Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı ve yazarımız Mustafa Necati Özfatura, "Tarihte hiçbir felaket, insanlığı günümüzdeki sigara, alkol, uyuşturucu salgını kadar tehdit etmemiştir. Dünyada hiçbir hukuk ve mantık bir başkasının hayatına kastederek gelir elde edilmesini meşru sayamaz" diyor.
SUNUŞ
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı ve gazetemiz yazarı Mustafa Necati Özfatura bugünkü sayfa konuğumuz. Kesintisiz tam 36 yıldır yazılarını okurlarıyla buluşturuyor. En değerlimiz bence... Okuduğu okullar, yaptığı görevler, binlerce makale ve yazı sadece bunları belirtmek bile bir kitap niteliğinde. Röportaja hazırlanıp gittiğimde kendimi çok donanımlı sanmıştım. O kadar bilgi ve dokümanla yaptık ki röportajı, topladığım bilgiler devede kulak kaldı neredeyse. Röportajımın en güzel yanı Mustafa Bey diye gittim, Necati Amca diyerek çıktım. O kadar donanım ve tücrübenin yanında bir o kadar babacan. Haydi şimdi önerilerini hayata geçirmeye... G.K.Z.

Mustafa Necati Özfatura'yı okurlarımız yakından biliyor. Siz kendinizi tanıtmak isterseniz ne demek istersiniz?
17 Mayıs 1930 tarihinde Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde doğdum. 1950 yılında, Harp Okulu'ndan topçu subayı olarak mezun oldum. 1960'da ABD'de füze okulunda eğitim gördükten sonra 1962'den 1976 yılına kadar Hava Kuvvetleri'nde füze subayı olarak görev yaptım. Emekli olduktan sonra Türkiye Gazetesinde dış politika yazarlığına başladım halen aynı heyecan ile devam etmekteyim. Ayrıca 1979 yılından bu yana Yeşilay yönetiminde görevliyim. 31 yılın 25'inde genel sekreter olduğum kurumda, görevime son altı yıldır genel başkan olarak devam etmekteyim. Evliyim ve beş çocuk babası ve yedi torun dedesiyim.
Tarihî bir misyonu olan Türkiye Yeşilay Cemiyeti hangi amaçla kuruldu?
Türkiye Yeşilay Cemiyeti; Birinci Dünya Savaşı sonunda, Türk Milleti'nin ve Türk varlığını içten çökertmek için alkol ve uyuşturucu maddelere başvurmuş olan işgal kuvvetlerinin bu amaca ulaşmalarının engellenmesi amacıyla 5 Mart 1920 tarihinde Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından İstanbul'da "Hilâl-i Ahdar" adıyla kuruldu. 90 yıllık faaliyeti içerisinde günün şartlarına göre değişen ve yenileri eklenen tüm bağımlılıklarla mücadele etmiş ve etmeye devam etmektedir. Bu mücadelenin önemi, 19 Eylül 1934 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından kamuya yararlı cemiyet olarak kabul edilmesi ve Anayasa'nın 58'inci maddesi ile de halkımızın ve özellikle gençlerimizin zararlı alışkanlıklardan korunması için devletin sorumlu olmasıyla perçinlenmiştir. Her ne kadar ağırlıklı olarak sigara ve içki karşıtı olarak görünse de, Türkiye Yeşilay Cemiyeti aile yapısını, toplumu ve bireyin kendine zarar veren tüm bağımlılıklarla; sigara, alkol, uyuşturucu, kumar, internet gibi bağımlılık yapan tüm madde ve alışkanlıklarla eşit ağırlıkta toplumu bilgilendirerek ve bi-
linçlendirerek mücadele etmektedir.
AİLE ELDEN GİDİYOR
Türkiye Yeşilay Cemiyetinin faaliyetlerinin temelinde ne vardır?
Özellikle 15 yaş altı, yarınımızın geleceği olan çocuklarımızı kötü alışkanlık ve bağımlılıklarla hiç tanışmadan gelecek için sağlıklı bir nesil olmalarını sağlamaktır. Yeşilay Cemiyeti bunu sağlamak için çalışmayı kendine ülkü edinmiştir. Bunun için bütün kurum, kuruluşların ve bireylerin Yeşilay'ı desteklemesi, aile varlığımızın, dolayısıyla devletimiz ve milletimizin geleceğinin teminat altına alınmasındaki görevlerin yapılmasını desteklemesi demektir.
