Tabiatla oynarsan bir gün öcünü alır

A -
A +
"GURBET'LE RENKLER VE SESLER"İN BU HAFTAKİ KONUĞU ÜNLÜ İŞ ADAMI BAŞARAN ULUSOY Aslen Trabzonlu olan Ulusoy, ülke turizmi için doğal güzelliklerin korunması gerektiğini belirtti ve ekledi: "Denizi doldurursan, gün gelir deniz onu geri alır. Ağacı kesersen; o ağaç heyelan olarak sana döner." Sunuş Başaran Ulusoy... Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı. Kendisiyle bu röportajı yaparken; aynı anda iki telefon ve üç personel ile çalışmaya devam ediyor ve bir yandan da sorularımızı cevaplıyordu. Aynı zamanda da bu sayfada gördüğünüz resimleri de çektiriyordu. Bu kadar insana ve doğaya dayalı bir iş yapmak ve bu kadar seri, yoğun ve hızlı olmak, sonuçta; aynı kurumda yüksek çoğunlukla ve arz ile beşinci defa başkan seçilmek... Doğamız ve ülkemiz adına size deniz, yeşil ve başarı bolluğu diliyorum sevgili Başkan, çünkü biliyorum ki bu bize doğal güzellik ve turizm olarak geri dönecektir. Tabiatla oynarsan bir gün öcünü alır >> TÜRSAB ile başarı yolculuğunuz ne zaman başladı? TÜRSAB ile yolculuğumun uzun bir geçmişi var.1981-1983 yılları arasında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu'nda Muhasip Üye olarak görev yaptım. 1991-1993 yılları arasında başkanlık yaptım. 6 yıl aradan sonra 1999 yılında tekrar Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim. 2001, 2003, 2005 ve 2007 yıllarında gerçekleşen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Genel Olağan Kurul Toplantıları sonucunda TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim, halen bu görevime devam ediyorum. >> Beşinci defa seçilmiş olmak, büyük başarı ama aynı zamanda büyük sorumluluk. Bu sorumluluğu başarıya dönüştürmenin formülü nedir? Başkan seçildiğim her yeni dönem, benim için artan sorumluluğun başlangıcı olmuştur. Tüm değerli üyelerimiz, meslek camiamız, Türkiye turizmi ve ülkem için duyduğum bir sorumluluk.. Böylesine büyük bir sorumluluk duygusu, yanlış yapmaya izin vermez. Değişen şartlara göre en doğruyu, en isabetliyi bulmaya çaba sarf edersiniz. Bazen çok düşünerek en ufak ayrıntıyı hesaba katarak hareket etme imkanınız olur. Bazen şartlar sizi düşünmeye bile fırsat bırakmadan ani, zor, ama riskleri minimuma indirgeyerek çok cesur kararlar almak zorunda bırakır. Sorumluluk duygusu bütün bu süreçlerde en doğruyu, en isabetliyi bulmak için çaba sarf etmeye zorlar. Kanımca başarı ancak böyle bir sürecin sonucu olabilir. DAHA DA BAŞARILI OLACAK >> Mesleki anlamda gerek kendi adınıza gerek TÜRSAB adına 10 yıl sonra kendinizi ve kurumunuzu nerede görüyorsunuz? Mesleki anlamda 10 yıl sonra kendimi, yine mesleğimizin, Türkiye turizminin ve ülkemizin en ileri amaç ve hedefler doğrultusunda ilerlemesine katkıda bulunma imkanına sahip bir yerde görmek isterim. 10 yıl sonra da, TÜRSAB'ı, gerek seyahat acentalığı mesleğini, gerekse Türkiye turizmini daha ileri hedef ve amaçlara taşıma yönünde, zamanın değişen şartlarının da gerektirdiği yapı ve güçte bir kurum olarak sektörümüzdeki, ülkemizdeki uluslar arası ilişkiler alanındaki etkinliğini sürdürdüğü yerde görüyorum. TÜRSAB, bugüne kadar her dönem, kurumumuzu daha ileri noktalara taşımıştır. Amaç ve hedeflerimiz, daima yaptıklarımızın, gerçekleştirdiklerimizin, ilerisinde olmuştur. Bundan sonra da her dönemin, çok daha ileri hedefler doğrultusunda