İnsan ve savaş

İNSANOĞLUNUN en müthiş silâhı hayaldir; büyüme, başarma ve kazanma hayali... Her şeye hükmeden insan, kendi hayalleri karşısında elleri bağlı kalakalır. Yüz dönüm toprağı varsa üçyüz dönümü, bir barınağı varsa ikincisini, iki ekmeği bulmuşken üçüncüsünü bekleme, daha çoğuna kavuşma dürtüsü dünya kuruldu kurulalı insandan eksilmedi. İnsanoğlu hep açtır. ¥¥¥ Bu zaptedemediği iştihası, önüne geçilmez açlığı, onu dönem dönem şiddete ve şiddetten zevk almaya yöneltiyor. Adına savaş da diyebileceğimiz bu şiddet ve şiddetten zevk alma olgusuna en güzel örnek Cengiz Han'ın dedikleridir: "İnsan için, düşmanlarını yenip onları kendi önünde sürdüğü zaman aldığı zevkten daha büyük bir zevk yoktur." Asırlar sonra Thomas Jafferson da bir başka tavrın; gözü, gezi ve arpacığından dünyaya şöyle bakıyor: "Hürriyet ağacı zaman zaman vatanseverlerin ve zalimlerin kanlarıyle canlandırılmalı." ¥¥¥ Aslında her savaş mâziden gelen, mayalarımız üzerinde koşturan bir süvaridir ki; sür'ati, kıyıcılığı, cesareti beraberinde taşır. Cesarete ve kıyıcılığa eğilimli insan da bu süvariyi özlemekten, onu efendi bilmekten uzak duramaz. Niye? Çünki insan biraz da şiddettir. Kıyıcı, hem de öldürücüdür. ¥¥¥ Canlı ağaçları kıyıp keserken, canlı toprağı fırınlayıp tuğla ve kiremit yaparken; canlı hayvanları, balıkları yakalayıp ekmeğine katık eylerken; atları, filleri, develeri düşman üzerine salarken kılımız kıpırdamaz. Tabiatın en büyük gerçeği işte bu insanda var olan şiddete yatkınlık, kıyıcılık, bitiriciliktir. İçimizde o süvari var çünki. Bunca yanılmışın, teröristin, toplum düşmanlarının da içinde akraba süvariler koşturup duruyor. Ve gün gelip öteki süvarilerle çatışıyor. ¥¥¥ Neylersiniz ki, tek beklediğimiz huzur isteyenlerdeki süvarilerin daha keskin çıkması, yürek yakıcıların yıkılıp gitmesidir. Güvenilir şiddetin güvenilmez şiddete galebe çalmasıdır. İnsanoğlu hep aç dedik. Bu açlığın öteki adı çoğu kere hırstır. Ama madem ki 21'inci Asırdayız, biraz da ferahlığa, kardeşliğe, huzura açlık duyulmalı. Mümkünse bol bağırtılı azgın hırslara gemler vurulmalı. ¥¥¥ Kısacası, insan dediğin hiç olmazsa bu asırda dünyaya yakışmalı. ................... BİR KİTAP: "Kültür ve Tarih Sohbetleri"... İsmail Özmel'in bu eserinde bize has güzellikler, tesbitler ve temiz istikametler yer alıyor. Ve Niğde'ye dair çizgiler, manzaralar naklediliyor. Tel: (0388) 213 12 50