İktidarları ilâhlaştırmak

A -
A +

DEMOKRASİLERDE en büyük tehlike iktidarların ilâhlaştırılmasıdır. Bu titizlik için cahilimize, okumuşlara, söz ve fikir sahiplerine iş düşüyor. Hiçbir devirde iktidarları ilâhlaştırma gayretine saplanamaz, hiçbir dönemde hükûmetlere kayıtsız şartsız teslim olamazsınız. Aksi halde yönetilen değil, güdülen olursunuz. Oturmuş cemiyetlerin daima tenkid ve denetim hakları bulunacaktır. Bu haktan zerre miktar vazgeçen her toplum seçtiklerini despotluğa iteler. ¥¥¥ Demokrasilerin en önemli yöntem oluşu bundan. Şu notka mühim: İktidarlar tıpkı bir trafik polisi gibi toplumu kazadan belâdan koruyan, onu doğru yönlere ileten güvenilir bir memur, tayin edilmiş bir görevlidir o kadar. Bu görevli ilâhlaştırıldıkça demokrasiler yara alır; haklar, hürriyetler ikram zannedilir. Ve insan giderek eksilir. ¥¥¥ Gerçek demokrasilerin dönüp bakmadığı, tenezzül etmediği bu tavır, yani iktidarları ilâhlaştırma rahatlığı (alışkanlığı, âdeti) yazık ki bizde marazî bir saplantı halindedir. Bu yol yol değil. Kutsal olan sadece manevî iktidar, yani devlettir. Maddî iktidarlar ise gelip geçici memurlardan ibarettir. Hepsi bu. O sebeple ne başbakanları, ne bakanları ne de onlara bağlı kurumları tüyüne dokunulmaz birer Anka sayamazsınız. ¥¥¥ Sayarsanız ne olur? Dedik ya... İnsan eksilir. ¥¥¥ İktidarları ilâhlaştırmayalım... Bu öyle bir teslimiyettir ki, farkında olmadan "Ne diyorlarsa doğru, ne yaparlarsa yerinde" kolaycılığına yapışır; millî heyecanlarınızı, hasretlerinizi yitirir, dolayısıyle sonraki nesiller önünde mahkûm düşersiniz. Yüz kerre dikkat! Her nesil bir öncekinin eseridir. Her nesil bir öncekinin cezâsını çeker. Her nesil bir öncekinin hastalığını mîras alır. Aksi de geçerli: Her yeni nesil bir öncekinin güzelliğidir. ¥¥¥ Acaba, acaba, acaba? Bizden sonrakiler bizim cezâmızı mı çekecek yoksa onlara sunduğumuz mutluluğu mu yaşıyacak? Cevap vermeden evvel kendimizi kantara vurmak zorundayız: İktidarları ve baştakileri habire ilâhlaştırıp durmakla ne kazandık, sonraki kuşaklara böylece ne kazandırdık? Hiç mi eksilmedik sahi? Hiç mi ayıp işlemedik? ............. GÜNÜN KİTABI: "Kişisel Ataleti Yenmek"... Yazar Mümin Sekman, insanın durgunluktan kurtulması, "eksiksiz ve hedefli yaşamak" gibi el değmemiş bir konuya cesurca temas ediyor. Alfa Yayınları, Tel: (0212) 511 53 03

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.