TÜRSAB'ı çok daha ileri noktalara taşıyacağına içtenlikle inanıyorum. >> Nerede doğdunuz? Doğduğunuz evi hatırlıyor musunuz? Sonradan gidip görme şansınız oldu mu? Trabzon' da doğdum. Doğduğum eve bugün de zaman zaman gider, kalır, anılarımı yaşarım. >> Okul hayatı içinde Başaran Ulusoy nasıl bir öğrenci idi? Fazla muzip. >> Okul arkadaşlarınızın günümüzde dostluk olarak bağlılık içinde devam ettiğini daha önce paylaşmıştınız. Dostlarınız ve günümüz dostluk paylaşımları için neler söyleyeceksiniz? Hayat dostluklarla anlam kazanır. Gerçek dostluk içtenliğin, dürüstlüğün, sevginin özverinin erdemidir; en güzel değeridir. >> Biz sizi TÜRSAB Başkanı olarak tanıyoruz. Baba Başaran Ulusoy olarak kendinizi nasıl tarif edersiniz? Munis ve sevecen.. KARADENİZLİLER ESPRİLİDİR >> Karadeniz kültürüyle büyümüş biri olarak sizce Karadeniz insanının en belirgin özellikleri nelerdir? Hareketli, enerjik, girişimci, vefalı, esprili, zor şartlara rağmen espritüelliği ile her yerde karşılaşabilirsiniz. Örneğin, Rize'de bir bahçede bakarsınız bir tabela: 'Gül ve çiçekleri koparmayın'' gül çiçek değil mi? Gelirsiniz Araklı'ya, lokantanın kapısında yazar: "Burada balık ve hamsi satılır." Onlar için balık ayrı, hamsi ayrı. Çıkarsınız Ayder Yaylası'na, bir tabela der ki; "Osmanlı restoranı 150 metre yukarıda." 100 metre gidersiniz, bir tabela daha ; "Osmanlı restoranı 150 metre aşağıda " Nerede bu restoran? >> Siz bu özellikleri taşıyor musunuz? Ben Karadenizliyim, kendimi Karadenizli hissederim. ULUSOY'DAN BİR FIKRA >> Sizi güldüren Karadeniz fıkraları vardır mutlaka. Sizin de hem anlatmayı, hem de dinlemeyi sevdiğinizi biliyorum. Birini bizimle paylaşır mısınız? İsterseniz kendi yazdığım fıkrayı anlatayım. "Okul müdürü Temel, okulun yerini tarif etmek için elektrik direğine bir levha asar. Elektrik idaresindeki Dursun bunu görür ve derhal okul müdürüne bir yazı yazar: "Bu elektrik direği idareme aittir, levhanı kaldır." Temel bu yazıya sinirlenir, Dursun'a bir cevap yazar: 'Ben levhamdan memnunum, sen direğini kaldır!' >> Karadeniz mutfağının en bilinen malzemesi balık. Siz Karadeniz mutfağında hangi yemekleri tercih edersiniz? Hamsili pilav, karalahana sarması, mıhlama. >> Araba kullanmayı sever misiniz? Araba kullanırken tercih ettiğiniz müzik ve sanatçı var mıdır? Araba kullanmayı severim tabii. Müziğin her çeşidini severim. Araba kullanırken daha ziyade Türk Sanat Müziği, Zeki Müren, Müzeyyen Senar. Türkülerimizi de dinlerim. >> Altıncı defa büyük bir kurumun başına seçilmiş olmak bence başarıyı ve o kurumu iyi yerlere getirdiğinizi işaret ediyor. Politikada da böyle bir düşünceniz var mı? Politikaya girmeyi şu anda düşünmüyorum. >> 10 Mart 1949 Trabzon doğumlusunuz. O yıllara geri dönersek aklınızda kalan satır başları hangi ayrıntılardan oluşuyor? Ben nüfus kaydıma göre 10 Mart 1949 Trabzon doğumluyum. Gerçi babaanneme göre kiraz ayında doğmuşum. Kiraz ayı mayıs aslında. Adımı benden önceki kardeşim yaşamadığı için Yaşar koymuşlar. Rahmetli babaannem değiştirip Başaran koymuş. İlkokul öğretmenim çok sevdiğim rahmetli Kerim Bey idi. Ortaokul ve liseyi Trabzon Lisesi'nde hâlâ adlarını unutamadığım hocalarımla okudum. Hababam sınıfı kadar olmasa da ona yakın sayılırdık. O okulda çok sevilen muzip bir arkadaş grubumuz vardı. Hâlâ görüştüğüm arkadaşlarım