İSTANBUL'DA en varlıklı kuyumculardan birinin hanımı her işi ince eleyip sık dokuma hastasıydı. Onca zenginliğe rağmen daracık bir dairede oturdu. Çünki her hafta baktığı, satın almak için gezdiği daireleri, evleri, köşkleri beğenmiyordu. On yıl böyle geçti. On yıl o daracık yerde karı koca birbirine çarpa çarpa yaşadı. Sonunda 250 metrekarelik, Boğaz'a bakan, yeşillikler içinde bir daireyi satın aldılar. O daire de tam on sene boş kaldı. Niye? ¥¥¥ Bu defa hanımefendi evi döşeyemedi. Gene her gün halıcılara, koltukçulara, avizecilere gidiyor, pazarlık ediyor, "Şunları, şunları yollayın" diyor, akşam olunca da telefona sarılıp: "Kusura bakmayın, vazgeçtim. İçime sinmedi, biraz daha dolaşmak istiyorum" diyordu. Kendilerini son gördüğümde hâlâ o sıkıntılı ve daracık mekânda kalıyorlardı. Kuyumcu bey, "Yapma hanım, bu inadın yüzünden şu berbat kümeste öleceğim. Karar ver artık, koskoca ev senelerdir boş duruyor" dedikçe, kadın sinirleniyordu: "Öyle deme. Almışken eşyanın iyisini alalım. İnce eleyip sık dokumadan olmaz!" ¥¥¥ Anlattıklarım tamamen doğrudur, abartmıyorum. Epeydir görüşmediğim bu zengin aile şimdi neredeler, Boğaz'daki koca evi döşediler mi, yoksa hâlâ birbirlerine sürte çarpa dolaştıkları o daracık yerde midirler bilmiyorum. Demek istediğim şu: Her şeyin bir haddi var. Yeterinden fazla hassasiyet şu kısacık ömrümüzde fazladır. Ortasını bulmak en iyisi. ¥¥¥ Dostluklarda, arkadaşlıklarda bile yüzde yüz iyiyi, dürüstü, kamil insanı arayamayız. Ne demişler? "Hatâsız dost arayanlar dostsuz kalır..." Bu işler böyle. Her insanda bize ters gelen aksaklıklar, eksikler bulunabilir. Çâre, kişiyi olduğu gibi kabullenmektir. İnce eleyip sık dokuma hevesi kuyumcu hanımını mutlu mu kılıyor? Ne münasebet... Onca varlığa rağmen belki de hepimizden perîşan. ¥¥¥ "Orta yol..." En yakışanı, en sağlıklısı, en münâsibi bu. Siyâsette de durum farklı değil. Her cins aşırılık bizden bir şeyler eksiltiyor. Onu yemem bunu yemem diyen çocuklar... Onu giymem bunu beğenmem diyen hanımlar... Devamlı en mükemmelin peşinde koşan yöneticiler belki farkında değiller ama, çevrelerine de eziyet ediyorlar. Aman ha... En iyiyi ararken, iyiyi kaybedebiliriz. En güzeli ararken, güzeli yitirebiliriz. ¥¥¥ Kendi ördüğümüz yokuşlarda kaybolmak akıllılık değildir.