Hepimiz beyaz atlar üstündeyiz

A -
A +

MİLLETİMİZİN eksilmeyen sevdâları aynı zamanda onun en vazgeçilmez dramıdır. Bu dram, bin küsur yıldır Batı'ya dönük yaşanır. Biz hep Batı'ya koşarız. Ortaasya iklimini ve coğrafyasını yetersiz bulan hasret avcıları, bembeyaz atlara bir binmiş, daha inmemiştir. Bizde beyaz, Batı'ya hasretin rengi. *** Kimsenin sormadığı sualler dizisi, buyurun: Acaba, Horasan'a inerken yüzbinlerin önündeki bol nefesle yorulmaz atlar niye beyazdı? Alparslan hangi derin kavruluşla 80 bin askerli Romen Diyojen'in üstüne bembeyaz atıyle hörelendi? Yıldırım Bayezid hangi rüya ile Belgrad dağlarında en lekesiz ve en doludizgin beyazlığın dizginlerini çekiyordu? Koca Fatih, Bizans önlerinde niçin beyaz atıyle deryalara meydan okudu? Ve Sultan Süleyman niçin Viyana'lara taraf dörtnala, bembeyaz bir at ile yöneldi? Çünki Batı bizim kültürümüzde beyaz hedeftir. *** Doğu'nun simgesi yeşil, Kuzeyinki siyah, güneyinki kırmızı, Batı beyazdır. Biz hep beyaza doğru dalgalandık, yorulduk ve dinlenmek için daima Batı'yı aradık. İmparatorluğumuz bile Anadolu'dan önce Batı'da kurulmuştur. Karadeniz, Akdeniz, Ege kıyıları "Bizden" olmadan önce varıp Batı'da taht ve baht aramışızdır. Bu öyle dayanılmaz bir dramdır ki, şimdi bile devam ediyor. *** Fatih niye üst üste fethettiği, zorlu ve çetin 118 şehirle anılmıyor da, ismi geçiverdiğinde İstanbul hatırlanıyor? İstanbul, "Batı'daki güzel" de ondan. Bizi kuzey ilgilendirmez, Afrika da pek umurumuzda değildir. Ama Batı, aslî istikamet. Batı'da var olmak, var olmaların son durağı ve ispatı. İstesek de bu mâceradan dönüş yok. Hepimiz beyaz atlar üzerindeyiz. İnemeyiz... Bu dram kaderimizdir. *** O sebeple ve o yüzden: Anadolu onca güzelliği, alımı ve çalımıyle gün be gün hayallerimize yetmezleşmektedir. Buralara bu heyecanımızla sığmak zor. Batı'ya tam ulaşmadan Doğu'yu hatırlamamız sanırım fazla erken. Kader böyle istiyor, elimizde değil. Dram böyle bekliyor. *** Daima hareket, taze hedefler ve zahmetli istikametler emreden mayamız, bin yılları ezegelmiş nesiller boyunca kabarık duruyor. Az düşünün, hissedeceksiniz. Hepimiz beyaz atlar üzerindeyiz. Gözlerimiz Batı'da, gönüllerimiz gün batımlarına uzanık. Hiçbir güç, hiçbir engel bu dramın tamamlanmasına mâni değildir. Burnundan soluyan, gemler azıda, zaptedilmez atlarımız; Yıldırım'ın, Kanûni'nin geçtiği yolları özlemektedir. Oralara erişmeden ve onları geçmeden dinleniş yok. *** "Hayır" demeyin, aldanırsınız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.