ALİ ŞEN: İşleri çocuklara bıraktım Hawaii'ye dalmaya gidiyorum

A -
A +
GURBET'LE RENKLER VE SESLER GURBET KALAY ZORBA gurbet.zorba@tg.com.tr SUNUŞ "Ali Şen Başkan Fenerbahçe Şampiyon!"... Ali Şen adını duyduğumda aklıma ilk gelen slogan bu. Her tanıdığınız kişiyi düşününce aklınıza bir slogan geliyor mu? Tabii ki hayır! Demek ki özellikli olmak buradan geliyor. Çünkü Ali Şen diyor ki "Böyle bir sloganın popülerliğini devam ettirmesinin dünyada örneği yok." Nasıl biri? Hani birini çok önceden ve yakinen tanıyormuşsunuz hissine kapılırsınız ya, ilk kez karşılaşmanıza rağmen. Ve anlatacak çok şeyiniz vardır, sormaların yanında. O kadar samimi, o kadar aileden hissi veren. Bodrum'da "Ali Baba'nın Çiftliği"nde gerçekleştirdik sohbetimizi. Tam çiftlik ve gerçek Ali Baba. Bu arada eşi Bente Hanım ayrı bir röportaj konusu bence. Oğlum Uras, fanatik Fenerbahçeli ve hayvanları görünce dünyayı unutuyor. Ali Şen, Fenerbahçe, çiftlik... O da röportajın sonuna yetişti ve bence en güzel röportajlarımdan birini gerçekleştirdim. Hem iş hem annelik hem taraftarlık, hepsi bir arada eder mutluluk. Ne mi konuştuk? Buyrun sohbetimize ortak olun.... G.K.Z. ALİ BABA'NIN ÇİFTLİĞİ Bodrum'da yaşadığı "Ali Baba'nın Çiftliği"nin kapılarını açan Ali Şen, vaktinin büyük bir kısmını burada geçiriyor. Şen, "İşleri, oğullarım yürütüyor. Onlara güveniyorum. Ben ise Hawaii'ye dalmaya gidiyorum" diyor. BAŞARILI BİR HAYAT Ali Şen'in, Kosova'dan İstanbul'a, Danimarka'dan Moskova'ya uzanan hayat hikâyesinde ilginç hatıraları var. Mesela, Yeltsin'i darbeyi önleyememesi durumunda özel uçağıyla Türkiye'ye kaçırmayı planlamış. ALİ ŞEN: İşleri çocuklara bıraktım Hawaii'ye dalmaya gidiyorumDOĞDUĞU EVİ ÇİFTLİĞİNDE YAŞATIYOR Doğduğunuz evin minyatürünü yaptırmışsınız. Kosova'da çocukluğumun geçtiği Osmanlı evinin minyatür halini buradaki çiftliğe yaptırdım. Ben 1988'den beri Bodrum'da yaşıyorum. Benim Bodrum'a ilk gelişim 1972 ve o zamanlar burada yollar bile yoktu. 1982 yılında Bodrum'da sadece 250 kişide telefon vardı. Telefon etmek için Kuşadası'na giderdik. Ama diğer taraflar cennet gibiydi, hâlâ da öyle. İlk havayolu seferlerini Green Air olarak biz başlattık. Şu an Bodrum dünyada önemli tatil alanlarından. Bizde de olduğu gibi. Bodrum'a çok emek verdiniz. Adınız burada bir yerlere verildi mi? Hayır, verilmedi. 1989 yılında burası köydü sonra biz belediye yaptık ve başkanını seçtik. Oranın okuluna benim bazı katkılarım oldu ve ismini Ali Şen Okulu yapmak istediler ama ben istemedim. Kendi adını koyarsın sonra birisi gelir onu indirir, o daha kötü olur. Uzun yıllardan beri spor arenasında yoksunuz ama hâlâ tribünlerden "Efsane Başkan Ali Şen..." sloganları duyuluyor. Bu nasıl bir sevgi ve nasıl başardınız? Bu soruyu, bu sloganı çıkaran, ezberleten ve böyle hissedenlere sormak lazım. Sağ olsunlar. Biz gönülden Fenerbahçeliyiz ve bunu hissettirdik herhalde. Dünyada böyle bir slogan yok hâlâ süregelen. İnsanı sevmek olsa gerek. Ben çok şanslıyım. Bunun için Allah'a her zaman hamdederim. Bulunduğum her konuda en iyi olmak için çok çalışırım, elimden geleni yaparım. İlk olarak Danimarka'ya işçi gittiğimde kısa bir zaman sonra o fabrikanın en üstü oldum, bu çalışmakla alakalı. 