Ankara'da üç adam

A -
A +

ÜCRETLER kırık dökük. Çalışanlar, sendikacılar, memurlar, sözleşmeliler aylardır bağırıyor: "Geçinemiyoruz, zordayız, tükendik!" Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bize değildir inşaallah!" Beyaz yakalılar, daha düne kadar iş güç sahibi olan onbinlerce genç bugün işlerinden uzakta. Onlar da beklenmeyen acılarla yanyana. İnler gibi sesleniyorlar: "Artık işsiziz. Kime varalım, kimden iş isteyelim?" Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bu sual bize mi sahi?" ¥¥¥ Ne araba alan var ne almayı düşünen. Otomobil fabrikaları üçte bir kapasiteyle şöyle böyle faaliyette. Otomotiv sanayii çöküyorken, ilgililer günaşırı Ankara'ya koşuyor: "Yakında üretimler duracak. Söyler misiniz, onbinlerce işçimizi ne yapalım?" Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bu feryat bize değildir inşaallah!" Tavuk üretim çiftlikleri, beyaz etçiler ard arda pişmanlıkları yaşıyor. Kimi battı kimi batmak üzere. Onlar da ümitsiz. Ha bire dört ucu yanık haberler salıyorlar: "Hiç böyle olmamıştı. Bu kadar düşmemiştik." Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bize mi söylüyorlar acaba?" ¥¥¥ Her gün, ama her gün kepenkler son defa indiriliyor. Esnaf, tamirci, zenaatkâr, inşaatçı gülmeyi unutmuş. Dünki dükkân sahipleri, atölye patronları bile asgari ücretten iş arıyor. Yok, yok, yok... Bağırıyorlar: "Bu akşam eve nasıl ekmek götürelim?" Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bize değil herhalde..." Ticâret odaları, sanâyi odaları kan ter içinde: "Bari şu KDV'yi azaltın. Üyelerimiz kötüledi, hepsi hacizli. Müşteri yok, bunlar vergi falan da ödeyemez!" Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Duydunuz mu? Birileri sanki bir şey söylüyor." ¥¥¥ Muhalefet sözcüleri, yazarlar, eski Cumhurbaşkanları ayakta. Üç aydır, beş aydır; "Deniz bitti. Bunca problemi, krizi, derdi, belli ki sizler çözemeyeceksiniz. Seçime gidin. Seçime, seçime!" demekteler. Ankara'da üç adam birbirine bakıyor: "Bir seslenen mi var?" Tam o sıra odaya Kemal Derviş giriyor: - Beyler, yanyana, burun buruna ne yapıyorsunuz? - Devamlı sesler duyuyoruz Kemal Bey. Hiç rahat edemiyoruz. Derviş gülümsüyor: - Pencereleri iki, üç camlı yaptırın. Amerika'da uygulama böyle. ¥¥¥ Derken, dışarıdan gürültü, patırtı, ayak sesleri duyuluyor: - Heey, kırma o yazar kasayı!.. Sen de tankerini oradan çek!.. Yahu kendini atacak yer bulamadın mı?.. Sen! Ne işin var ağaç tepelerinde, hem de yarı çıplak?.. O elindeki benzin şişesi ne? Dört adam birbirine bakıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.