Başbakan Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?

A -
A +

Başbakan Erdoğan, Gabon, Nijer ve Senegal'i kapsayan bir resmi ziyaret gerçekleştiriyor. Sokaktaki vatandaşlardan bazıları "Başbakan Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?", "Türkiye'nin ekseni mi kaydı?" diye soruyor. Bazıları da "Elbet bir bildiği var" diyor. Yani Türkiye'nin Afrika açılımı konusunda bir merak almış başını gidiyor. Türkiye son on yıldır çok boyutlu ve çok yönlü bir dış politika yürütüyor. Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve diğer bakanlar sorumluluk sahibi siyasetçiler olarak iş adamlarına öncü olmaya başladılar. Türk vatandaşlarının sorunlarını yerinde çözmeye, onların sahipsiz olmadıklarını göstermeye gayret ediyorlar. Böylece, Türkiye'nin saygınlığı artıyor. Siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri gelişiyor. Türkiye'nin çok boyutlu ve çok yönlü dış politikasında Afrika'ya açılım stratejisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu çerçevede, 1998'de Afrika Eylem Planı kabul edildi. 2003'te Dış Ticaret Müsteşarlığınca "Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi" benimsendi. 2005'te "Afrika Yılı" ilan edildi. Aslında, Türkiye, Afrika'yı keşfetmiyor. Afrikalı halklarla kucaklaşmak için kara kıtaya yeniden dönüyor. Çünkü, Osmanlı Devleti de Afrika'daydı. Kuzey Afrika'da, Kara Afrika'da ve Güney Afrika'da Afrikalılarla birlikte Avrupalı sömürgecilerle savaşmıştı. Bundan dolayı, Türkiye'nin Afrika'ya yönelimi sadece siyasi ve ekonomik hedeflerle sınırlı değildir. Sağlık, eğitim ve tarım gibi alanlarda Afrika'nın gelişme ve kalkınmasına katkıda bulunmaktadır. Somali örneğinde olduğu gibi düzenli insani yardımları da içermektedir. 2000'den beri 2 bin Afrikalı öğrenci Türkiye'de devlet burslusu olarak okumaktadır. Türk kamu kurumlarının Sahra Altı Afrika'ya kalkınma yardımları 2009'da 43.7 milyon Dolar, Türk sivil toplum kuruluşları tarafından da 52.6 milyon Dolar olmak üzere toplam 97 milyon Dolar olmuştur. 2010'da ise toplam 102 milyon Dolar, 2011'de yaklaşık 200 milyon Dolar yardım edilmiştir. 2009'dan beri Afrika'da 19 yeni büyükelçilik açtık. Böylece, Afrika'da 31 büyükelçiliğimiz olmuştur. Son olarak 2012'de Niamey (Nijer), Windhoek (Namibya), Libreville (Gabon) ve Ouagadougou (Burkina Faso) büyükelçiliklerimiz faaliyete geçmiştir. 2013'de Konakri (Gine), Encemine (Çad) ve Cibuti büyükelçiliklerimizin de faaliyete geçmesiyle bu sayı 34'e ulaşacaktır. Türkiye'nin Afrika'ya açılımı kadar Afrika da Türkiye'ye açılmaktadır. Halen 21 Afrika ülkesinin Ankara'da büyükelçilikleri bulunuyor. 14 ülke de büyükelçilik açma yönünde karar almıştır. Örneğin, sadece 2012 içerisinde bile Angola, Kenya, Cibuti, Güney Sudan, Nijer ve Gana Ankara'da büyükelçilik açmışlardır. Benin, Kongo Cumhuriyeti ve Fildişi Sahili ise 2013 içinde Ankara'da büyükelçilik açacaklardır. Afrika, hem yüzölçüm hem de nüfus bakımından Asya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır. Kuzey Afrika'nın altında bulunan Sahra Altı Afrika ülkeleri ile Türkiye'nin ekonomik ilişkileri son on yılda on misli artmıştır. 2000'de 742 milyon Dolar olan dış ticaret hacmimiz, 2010'da 4 milyar Dolar, 2011'de ise 7.5 milyar Dolar düzeyine çıkmıştır. Afrika ülkeleriyle 2005'te 9 milyar Dolar olan dış ticaret hacmimiz, 2010'da 14.1 milyar Dolara, 2011'de ise 17.1 milyar Dolara yükselmiştir. Başbakan Erdoğan'ın hedefi 2015'te 50 milyar Dolardır. Çin'den sonra dünya müteahhitlik sektöründe ikinci sırada olan Türk müteahhitlik sektörünün 1972-2000 yılları arasında üstlendiği projelerin yüzde 21'i Afrika'da (39 milyar Dolar) gerçekleşmiştir. Kuzey Afrika'nın projelerdeki payı yüzde 19, Sahra Altı Afrika'nın payı yüzde 2'dir (3.7 milyar Dolar). 2013 Ekim ayında Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin ikinci toplantısı düzenlenecek. Türkiye, enine ve boyuna büyümesine Afrika ile bütünleşerek devam ediyor. Bundan dolayı "Başbakan Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?" diyeceğimize "Başbakan Afrika'ya neden daha çok gitmiyor?" diye soracağımız günlere yönelmeliyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.