12 Nisan 1981 yılında yönetimin istifa etmesiyle Fenerbahçe Spor Kulübü'ne başkan oldum. Başkan olduktan 5 hafta sonra lig bitmişti. 29 puanla ligte kalan takım olmuştu ve işler kötü gittiği için beni aramışlardı zaten. Ben başkan olmadan önce Fenerbahçe iyi bir şekilde devam etseydi taraftar "Ali Şen başkan, Fenerbahçe şampiyon" der miydi? FENERBAHÇE'DE TARİH YAZDIK Birinci sene takıma Alman antrenör getirttim. İkinci sene yani 1982-83'te Türkiye kupası, lig kupası dâhil bütün kupaları aldık. O tarihten sonra da Fenerbahçe kupayı alamadı. 1994 yılına geldiğimiz de işler gene kötü gidiyordu, yine "Ali Şen Başkan, Fenerbahçe şampiyon" diye tribünler yıkılıyor. Avrupa'da bir takıma yenilmiştik 4-0. Ardından da Van'a yenildik. Bu duruma çok öfkelenmiştim. Derken beni bir televizyon programına çağırıyorlardı, ben de Bodrum'dan helikopterimle programa gittim ve canlı yayında: "Fenerbahçe'ye el koymaya geldim" dedim ve belirtmek isterim ki bu, söylenmesi çok zor bir cümledir. Söylediğim şey, itici ve antipatik bir cümleydi. "Yarın öğlene kadar istifa edin!" dedim. Onlar öğleni beklemeden istifa etti. Tekrar başkan seçildim ve Fenerbahçe yine şampiyon oldu ve şampiyon olduğumuzda az miktarda paramız vardı ve 84 puan toplamıştık. 84 puan Fenerbahçe tarihinde yok. KİMSE BİLMEZ AMA BİR KIZIM VAR Eşinizle nasıl tanıştınız? Ben çok iyi dans ederdim. 1959'da İstanbul Rock'n Roll şampiyonuydum. Danimarka'ya gittiğimde oranın dilini öğrenmeye karar verdim. İki okul var, biri kız okulu diğeri lisan okulu. Kız okulunu seçtim. Hem kızlarla tanışırım hem de okurum diye (gülerek). Benim eşim de 17 yaşında kız okulundaydı. Oradaki kızlar sıraya girerdi benimle dans edebilmek için. Tabii o zamanlar saçım, boyum posum, kilom, hepsi yerindeydi. Sonra tanıştık ve evlendik. Eşimin babası karşı çıkmıştı bu duruma, çünkü kızının bir Türk'le evlenmesini istemiyordu. Kendisinin 300 yıllık büyük bir mobilya şirketi vardı ve Kralın dostlarındandı. Eşim çok inatçı biridir, babasına rağmen benimle evlendi. Çok şükür Allah'a 47 senedir beraberiz. İki oğlum ve bir kızım var. Oğullarım ön planda olduğu için kızım olduğunu pek kimse bilmiyor. Biraz hüzün verici ama rahmetli Hüsnü Çil ile ilgili de bir hatıranızı hatırlatacağım. Kendisi zaman zaman yazılarında sizi de eleştirirdi. Ama onu Moskova'da tedavi ettirdiniz. Hüsnü Çil, Allah rahmet eylesin çok düzgün ve çok karakterli bir insandı. 