BAZEN kafama, hiç olmayacak işler takılır. Derim ki kendi kendime, "Bütün ülkeler anlaşsa da ne kadar tarih kitabı varsa hepsini yakıp atsalar, veya kütüphânelere hapsetseler..." Kim kiminle savaşmış? Hangi asırda kim galip kim mağlûp? Ne miktar insan ölmüş, ne kadarı işkenceye uğramış, kaç şehir, kaç kültür batırılmış... Üzerine bir sünger çekilse. Yeni nesiller; kör kavgaları, milyon kere ocaklar söndürmüş savaşları unutsa. Zulüm yüklü düşmanlıkların, yere batası bozgunların, açlıkların, şuurlar altında ve üstünde tepinen iz düşümleri silinip gitse? *** Ama, mümkün mü? Dedim ya, olmayacak işler. Diyelim ki oldu. Okullarda sâdece sanat, kültür, estetik ve düşünce tarihi okutulmakta. İnsanlık savaş okuyup savaş yazmaktan kurtulmuş. Sevinmez miydiniz? Kan, kin, öfke, kıyıcılık, hiyle, hırs, kargaşa, eziyet yüklü kitaplardan arınmış olmak; kılıç, barut, alev ve acılardan kopmak insanlığa ne kaybettirirdi ki? Hiç. Ama bu rüya güzeldir. Gerçekleşme şansı olmasa da. *** Bir başka düşüncem kendimize dair. Gene derim ki: "Genç kızlardan, delikanlılardan kurulu, her şehirde bir 'Selâm Ekibi' oluşturulsa. Bu ekip, çevresine ve ülkesine yararı dokunmuş yaşlı ve yalnız sanatkârları, öğretmenleri, siyâsetçileri, işverenleri, yazarları, ustaları, hiç olmazsa ayda bir ziyaret etse..." Bir yalnız ve yorgun adamın veya unutulmuş bir hanımefendinin karşısına çiçekle, bir kilo baklava ile çıkıp: "Biz geldiiiikkk" deyiverse... Hayâl edebiliyor musunuz, dünyalar kimin olurdu? *** Hadi bir hayâl daha... Çocukları gezdirme, meyve yedirme, görgü öğretme dernekleri kurulamaz mı? Hafta sonlarında, yaz tatillerinde il ve ilçelerin coğrafyasını, ağaçlarını, ürünlerini tanıtan, gösteren böyle bir gayret aynı zamanda çocuklar arası muhabbete ve dostluğa yol açmaz mı? Açar elbet de kim yapacak? Her hizmeti devletten bekleme alışkanlığı def edilmedikçe bu hayal de boşunadır. *** Eveeeettt! Bazen kafama hiç olmayacak işler takılır. Derim ki kendi kendime: "Varsın olmasın. Ben düşüneyim, yazayım da", bakarsınız gün gelir bir-iki yiğit ayaklanıp "Sahi?" diye çemrenir. Böyle rüyalar güzeldir. Gerçekleşme şansı olmasa da. İyi kahvaltılar efendim. .............. TERTEMİZ DÖRT KİTAP: Arif Nihat Asya'nın Sevgi Mektupları (Yavuz Bülent Bakiler), Kendini Arayan İnsan (S. Ahmet Arvasi), Ermeni Soykırımı Komedyası (Sefa Koyuncu), Endülüs Gerçeği ve Türkiye'nin Geleceği (Nuri Yücel Mutlu)... Babıali Kültür Yayıncılığı "Mektep olma" özelliğini sürdürüyor. Tebrikler, teşekkürler. Tel: (0212) 454 21 69)