İLKOKUL beşte iken aynı sınıftaki havâi bir arkadaşıma (babasının ricasıyle) türkçe ve matematik dersleri verdim. Akşamları evlerine gidiyor, bir-iki saat çalışıyorduk. Üç ay sonra ikimiz de ilkokulu bitirdik. Teşekkür için bana bir kedi yavrusu verdiler. Gene bir akşam üstüydü. Yolda karşılaştığımız baba, beni eve çağırdı. Ailecek akşam yemeği yedikten sonra tam çıkıyorken kucağıma, minicik, beyazı çok grisi az bir yavru koydular. "Bu senin" dediler. Sevinçten ne yapacağımı bilemedim. Hayatta, emeğim karşılığında ilk defa bir şey kazanmıştım. ¥¥¥ Adını "Pamuk" koydum. bizimkiler de yavruyu hemen benimsedi. Giderek irileşen ve güzelleşen iyi huylu Pamuk, birkaç aya varmadan mahallenin çok sevilen bir efesi olup çıkıverdi. Lise bitene kadar derslere Pamuk ile gaz lâmbası ışığında birlikte çalıştık. Sabahları başucuma geliyor, yanaklarımı patisiyle okşayıp mırıldanarak uyandırıyor, kahvaltı sonrası dış kapıya kadar okula o uğurluyordu. Sahiden de fedakâr bir kediydi Pamuk. ¥¥¥ Düşünüyorum da, bazen bir kedi kadar vefâlı ve dost canlısı olamıyoruz. Yok yere kalb kırmalar, sebepsiz öfkelenmeler hep bizde. Sokak köpeklerini sevelim. Tamam. Çocukları, çiçekleri sevelim. Eyvallah. Kimsenin bir îtirazı yok. İyi de; yolları, parkları, şehirleri kim sevecek? Ağaçları, meydanları, ve... Birbirimizi? Çocukluğumuzun gülücük yüklü yılları, sımsıcaklığı; bir sakız, bir balon karşılığı sarılışmalar, sonraki yıllarda niçin devam etmiyor? Niçin? ¥¥¥ "Trafik canavarı olmayalım!" Kabul. Peki bu, sevgi-saygı canavarlığını ne yapacağız? Kıskançlık, haset, çift yüzlülük de bir yönüyle canavarımsılık sayılmaz mı? İnsan tarafımız niye bu kadar erken aşınıyor? Hayret... Bir kedi kadar olamıyoruz. ¥¥¥ Hayır hayır... Her ekşimişliği ekonomik krizlere, her yeğnilmişliği gelir azlığına bağlayamayız. Bu irili ufaklı canavarımsı hallerimizin yegâne sebebi, sabra ve şükre uzak durmaktır. Örfe yaban kalmaktır. Belki de azim yerine hırsları seçmek, istek ve heyheyi bol arzuları gemsiz bırakmaktır. İşte öyle olunca, kişiler arasında mânâsız takışmalar, lüzumsuz gerilimler çıkageliyor. İnsan yönümüz erken aşınıyor dostlar. Bir kedi kadar olamıyoruz. ¥¥¥ Lise bitiyorken Pamuk öldü. Ölüsünü iki kilometre uzakta bulduk. Öyle düşünceli bir yaratıktı ki, benim yanımda ölmeyi, beni üzmeyi, ağlatmayı seçmedi. Bir hayvan son nefesinde bile sevdiği insanı kırmak istemiyordu. Hayvanken...