AHH o türküler... Yakar, devirir, iki büklüm eder veya gökkuşağı serpilmiş hâreli kanatlarıyle alır uçurur sizi de, bilinmez iklimlere padişah eyler. Türküleri kronolojik sırada dinleyince önünüze bir kültür ve insan tarihi serilir. Ezgisi kadar sözleri de koygun, oturaklı ve edebîdir. Çoğu defa bir dörtlükte felsefî romanlar yakalar, rüzgârında kaybolursunuz. Şemsi Yastıman ne diyor? "TÜRKÜ ANLAMAK İÇİN TÜRKÜ DİNLEMEK GEREK" ¥¥¥ Dikkat! Bu cümlede muhteşem bir ufuk ve bol sırlı dört işaret gizli: 1) Türküyü anlamak için bolca türkü dinlenmeli. 2) Türk'ü tanımak için türkü dinlemek lâzım. 3) Bir türküyü anlamak için onu Türk'ün ağzından dinleyeceksiniz. 4) Türk'ü anlamak için Türk'ü dinlemek şarttır. Ne yandan bakarsanız bakın tertemiz bir söz ustalığı karşısındasınız. Seviyeli bir ozan olan rahmetli Yastıman bu tek cümlesiyle ozanlığın hakkını da tam veriyor. ¥¥¥ Şu dörtlük de bir türküdür. Defalarca okunacak, şaşılacak, teslim olunacak, çarpılacak kadar mıknatıslı ve bizden: "Âşığım dağ gezerim "Bülbülüm bağ gezerim "Yüz yerimde yaram var "Sanırlar sağ gezerim Hele son iki mısra yağlı bir kurşun gibi yüreğe saplanıyor, çökertiyor sizi, susup kalıyorsunuz. ¥¥¥ Yalap şalap, uyduruk kaydırık türküler yok mu? Var. Ama kırk imbikten süzülmüş, devirlerin haddesinden geçmiş, başpehlivan duruşlu türkülerimiz de az değil. Farkındasınız... Son günlerde alabildiğine süflileşen, fazla kirli, "Sevdim alamadım... Hadi gel bekliyorum... Gelmezsen kendimi öldürür çöpe atarım" ucuzluğundaki, kalite fukarası bağırışlar yanında gerçek türkülerimiz ne kadar da ince ve efendi duruyor? Zevkler tartışılmaz imiş, lâf. Siz o fukara ve üstünkörü bağırışları zevk mi sanıyorsunuz? ¥¥¥ Zevkler de tartışılır, renkler de. Neyse geçelim, konumuz o değil... Radyo ve televizyonlara şu saatte görevler düşüyor derim. Kaliteye önem verilmeli. Uluorta eğlencelerden vazgeçilmeli. Yani ne dinliyor ne duyuyorsak, değmeli. Yayın organları; kanlı patlamalı filmler, uçuk kaçık şarkılar, fazla ucuz türküler kadar, seviyeli eserlere de yer ayırmalı. ¥¥¥ Sâhi nasıl inliyordu o, duvarlar yıkan, yürekler dağlayan türkü? "Yüz yerimde yaram var "Sanırlar sağ gezerim Ööööff öff!.. Yedi kelimeye yedi iklim sığdıran bu isimsiz ozana gelin de hayran olmayın. Ve gelin de "Türk'ü anlamak için türkü dinlemek gerek" demeyin.