Şehrin göbeğinde yığınla üniversite

A -
A +

İstanbul, üst üste, burun buruna, omuz omuza yaşanan ve her gün dörtyüz bin kişinin trenle, otobüsle, uçakla çıkageldiği, pek sıkışık bir coğrafyadır. Bu coğrafya artık bu ağırlığı çekemiyor. Buna rağmen her saniye kalabalıklaşıyor. Daha acısı ne biliyor musunuz? Her biri yirmi-otuz bin öğrenciye açık üniversitelerin İstanbul'un tam göbeğinde yer alması. Bu bir felâket. *** İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi; Mimar Sinan, Kadir Has, Yıldız, Fatih, Bilgi, Boğaziçi Üniversiteleri. Daha yazamadığım 10 üniversite daha. Olmaz ama. Bu kadar merhametsiz bir yığılma, "Nohut oda, bakla sofa" gibi yaşanan şehre işkencedir. *** Ondokuz üniversitede en az 600 bin öğrenci var. Her gün otobüse, minibüse, tramvaya doluşan bu 600 bin gencimiz ve genç kızımız, sabah akşam trafiktedir. Vaziyet, onlara da eziyet. Diyelim, eski üniversiteler kolay kolay şehir dışına taşınamaz. Peki, geri kalan üç-beş yıllık üniversitelere niçin şehir göbeğinde izin veriliyor? Hangi akılla, mantıkla, hesapla? ¥¥¥ Belli... Biz, en olmayacak çorapları kendi başlarımıza örmekte olağanüstü becerikliyiz. Yazık. *** İstanbul'u "İstanbul" olmaktan çıkarmak zorunda mısınız? Yaşanır, sevilir olmaktan; bilmecelere yakışır bir rüya olmaktan çıkarmak zorunda mısınız? Oysa İstanbul uzağına; ormansız, verimsiz arazilere kurulacak her üniversite oraları sadece yeşillendirmekle kalmaz; esnafı, tüccarı, kitapçısı, lokantacısı, parkları ve spor alanlarıyle küçük birer kültür merkezleri hâline getirir. Her üniversiteli yakın bir mekâna yerleşir. O bitirici, bıktırıcı trafik hengâmesinden kurtulur. Böylece şehir içi nefes alır, kendine gelir. *** Şimdi bu derdi dile getirdik diye bundan sonra İstanbul yeni yeni temel atmalardan, sıradaki üniversitelerden kurtulacak mı? Hiç sanmam. Biz söyleyeceğiz, gene biz dinleyeceğiz. Sonra da sızlanmalar, sıkışıklıklar, öğrenci hareketleri, ahlamalar sürüp gidecek. Elde değil, dayanamıyoruz. *** Hep derim ya, Türkiye'de şehirleri bir türlü "Şehirli" olamamış efendiler yönetir. Kahrolmak bize düşer.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.