Sanatçılar, sporcular, toplumun önde gelen kanaat önderleri gençliğe örnek olmalı. Biz Yeşilay olarak buradan hepsine sesleniyoruz, gelin bu mücadeleyi birlikte yürütelim, gençliğimiz ve geleceğimiz kararmasın. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı, Yeşilay'da gençliğin teminatıdır. Çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkalım, faydalı alışkanlıklar edinmelerine yardımcı olalım. Sanat ve spor faaliyetleriyle uğraşan gençler, zararlı ve bağımlılık yapan maddelerle meşgul olmazlar. Başarı ve mutluluğun ilk şartı sağlıktır. Ancak sağlıklı insanlar başarılı ve mutlu olabilir, kendilerine ve insanlığa faydalı olabilirler.
Nasıl ki cisimlerin temel yapısı atomlar, insanın hücreler ise; cemiyetin temeli de ailedir. İnsan ahlâk, manevi güzellik ve inanç sahibi olduğunda o topluluk, o ülke güzel, iyi ve herşeyin zirvesinde olur. Tarihten silinen ülkelerin silinme sebebi ahlâki çöküştür. Maalesef dünyanın her köşesinde olduğu gibi Türkiye'de de sağlam aile yapısı yara almaktadır. Türkiye'de yılda yüz bin boşanma olayı yaşanmaktadır. Boşanan aileler, toplumda tedavisi mümkün olmayan yaralara neden olmaktadır. Çocukların zararlı maddelerden uzak durmaları konusunda aile bireylerine ve öğretmenlere büyük görev düşüyor. Araştırmalara göre, uyuşturucu, alkol, sigara, kumar ve diğer kötü alışkanlıklara bulaşan çocukların büyük kısmı anne ve babası boşanmış, dağılmış ailelere aittir. Gençlere sesleniyorum: "Sevginin boşluğunu zehirle doldurmayın. Doktor haricinde kimsenin verdiği hapı yutmayın, hayır demeyi öğrenin. Faydalı hobiler edinin. Arkadaşınızı iyi seçin."
Alkol, trafik kazaları ve suç arasındaki ilişki nedir?
ALKOL TOPLUMSAL BİR PROBLEM
Toplumsal bir problem olan alkolün trafik kazaları ile mala ve cana karşı işlenen suçlardaki rolü çok ciddi boyutlarda. Ülkemizde ve dünyada işlenen suçların ve gerçekleşen kazaların çok ciddi bir oranı alkolden kaynaklanıyor. Bunun en açık örneği; Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre ülkemizde: Cinayetlerin %85, tecavüzlerin %50, şiddet olaylarının %50, trafik kazalarının %65, eşlerini dövenlerin %70 ve akıl hastalıklarının %60 sebebi alkoldür... Bu yüzden alkol kişisel olduğu kadar, belki de daha fazla, toplumsal bir problemdir. Genellikle 1 duble rakı, viski, cin, votka ve benzeri içkiler ile 2 kadeh şarap içildiğinde kandaki alkol oranı yasal limitlere ulaşmaktadır. Buradan şu gerçek açığa çıkmaktadır: Bir kaç dubleden bir şey olmaz kanısı tamamen yanlıştır. Çünkü alınacak bir kaç duble alkol yasal sınırları aşmak bir yana neredeyse kişiyi sarhoşluk sınırına taşıyacaktır. Bu arada şu noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Belirtilmiş olan alkol miktarlarının alınması halinde sürücünün sarhoş olması söz konusu olmayabilir. Ancak alkolün pek çok olumsuz etkisi sürücü bedeninde çeşitli şekillerde belirmeye başlar. Sürücüler her ne kadar bana bir kaç duble ile bir şey olmaz deseler de, alınan her duble alkol hem sürücüleri yeni risklerle karşı karşıya bırakırken hem de psikolojik ve fiziksel olarak bedensel pek çok probleme sebep olurlar. Buna göre kanında 0.5 promil alkol bulunan yani 1 duble rakı içen sürücü, hiç alkol almamış sürücüye göre 2 kat daha fazla kaza riski ile karşı karşıyadır. Alkol oranı 1 promil olursa yani 2 duble rakı içildiği varsayılırsa sürücünün aldığı risk, 10 katına çıkacaktır. Bu sebeple, insanlarımızı spora, sağlığa, kültürel etkinliklere, faydalı hobilere ve sağlıklı içecek tüketmeye davet ediyoruz.
