık. "Sizin sofranızı fakir bir insan nasıl bereketlendiriyorsa, siz de eşinizle beraber fakir sofralarına ortak olun" demişti.