Şehir bozulunca şehirli ölür

A -
A +

BEYOĞLU'ndaki tarihi PTT binasını restore etmeğe kalkışan müteahhit o güzel yapıyı bozup içini berbat eylemiş. E, haklıdır. Ya Sultanahmet'teki Yerebatan sarnıcı arkasına, Boğaz'daki Kuruçeşme parkına suyu akmaz havuzlar yapıp da sonra oraları çöplüğe, çocuk tuvaletine çeviren müteahhitler, belediyeciler? Onlar da haklıdır. Niye haklıdır peki? Anlatayım. ¥¥¥ Şehirli olamayanlar şehir estetiğinin, şehir mobilyalarının farkına varamaz. Hayalleri güdüktür. Onlar ne tarihî binaların belgeselliğinden haberlidir ne meydanların ince dilinden anlar. Düzeltirken bozar, gereksiz ilâveler ve lüzumsuz heyecanlarla (yüzlerce yılın selâm yüklü tebessümü) güzelim mekânları deli kızın peştemalına benzetir. O sebeple şehri şehirlilere bırakacaksınız. En az üç göbekten şehirli olmayan mîmar, estet ve müteahhitlere sırf ihale kazandı diye İstanbul'u, İzmir'i, Konya'yı, Manisa'yı, Bursa'yı, Trabzon'u yani kültür vilayetlerini emanet edemezsiniz. ¥¥¥ Birkaç yıl oluyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı döneminde bir de baktım, Bebek Parkı'nın ortasına, etrafı telli demirli koca bir halı saha yapılmakta. Haydaaaaa... İstanbul Boğazı'nın en güzîde, destanımsı tablosu Bebek'tedir. Ufacık bir parkı vardır. Başka yer yokmuş gibi sen gel orayı basket sahası yap. Görünce nevrim döndü. O öfkeyle iki yazı yazdım, ayıpladım. Neyse, haftasına kalmadan çitlerle çevrelenmiş lüzumsuz oyun sahasını yıktılar. Sonra ne oldu? İşi üstlenen genç belediye mühendisi telefon açtı. Niye itiraz ettiğimi, bir hizmete neden karşı çıktığımı sordu. Dedim ki: "Sen İstanbullu musun?"... Değilmiş. Geleli üç dört yıl olmuş. ¥¥¥ İşte mesele budur. Şehirli olamamışlara şehirler teslim edilemez. Eğer ederseniz o rüya mekânları; kavruk, halkıyle uyumsuz, kafiyesiz, nefes almasız, itici bir ürküntü oluverir. Deli kızın peştemalı gibi kırk yamalı, her biri ayrı renkte farklı kumaştan. Şehirlerin kendine has armonisi vardır. Kendine özgü süzülüşü, endamı, nakışları. Kendine yakışan çağırışı... Onu da yalnız şehirli oğlu şehirliler duyabilir. Şehri duyamayanlar ise duvar örmeyi tamir, badanayı hizmet, kapı tokmağı cilâlamayı mârifet zanneder. ¥¥¥ Hayır hayır... Şehirlere kıymayınız. Bu hoyratlık, bu "iş yapıyoruz ya" vehmi bizi cinayete götürür. Sâde şehri değil şehirliyi de öldürürüz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.