TÜRKİYE hiçbir gelişmeye ve yeryüzü gündemlerine uzak kalamaz. Çünki, yemini var. "Yurtta sulh, cihanda sulh" istikametli bir ülkenin barıştan, geçimden, huzurdan yana dünyaya borcu olmalı. "Yurtta sulh" diyorsan iç barış uğruna çile çekecek, "Dünyada barışa" istikametliysen öte yanda olup bitenlere seyirci kalmayacaksın. Bir gözün burada, bir gözün dünyada... Bir kulağın burada, bir kulağın dünyada... Bir elin kendi yurdunda, diğeri sınır ötelerinde bulunacak. Hele bu devirde. ¥¥¥ Gözün, kulağın, elin hem Türkiye'de hem her yerde bulunması keyfiyeti bir mecburiyettir. İletişim, bilişim ve sür'at çağındayız. Kendi dertlerine hapsolmuş bir millet bu sür'ati yakalıyamaz. Bu sür'ate yaban kalanların "Cihanda sulh" bağırışı sadece kahkaha sebebidir. Sorarlar adama: "Madem öyle, Filistin için neler yaptın?" Çeçenler ve Ahıska Türkleri için ne yapmaktasın?" ¥¥¥ Ve devam ederler: "Afganistan'a barışın gelmesi uğruna hangi siyasi ve askeri gayretler içine girdin?" Hem "Cihanda sulh" diye celâllen hem de şu cihan, karmakarışıklığı yaşarken eli kolu bağlı otur, lâhmacun ye. Olmaz. Milletler, akîdelerinin ardında duracak. Büyük millet böyle olunur. ¥¥¥ "Yurtta sulh, cihanda sulh" haykırışı cesaret istiyor. Lütfen sırça köşklerden çıkınız. ¥¥¥ O sataşıp durduğunuz, hattâ nice zamandır küçümsediğiniz Osmanlı, son güne kadar dünyanın beş büyük devleti arasındaydı. Şimdi kaçıncı sıradasınız? Susup oturanlara "Büyük millet" demezler. Etliye sütlüye dokunmayana "Büyük millet" demezler. "Aman uzak durayım, nerde incelmişse oradan kopsun" boyalı siyâset güdücüleri asrın aradığı dirâyet değildir. Lütfen sırça köşklerden çıkınız. ¥¥¥ Ve... Karışınız. Filistin meselesinde, Balkanlarda, Kafkaslarda, Afganistan'da "Yakın duran" olunuz. Zorlukları çözünüz, karışıklıkları önleyiniz, "Cihanda sulh" istemeğe hak kazanınız. Bir gözünüz Türkiye'de, diğeri her yerde... Bir kulağınız Türkiye'de, diğeri her yerde... Bir eliniz Türkiye'de, öteki her yerde değilse kayıplar büyür. Gün gelir, "Herhangi bir toplum" oluverirsiniz. Bu incitici vaziyet ise şu coğrafyaya yakışmaz. Medeniyetimiz böyle bir sıradanlığa alışık değil. Böyle yöntemlere, yönetimlere de. .................... NOT: Mustafa Karakamçı, Denizli... Süleyman İncedal, Aydın... "Kızılırmaklı", Ankara... Emine Kulbak, Hüseyin Arabul... Osman Nuri Şen, Hergatz/Almanya... Dr. Nedim Uçar, Eskişehir... Fazlı Akın, Krefeld/Almanya... Muhsin Oymak, Acıpayam... Hepinize selâm ve saygılar, mutlu Ramazanlar.