vardır. Örneğin Ergun Gürsoy. Gerçi benden büyüktür, ben ortaokul biri okurken o, lise birde idi. Lise ikide onunla buluştuk. Üniversiteyi bitirdik. Sonra ben Fenerbahçe'ye yönetici oldum, o da Galatasaray'a. Dostumdur, benim gibi Trabzonludur, benim gibi Türkiye aşığıdır. Tabiatla oynarsan bir gün öcünü alır TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, arkadaşımız Gurbet Kalay Zorba'ya iş ve özel hayatına dair önemli açıklamalarda bulundu. BENİ BABAANNEM BÜYÜTTÜ >> Üniversitede ekonomi okudunuz. İstediğiniz bölüm ekonomi miydi? Üniversite eğitiminde tercihim ekonomiydi. Aslında ekonomiyi de istedim. Fakat daha çok pilot olmak istemiştim. Ama okul İstanbul'da olduğu için babaannem istemedi. >> Babaannenizin üzerinizde büyük rolü var çocukluğunuza dair, değil mi? Ben aileye gelen ilk erkek torun olduğum için beni babaannem büyüttü, diyebilirim. Annemle toplasan birkaç ay kalmışımdır. >> Eşiniz ve çocuklarınız? Eşimle üniversitede tanıştık. Eşim Antalya'da ben Trabzon'da. Sene 1974, sene 2009. İki tane oğlumuz var. Onları Anadolu terbiyesine göre yetiştirdik. Her ikisi de aklı başında, ne istediğini bilen çocuklar. Karadeniz doğası gereği zordur. Karadeniz insanı der ki; Karadeniz'in zor şartlarında doğdum, zor şartlarında büyüdüm, zor şartlarından dolayı göç ettim. Karadeniz insanı köyünde toprağı sattırmamak için babasının mezarını, bahçeye yapar. Niye? Bak babasının mezarının olduğu araziyi satmadı, denilsin diye! İnsanına, toprağına, atasına böyle bağlıdır. Evet Karadenizliyim ama Türkiye aşığıyım. Sevgiliye kurşun atılmaz. Karadeniz'de yeşil ve deniz sevgilidir. Araya yol yaparsın. O yol kurşun olur. Denizi doldurursun, gün gelir deniz onu geri alır. Ağacı kesersin, gün gelir o ağaç heyelan olarak geri döner. Dere yatağını bozup ev yaparsın, gün gelir o dere gelir evi alır. Tabiat ana öcünü alır. Doğanın cömert davrandığı böyle bir ülkemiz var. Ona iyi bakmamız lazım. >> Bulunduğunuz konum gereği çok seyahat ediyorsunuz mutlaka. Hangi ulaşım yolunu tercih ediyorsunuz? Kara yolunu tercih ederim. Çünkü uçak korkum var. Ama şöyle de düşünüyorum, korkunun ecele faydası yok. Ayrıca işi sevmek, hizmet etmek, hizmet sektöründe olmak, bunlar olunca çok da fark etmiyor açıkçası. Çünkü sürekli seyahat ediyorum. İNSAN İLİŞKİLERİ ÇOK ÖNEMLİ >> İş seyahati dışında tatil amaçlı yaptığınız seyahatlerde personelin tavrı size karşı nasıl? Daha iyi ağırlamak için tedirgin oluyorlar mı? Biz liderliğimizi alçakgönüllülüğümüzle koruruz. Merhametimizi cesaretimizle koruruz. Onlarla ilişki kurmak, halkla bütünleşmek benim hayat biçimim. Köşkte, insanlardan uzak oturmak bizi mutlu etmez. Bizim işimiz insanla. İnternet çağı, modern çağ ama yine insan anlatıyor. Gittiğin yeri rehber anlatıyor. Seyahat için bulunduğun yerde ise en iyi yeri, sinemayı, gezilecek yeri, ulaşımı en iyi yine garson biliyor. İşte bunun için yine belirtiyorum; insan ilişkileri önemli. >> Hayatta kendinizi şanslı bulur musunuz? Şuna inanıyorum. Hayatta insan şansını kendi meydana getirir. Eğer hayatı seviyor, hayata tutunuyor, yaşam biçiminden hoşnut bir şekilde yaşıyorsan, çok güzel arkadaşlıkların varsa, ülkene insanlara istediğin gibi hizmet ediyorsan, köyüne-özüne sahip çıkıyorsan ve 24 saatin dolu geçiyorsa; o hayat güzeldir, şanslıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.