15 yıl önce Moskova'dayım. Hüsnü Çil de Londra'da ve kendisinde böbrek yetmezliği var, organların değişmesi lazım. Londra'daki doktor tek bir çare olduğunu söylüyor. Bu çare olarak Rusya'da dünyanın en iyi böbrek nakli doktoruna gitmesini öneriyor. Hüsnü Çil, beni aradı nerde olduğumu sordu ben de Moskova'dayım dedim. Durumu anlattı. Hemen 'atla uçağa gel' dedim. Ama vize alması gerekiyor. Dostum için bayram tatilinde olan büyükelçiliği açtırıp, aynı gün vize aldık. Hüsnü Çil, bunu hiç unutmadı yazılar yazdı. Aynı gün doktora gittik. O da Türkiye'de bu işi sadece Mehmet Haberal'ın yapabileceğini söyledi. Haberal, Hüsnü Çil'i ameliyat etti sağlığına kavuşturdu. Ama sonra dostum vefat etti. YELTSİN'İ KAÇIRACAKTIM Yeltsin tankların üzerine çıktığında başarılı olup darbeyi önleyememesi ihtimaline karşı onu kaçırmak için uçağınızı gönderecekmişsiniz. Yeltsin'i nereye kaçıracaktınız? Rusya'nın o zamanki Başkanı benim şahsi dostum. Onun özel kalemi de İstanbul'da misafirim oldu. Derken bu olay oluyor. Askerler Rusya Federasyonu binasına ateş açıyor. Bunlar içeride tabii beni arıyorlar; "Biz en fazla sabah saat 5'e kadar direnebiliriz, havaalanına uçağını gönder, Türkiye'ye kaçacağız" dedi. Ama bir uçak yetmez iki istedi çünkü aşağı yukarı 300 kişiler. Ben hemen rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı aradım, durumu anlattım. Özal hemen Ulaştırma Bakanlığı'ndan uçakların ayarlanacağını, böyle bir kaçışın Türkiye'ye olmasının dünyada çok büyük bir olay olduğunu, irtibatta olmamızı söyledi. Derken sabah 04.30 da Rusya Başkanı beni aradı ve gerek kalmadığını Genelkurmay Başkanı ile el sıkıştığını söyledi. Bu olay kapandı ve bunu bir sır olarak sakladık. Aradan 2-3 sene geçti. Rusya'nın ilk devlet başkanı sıfatıyla başkan Almanya'yı ziyaret etti. Gazetecilerin o günü ve olumsuz bir durumda ne yapacağını sorması üzerine Yeltsin, bir Türk dostunun özel uçağının hazır olduğunu belirtince, haber dünyada patladı. Bütün basın benim olduğumu böylece öğrenmiş oldu, dünya basınında adımız ve konu geniş yer aldı. GAZPROM ORTAKLIĞI Şu an enerji, dünyanın en popüler iş alanı ve gittikçe de gelişiyor. Siz de dünyada önde gelen Gazprom ile %40 ortaklığa girdiniz. Enerji piyasası ve dünyayı nasıl görüyorsunuz? Bu yüzyıl doğalgaz yüzyılı. Geçen yüzyıl petrol yüzyılıydı. Ondan önceki kömürdü. Yani insanlık tarihinde kullanılan enerji bitmeden alternatif enerjiler bulunmuş. Bu yüzyılın sonunda dünya doğalgaz tüketiminin gaz rezervinin 48 trilyon metre küple Rusya'da olduğu belirlenmiş. 