HERKESE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Sigaranın sağlığın yanı sıra maddi olumsuzlukları da önemli bir gerçek, ebeveynlere ne gibi önerileriniz olacak?
Günde en az bir paket sigara içen bir aile reisinin aylık sigara masrafı ortalama 100 TL'yi geçmektedir. Bu rakam ev hanımının ve de yetişkin çocukların da sigara içmesiyle birlikte 2-3 katına çıkabiliyor. Sayısız zararlarıyla birlikte aile bütçesine böyle bir yükün de gelmesi sigaranın ne kadar büyük bir düşman olduğunu ortaya koyuyor. Gelin bu illeti bırakarak hem çocuklarınızı bu zararlı alışkanlıktan koruyun hem de aile bütçeniz rahat bir nefes alsın. Bence ilk görev ebeveynlere düşüyor, onlar örnek olmalı. Zararlı alışkanlıklar mücadelesinde yıllarını harcamış kurum ve insanlar olarak sigaranın zararlarını her fırsatta gençlere anlatıyoruz. Burada ailelere de büyük görev düşüyor. Çocukların sigaraya başlamalarını önlemek konusunda Yeşilay ne kadar okullarda eğitimler verip, afiş ve broşürler dağıtmakta ise de ebeveynlerin bu konudaki desteği de büyük önem taşımakta. Çocuk okulda aldığı bu bilgiler ışığında bilinçleniyor, ama eve gelip anne babasının sigara içtiğini gördüğünde kafasındaki bilgiler bulanıyor. Başta devlet sorumlularımız olmak üzere, eğitimcilerimize, halkımıza, yazılı ve görüntülü medyamıza, bu ölümcül alışkanlıkla mücadele konusunda büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.
BOŞLUĞU ZEHİRLE DOLDURMAYIN
Gençlere sesleniyorum: "Sevginin boşluğunu zehirle doldurmayın. Doktor haricinde kimsenin verdiği hapı yutmayın. Faydalı hobiler edinin. Arkadaşınızı iyi seçin."
'Hizmet maddi imkânla sınırlıdır.'
"Yeşilay olarak, 2009-2010 yıllarında İstanbul ve Kocaeli'de 300.000 öğrenciye bağımlılıkla ilgili psikiyatr, pedagog ve sanatkarlar eşliğinde konferanslar verdik. Cüneyt Arkın dostumuz her zaman yanımızdaydı, desteğini özellikle belirtmek isterim. Türk bilim adamları ile birlikte 35 ülkenin bilim adamlarının da katılımıyla 3 defa Bağımlılık Kongresi düzenledik. Yeşilay İşhanı kirası ve bazı değerli iş adamlarımızın destekleriyle yolumuza devam ediyoruz. 3 milyon basılan broşürlerimizi Türkiye'nin dört bir yanına kendi imkanlarımızla ücretsiz dağıtıyoruz. Ayrıca Genel Sekreterimiz Ahmet Sırrı Arvas son 4 yıl içerisinde üç bine yakın devlet yetkilisiyle Yeşilay adına temaslarını özveriyle sürdürüyor. Ama hizmetimiz maddi imkanlarla sınırlı."

Bağımlılık yapan unsurlar gerçek kitle imha silahları
Kitle imha silahları 'Nükleer- Biyoljik- Kimyasal' silahlar olarak bilinir. Aslında gerçek imha silahları sigara, alkol, uyuşturucu, kumar ve diğer bağımlılk yapan unsurlardır. Tarihte hiçbir felaket, insanlığı günümüzdeki sigara, alkol, uyuşturcu salgını kadar tehdit etmemiştir. Dünyada hiçbir hukuk ve mantık bir başkasının hayatına kast ederek gelir elde edilmesini meşru sayamaz. Bu davranışlarla mücadele edecek kadar medeni cesarete sahip olamayan toplumlar o çirkinlikler içinde yok olmaya mahkûmdur. Toplumda kötülüklerle mücadeleyi şiar edinen insanlar, devletin ve ülkenin gerçek dostu ve sahibidirler.