AKLIMIZ hep Ankara'da. Ecevit ne yiyor, Mesut Bey kime kızıyor, Bahçeli ne düşünüyor, Kemal Derviş'in hesabı ne? Tamam da, sizin oralara bahar gelmedi mi? Ağaçlar en zümrüt feryatlarıyle yapraklanmadı, her yan ak çiçeğe boyanmadı mı? Biraz da tabiata olan borçlarımızı ödesek? Gezinsek, nefeslensek. Bedenimiz, ayaklarımız, gözlerimiz bayram eylese. ¥¥¥ "Bu zamanda mı?" demeyin. Biz, öteki zamanlarda da farklı değildik ki. ¥¥¥ Aklımız hep Ankara'da. Televizyonlar, gazeteler, inanılmaz bir şehvetle devamlı bu istikameti gösteriyor. Geçenlerde "Gazeteciler Meclis kulislerine giremeyecek" deniverdiğinde sevinçten uçayazdım. Demek artık, siyâsi dedikodu okumayacak, O partinin sekreteriyle bu partinin başkan yardımcısını her akşam ekranlarda seyretmeyecektik. Kendimize gelecektik yani. Olmadı. Gene siyâsete batmaya devam. Yeni uygulamadan vazgeçilmiş efendim. Gazeteciler gene kuliste. ¥¥¥ Öylesine şartlandık ki; "Haber" denince siyâset, "Patırtı gürültü" denince siyâset, "Anlaşmazlık, çözümsüzlük, çatırtı, yangın, öfke" denince siyâset anlıyoruz. Neden acaba? Dış ülkelerde son sayfadaki tek sütunluk Meclis haberi bizde baş tarafta pabuç büyüklüğünde. Yıl 365 gün Ankara ile yatıp kalkıyoruz. Her yan ak çiçeğe garkolmuş. Havada Mayıs kokusu, Haziran müjdesi... Boncuk bakışlı, çelik mavisi gökyüzü istediği kadar çağırıp dursun, farketmiyor. Çünki: Aklımız Ankara'da. ¥¥¥ Galiba hepimizde inanılmaz ölçülerde siyâset açlığı var. Ye ye doymuyoruz. Zaten, 20'nci Yüzyılı özetlemeğe kalksak sonuç siyâset çıkar. Bizler siyâsi bir oburuz. Kaportacı, elinde çekiç siyâset tamir eder. Bakkal, ekmek isteyene siyâset satar. İşadamının derdi siyâsetçiyle. Yetmez... Üniversiteye daha dün başlayan çocuklar önce siyâsetle haşir neşirdir. ¥¥¥ Belki gerekli ama, siyâset bu kadar mı şart? Hayat siyâsetten mi ibaret? İsteyen siyâset yemeğe, siyâset giyinmeğe devam etsin. Ben bugün yeni uzamış dallara bakacağım. Sallantılı balıkçı teknelerine, parklardaki çocuk gülüşlerine, Kireçburnu'nda bir bardak demli çaya. Yaşadığımı anlayacağım. ¥¥¥ "Bu zamanda mı?" demeyin... Zaman bizim elimizdedir, ensemizde değil. Kesemizde hiç değil. Alın... Ankara size emanet, ben gidiyorum. Aman iyi takip edin, yoksa turistlere karşı ayıp olur. ¥¥¥ Sahi... Şu IMF'den para geldi mi?... Telekom meselesi tam çözüldü mü, Ecevit ne yiyor, Mesut Bey kime kızıyor? Bahçeli ne düşünüyor?