25 trilyon metre küp İran'da, 25 trilyon metre küp de Katar'da var. Amerika'da 2018'de doğalgaz üretiminin biteceği düşünülüyor. Dünya nüfusunun % 4'ü Amerika'da yaşıyor fakat dünya enerji kaynaklarının % 25'ini onlar kullanıyor. Bu ne demek? Türkiye bu doğalgaz kullanımında, geçiş anlamında değerli. Amerikalılar enerjinin olduğu yere kaymaya başlayacak. Soğuk savaş yıllarında Sovyetler Birliği'ne direkt sınırı olan tek NATO ülkesi Türkiye idi. Bir emlakçı gözüyle bakacak olursak Türkiye'nin çok kıymetli bir arsa olduğunu fark ederiz. Batıya ve Amerika'ya lazım olan bir arsa olarak görünüyor. Gasprom'a gelince bu yüzyıl doğalgaz yüzyılı diye biz de, bu dünya devi ile güç birliği yapıyoruz. Ben daha çok Bodrum'dayım. Oğullarım başarıyla yürütüyorlar işleri. Ben onlara güveniyorum. Dalma sporu ile ilgileniyorum. Hawaii'ye dalmaya gidiyorum. Artık kendime daha çok zaman ayırıyorum. TARAFTAR GÖNLÜMÜZDEKİNİ HİSSETTİ "Ali Şen başkan Fenerbahçe şampiyon" popülerliğini devam ettiren bir slogan. Biz gönülden Fenerbahçeliyiz ve bunu hissettirdiğimiz için hâlâ söyleniyor. TÜRKİYE ÇOK DEĞERLİ BİR ARSA "Bir emlakçı gözüyle bakacak olursak Türkiye'nin çok kıymetli bir arsa olduğunu fark ederiz. Batıya ve Amerika'ya lazım olan bir arsa olarak görünüyor." İlk evimizi yarışmadan kazandığım parayla aldık "1939 Kosova doğumluyum. Rumeli'de Türkler, 3 kere anavatana göç etmiş; Balkan Savaşı öncesi, 1. Dünya Savaşı sonrası, 2. Dünya Savaşı sonrası... Sürülenler ve bizim gibi serbest göçmenler. Biz Türkiye'ye geldiğimiz zaman 1956 yılıydı. Sanıyorduk ki bize "siz nerede kaldınız yüzyıllardır" diyecekler. Hâlbuki bize burada kimse yan gözle bakmadı. 2. Dünya Şavaşından sonra Yugoslav halklarına ana dillerinde eğitim serbestliği getirildi. Türkçe eğitim alan 12 kişi vardı ve onlardan biri de bendim. Türkiye'ye geliş, bizim için bir travma oldu. Hatta rahmetli annem ciddi bir beyin hastalığı geçirdi. Burada her şey yeniydi. İstanbul'da Siirtlilerin en fazla yaşadığı Fatih'te Haydar semti var. Siirtlilerle beraber yaşadık. 3 yıl sonra Balıkesir'de askerliğimi yaptım. Daha sonra Fatih'ten Fındıkzade'ye geçtik. Oradaki apartmanlar henüz yeni yapılmıştı. SORULARIN HEPSİNİ BİLDİM Ev alışımızın hikâyesi de şöyle; O zamanlar daire fiyatı 45 bin lira, bize de 6 bin lira daha lazım almak için. Orhan Boran'ın sunduğu bir bilgi yarışması programı vardı. 13 soru soruluyor. Baraj sonrası 'tamam mı devam mı' diye soruluyor, bilemezsen bütün para yanıyor. Tv de camlı odaya giriyorsun. Bütün İstanbul sosyetesi orada ve çok popüler bir olay tabii. O zamanlar tek kanal var. Arkadaşımın babasından borç istemeye gittim. 'Pazartesi sabah gel vereceğim' dedi. 'Paranın geri ödemesinin ne zaman olacağı belli değil' dedim. Aynı akşam arkadaşım bu bilgi yarışmasına beni kayıt ettirmiş. Derken yarışmaya gittim, 13 soruyu da bildim ve yeni bir ev aldık. Sonra bir kez daha gittim, tekrar kazandım. 2 yıl sonra Hürriyet Gazetesi "Şampiyonlar çarpışıyor" adı altında bir yarışma tertipliyor. O yarışmada da finale kadar gittim. Yani başarılı bir öğrenciydim."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.