ANNE ve babaların tembihleri mâlûm: "Aman oğlum etliye sütlüye karışma... Aman kızım suya sabuna dokunma"... İstenen ve hedeflenen; çocukların halim selim yaşaması, burnunu her yere sokup da başına dert açmamasıdır. Âdeta bir kaanun gibi algılanan bu öğütler tutulursa sanki gençlik özlenen bir hayata kavuşuverir. Doğrusu bu mu? Değil. ¥¥¥ Kişi, iyi bildiği konuda söz sahibi olabilmeli. Cesurca, ama edepli. Güçlüce, ama kırmadan, doğruları seslendirebilmeli. Medeniyetleri ne iktidarlar oluşturur ne toplumlar. Bu konuda yegâne dirâyet fikir sahiplerinindir. Fikir her medeniyetin kökü. Her medeniyetin ufku, sür'ati. Yani münevver dediğin suya da dokunmalı, sabuna da. ¥¥¥ Şair Ümit Yaşar Oğuzcan'dan kısacık bir şiir hatırlıyorum. Suya dokunmazmış Sabuna dokunmazmış Pise bak Biraz sertçe ama, yerinde bir îkaz. Bizlere hep susup oturmak öğütlendi. "Ağır ol molla desinler, büyüklerin yanında ağzını açma. Senin görevin dinlemek ve amcalara hizmet etmektir" tavsiyesi elbette yerindedir de, bu hal sürüp gidemez. Vakti gelince eğri de oturulsa doğruyu konuşmalı. Suya sabuna dokunmalı yani. ¥¥¥ Son kuşağı bu yüzden seviyorum. Onlar akıllı, cesur, demokrat ve bizlerden daha sağlıklı. Doğru bildiklerini çekinmeden söyleyip yazabiliyorlar. Eğer biraz daha dikkatli ve kırıp dökmekten uzak durabilirlerse; özlenir, takip edilir, yararlanılır yüksekliğe erişeceklerdir. Cesur ama edepli, güçlü ama kırmadan... Tarz ve üslûp bu olmalı. En yerinde çıkışlar, yaralamadan yapılacak. Fil bile olsanız züccaciyeci dükkânına usul gireceksiniz. Yıkmak dağıtmak yok. ¥¥¥ Bazı genç siyasiler "İşte oldum" vehmiyle, patavatı evde unutup Türkiye gündemlerine paldır küldür girebiliyor. Yanlış. Ne vitrin kalıyor ne fincan takımları. Ülke de kaybediyor, kendisi de. Siyâset de yaralanıyor, partisi de. Ünlü filozof Alain'in dediği gibi: "Siyaset fikir işi değil sinir işidir." Demek ki, cesaret ve güc yanında sinirlere hakimiyet de gerekli. ¥¥¥ Suya dokunalım, sabuna dokunalım. Fakat frenlerimiz de bulunsun. En son söylenecek olanı en başta deyiverme hesapsızlığı insanı erken tüketir. Tıpkı yazarlık, mîmarlık, mûsıki gibi siyâset sanatı da matematik ister.