Eller bulaşık yüzler bulaşık

A -
A +

BİR seneyi aştık. 12 mi, 13 mü özel banka şimdi devletin elinde. Devlet, kendi kucağındaki karın ağrıtan bankalar yetmezmiş gibi; yok yere, kahramanca, hovardaca, çürümüşleri de güle oynaya sırtlandı. Üstelik alkışlandı, iyi mi? Dostlar, bu bir bankalar skandalı değildir. Ya nedir? Siyâsî fâcia... Dehşet çapında acemîlik. * * * Yani, sevgili hükûmet dedi ki: "Bundan sonra 81 ildeki banka şubelerinizin kirası benden" Yetmedi, "Beş bin çalışanın maaşları da benden" Eeee? "Mûdiler telâş etmesin. Herkes parasını devletten alacak" Hovardalığı görüyor musunuz? Şimdi kara kara düşünüyorlar. Kucaklarında, sırtlarında, yıkık dökük yığınla ümitsiz vak'a. * * * Zarar ediyorsa, eğri gidiyorsa sana ne kardeşim? Batan Ali, batıran Veli. Yükleri niye millet çekiyor? Verirsin mahkemeye, suçlular ceremeyi öder. Araya girmek neden? Ayıklayın şimdi bol taşlı pirinçleri. Şu 30-40 milyar doları, "Milletin ümüğünü nasıl sıkar da alırız?" hesapları yapın. * * * Bu işin kolayı var. Devlet bu konuda etliye sütlüye karışmaz. Bankalar Üst Kurulu her ay bir "Bankacılık Raporu" neşreder, bankaları notlar. Sıralamayı en çok mevduat toplayan, bol kredi veren değil, küçük de olsa "Banka gibi çalışan banka"ları açıklamak için yapar, sözgelimi: En sağlam bankalara 4 yıldız, Sağlama yakın sayılanlara 3, Rizikolu bankalara 2, Tehlikeli bankalara 1 yıldız verilir. Millet de der ki, şu şu banka senelerdir 4 yıldız alıyor. Demek ki, en güvenilir olanlar bunlar. Varıp işini o bankalarda görür. Bu arada üç yıldızlılar dört olmak için yarışır. İki ve tek yıldızlılar rezil olmaktan utanır, adam gibi bankacılığa yönelir. Riskli bankalar da "Bankalar Üst Kurulu"nca devamlı takip edilir. Lâzım gelenler uyarılır, gerekirse cezalandırılır. Bir çeşit oto-kontroldür ki, kimsenin rahatı kaçmaz. * * * "Batıklarını ben üstlendim" "Personel maaşları benden" "Kiraları tıkır tıkır öderim" Niçin kardeşim? Niye başına dert alıyorsun? Kimin parasını kimlere harcıyorsun? Öyle bir yanlışlık içindeyiz ki, dünya ölçeğinde komedi. * * * Anadolu'da cahil bir dede, alıcı ile satıcı arasına girmenin çirkinliğini bilir de, Ankara her salataya maydanoz olma merakından vazgeçmez. Koalisyon bu konuda işleri eline yüzüne kötü bulaştırmıştır. Şimdi hükûmet bu bulaşık yüzle bile gene de gözlerimize kahramanca bakabiliyor. Yüz defa hayret!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.