Yalanların seçimi

A -
A +
Seçime günler kala konuşacağımız konu normalde şuydu: AK Parti %50'yi geçebilir mi geçemez mi?
Ama bugün %44'ü bulabilir mi, tek başına iktidar olabilir mi bunu konuşuyoruz.
 
Araba devrilince akıl veren çok olur demişler. Haftaya bugün yine koalisyon hesapları yapıyor olursak zaten herkes "nasıl bu noktaya gelindi" diye kafa yoracak. Ama ben şimdiden sormak istiyorum, nasıl oldu da AK Parti bu rakamlara düştü?
 
Bu saatten sonra akıl vermenin faydası yok biliyorum, zaten beni kim takar haddimi de biliyorum.
Lâkin, yine de AK Parti'nin görmemekte ısrar ettiği hususları kör göze parmak misali yazmak istiyorum.
 
Sel gibi akan iftira kampanyalarının cezasını çekiyor AK Parti, daha doğrusu iftira kampanyalarına karşı durmamanın cezasını.
İnşallah bu cezayı tüm milletimiz çekmez. Koalisyonlarla krizlerle boğuşmaz.
 
Allah bilir ya, çekeceğimiz varsa eğer yalanların karşılığıdır. Milyonların inandığı yalanların karşılığı.
 
Çocuk kandırır gibi kandırdılar milyonlarca insanı. Koca koca insanlar olmayacak yalanlara inandırıldı.
 
- Bir insanın evinde 1 milyar dolar saklayabileceğine meselâ. (Eski parayla 3 katrilyon yapar nerdeyse)
 
- Apartmandaki emekli öğretmen komşumuz bile IŞİD'e 2000 tır dolusu silâh gittiğine inanıyor. 2000 tır dolusu silâhla 4. Dünya Savaşı çıkar be! (3.sü zaten devam ediyor ya)
 Demek ki kandırılanlar hep cahil değil.
 
- Çözüm sürecini bizzat başlatanların katil olduğunu bas bas bağıran profesörler bile var.
(Gerçi bunlar kandırılan değil kandıran tipler.)
 
- Şehitler gelmesin diye elini değil başını taşın altına koyanların yüzünden şehit verdiğimize inandırıldı milyonlar.
 
"Yok canım bunlara kim inanır ki!" diyorsanız, -ki AK Parti'li yetkililer sanırım böyle düşünüyor- çok fena yanılıyorsunuz!..
İşte bu yalanlar 5 milyon oy götürdü AK Parti'den.
 
AK Parti hiç olmazsa büyük darbe yediği 7 Haziran'dan sonra iftira kampanyalarına yoğun bir şekilde karşı koysaydı, meselâ bu amaçla reklam filmleri hazırlatsaydı şimdi durum çok daha farklı olurdu.
 
Öyle büyük paralar harcamaya da gerek yoktu. Sıradan vatandaşların bile bu konuda söyleyeceği çok şey var. Bunca nimeti hizmeti görmeyip "hırsız" diye bağıranlar çarpılacak yakında, bunu bilerek endişe eden çok insan var.
 
Şimdi seçim zamanı, yalanlarla gerçeklerin çarpışma zamanı.
Bakalım kaç kişi 29 kişilik iftar sofrasının 1 milyona (trilyona) mâl edildiğine inanmış?
Bakalım kaç kişi oturduğu yerden küfürler savurduğu Cumhurbaşkanı'nın "diktatör" olduğuna inanmış?
Bakalım kaç kişi ajan gazetecileri vatansever milliyetçi yazar sanmış.
Bakalım kaç kişi "AK Parti 13 yılda memleketi mahvetti" diyenlere inanmış?
 
1 Kasım akşamı hepsi çıkacak meydana.
Eksiksiz tam sonuçlar ise hesapların hiç şaşmadığı günde belli olacak. Ona da çok bişey kalmadı, sonuçta üç günlük dünya...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.