ŞU adam kırk yıllık hâkimdir. Aman ne güzel. Şu adam kırk yıllık müteahhit. Aman ne cesaret. Şu hanım kırk yıldır resim yapar. Dirâyete bak, bravo! Ya bu efendi? Kırk yıldır işadamıdır. Ona da alkış üstüne alkış. ¥¥¥ Durumlar bu minval üzere giderken, âniden acı bir direksiyon kırışıyle, saf şuurlar üstüne beşinci vitesle (ve sol cenahtan) hücuma geçilir: "Adama bak, kırk yıldır siyâsetle uğraşıyor." İşte o ân perhizler lâhana turşularına karışır. Akıl ile iz'an sürgüne gönderilip, en ilkel heyecanlar, mızrak mızrak meydanlara sürülür. Ortalık, Toroslarda bir yangındır artık... Herkesin elinde koca koca körükler, ağızlarda öfkeli bağırışlar: "Olamaz!.. Çekilsin, gitsin!.." Hedef de budur zaten. Milleti politikadan ve politikacıdan tiksindirmek. Oyun bir kere daha başarıyle sunulmuştur, sıra kıs kıs gülmelere gelmiştir. Derkeeenn: Aktarlarda kına karaborsaya düşer. ¥¥¥ Hep derim ya, sosyalistlerin bu milletle alıp veremediği var. Millete apaçık çullanma cesaretinden yoksun üç avuç kışkırtıcı, halkın seçtiklerini rahat bırakmıyarak, sözümona "Böyle milletin böyle temsilcileri olur" demektedirler. Çoğu kişi de bu zokayı yutar. Kırk yıllık tiyatrocu, kırk yıllık avukat, komedyen, yayıncı, gazeteci... Hatta kırk senelik kaşarlı yazarlar aynı koronun elemanlarıdır. Birlikte tepinirler. "Kırk yıllık politikacıya hayır!" ¥¥¥ Şu yandaki kırk yıllık sıyrıklar, bu taraftaki kırk yıllıkları taşa tutmaktadır. Bu oyun hep oynanır. Ve çoğu kere de tutar. ¥¥¥ Birilerinin aklına hiç gelmez. Varıp, kapılara dayanıp da: "Kırk yıllık yazarlara hayır!" "Kırk yıllık çizer istemiyoruz!" "Bize yepyeni hâkimler, savcılar, sendikacılar, profesörler, sanatkârlar, bankacılar gerekli" demezler. Bu oyun hep oynanır. Çoğu kere de tutar. ¥¥¥ Oysa... Kırk yıllık karıştırıcıların, kırk yıllık siyâsetçilere lâf atma hakları yok. Olsa olsa: "İşte şu gün kalemi bırakıyorum. Siz de işinizi, gücünüzü, sevdâlarınızı bırakın" diyebilirler... Kolaysa. Ama nerde o erkeklik? Erkeklik kırk yıl önce tatile çıkmış, bir daha dönmemiştir. ¥¥¥ Dikkat!.. Siyâsî liderler bir gelsin bir daha gitmesin demiyorum. Hayretim, kırk yıllık eskimişlerin kendi hallerine bakmayışlarınadır. .......... BİR KİTAP: "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası..." Yazan: Dr. Necip Hablemitoğlu. Bergama'da altın çıkarılmasını engelleyenler, bu engelleyicilere Alman desteği ve gerçekler vesikalarıyla açıklanıyor. Otopsi Yayınevi Tel: (0212) 272 78 25