ANKARA'DA haberler tatsız. Hükûmetle Cumhurbaşkanlığı arasındaki gerilim yaz aylarından îtibaren yaşanıyordu. Ve sonunda ipler koptu. Millî Güvenlik Kurulu toplantısını Başbakan Ecevit şimdilik bilinmeyen, ama sezilen bir sebeple terketti. Manzara iç açıcı değil. Böyle bir kriz Cumhuriyet tarihinde ilk defa yaşanıyor. Ve elbette milleti yaralıyor. * * * Öteden beri söylediğimiz gibi, hükûmetlerin bu kadar göz ve işaret altında tutulması hatta elinin kolunun bağlanması hatalıdır. Meclisimizde "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazıyor. Bunun mânâsı, Meclislerin, dolayısıyle hükûmetlerin son karar yeri olduğu ve ondan ayrı güç bulunmadığıdır. Bu mânâ epeydir zedelenmekte. İşte beklenen gerçekleşti. Olmayacak bir zamanda akla gelmeyen önemli bir kriz ile karşılaştık. * * * Bize öyle geliyor ki, Sayın Cumhurbaşkanımız uzlaşmayı zaaf sayıyor. Oysa demokrasiler bir uzlaşma yöntemidir. Ne hukuk cetveli, ne mîmar gönyesi bu alanda tek başına söz sahibi olamaz. Sebepsiz yaralandık. Ve demokrasiyi sebepsiz zedeledik. * * * Çankaya elbette işaret ve tavsiyeleriyle hükûmetlere yardımcı olacak. Ama, o makamın son emir mercii olduğunda da ısrar göstermeyecek. Birleştirici, çözücü, uzlaştırıcı bir makamı kumanda merkezi gibi kabullenmek yönetimleri ezmek olmasa bile üzmelere ve üzülmelere sebeptir. Şimdi kim kazandı? Kazanan yok, kaybeden var. O da millettir. * * * Başkanlık sistemine geçmeden Başkan gibi davranışlara bel bağlayanlar Türkiye'yi bir daha gözden geçirmeli. Bu işin yazısı... Turasına gelince: Hükûmet son ekonomik oynamalarla bu beklenmeyen krize yol açmış olabilir. Nitekim, ortalıkta dolaşan fısıltılara göre yersiz ve yetersiz, hatta hukuku istikametlendirici tavırlar alabilmiştir. Gereksiz uygulamalarla ekonomi zora sokulmuştur. Sayın Sezer'in de bu konuda rahatsızlık duyduğu ortada. * * * Gene de son krize meydan verilmemeliydi. Çankaya'ya "Ne yaptın" diye sorarken, hükûmete de "N'işlemektesin?" sualini yöneltmek ihtiyacındayız. Hem Köşk'ün, hem Konut'un daha duyarlı olması beklenir. Bu ülke ard arda gelen bâdireleri kaldıramaz. "Yukarıda" geçimsizlik varsa, meseleyi gene kendileri çözecek. Milletin başı fazla ağrıdı. Herkese îtidal gerek. Herkese.