Başbakan'ın düşünce merkezleri açılımı

A -
A +

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında Türkiye'deki düşünce merkezleri (think-tankler) üzerine yaptığı açıklamalar oldukça önemlidir. Çünkü ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Türkiye'de düşünce merkezlerinin öneminden ve desteklenmesinden söz ediyor. Söz konusu açıklamalar Başbakan'ın Türkiye'nin iç ve dış siyasetinin şekillendirilmesinde düşünce merkezlerine önem verdiğini göstermektedir. Başbakan eski milletvekillerinin think-tank kuruluşları kurması ve Türkiye'nin politikalarını dünyaya bu tecrübeli isimler aracılığıyla pazarlaması gerektiğini belirtti. Ayrıca ABD'yi örnek göstererek Türkiye'nin etkili think-tank kuruluşları kurmada geç kaldığını ve think-tank kuruluşlarının kurulması gerektiğini açıkladı. Türkiye'de sanayi emek yoğun sektörlerden teknoloji yoğun sektörlere doğru büyük bir dönüşüm içerisindedir. Ham bilginin çoğaldığı, mobil yaşamın arttığı, zamanın giderek daha fazla önemli olduğu yeni dünyada işlenmiş doğru bilgi ve analize gereksinim giderek daha fazla artmaktadır. Bu nedenle, bilginin işlendiği ve analiz edildiği kurumlar olan düşünce merkezleri büyük önem kazanmaktadır. Düşünce merkezleri devletin yer bulamadığı veya giremediği uluslararası platformlarda yer alabilmektedir. Düşünce merkezleri iç ve dış politikanın mutfağıdır. Başbakan'ın düşünce merkezlerinin kurulması gerektiğini söylemesi önemli bir tarihtir. Ancak Türkiye'de mevcut siyasi yapı, kamu, özel sektör ve üniversite sistemi düşünce merkezlerinin yaşamasını, gelişmesini desteklemekten, gençlerin iç ve dış politika alanında uzmanlaşmasını teşvik etmekten çok uzaktır. Hükümet ve kamu, düşünce merkezleri üzerine yasal düzenlemeler (kanun, yönetmelik vb.) yapmamaktadır. Türk özel sektörü düşünce merkezlerini kavramaktan uzaktır. Büyükler ise sadece yabancı düşünce merkezlerini muhatap almaktadır. Türk düşünce merkezleri kalıcı ve sürekli finans, kalıcı kadro temini, bölge uzmanı yetiştirilmesi ve güncel bilgi tedariki sorunları ile karşı karşıyadır. Türkiye'de yeni düşünce merkezlerinin kurulabilmesi ve var olanların yaşayabilmesi için en önemli nokta düşünce merkezlerinin gençlerin kariyer olarak tercih edebileceği bir sürekliliğe kavuşabilmesidir. Türkiye'de düşünce merkezleri kariyer mesleği değildir. Türkiye'de 'stratejist', 'analist', 'siyasi analist', 'dış ve iç politika uzmanı', 'düşünce merkezi uzmanı', 'think-tanker' adıyla tanımlayabileceğimiz meslek, kariyere dönmemiş, tanımlanmamış, kabul edilmemiş, adı tam olarak konmamış bir meslektir. Genelde emekli siyasetçilerin, üst düzey bürokratların ve yüksek lisans veya doktora öğrencilerinin tam zamanlı (full-time), akademisyenlerin ise yarı zamanlı (part-time) işi olarak bilinir. Düşünce merkezlerinde eleman değişim hızı çok fazladır. Bu durum, kurumsal hafızanın zayıf olmasına ve merkezin kurumsallaşmamasına yol açmaktadır. Türkiye'de düşünce merkezlerinde en önemli sorun, öğrenci (25 yaş üstü) ile emekli (55 yaş altı) arasında kalan (25-55 yaş arası) iyi eğitimli uzmanları tam zamanlı çalışma ortamına uzun süreli olarak çekebilmektir. Düşünce merkezlerinin sağlıklı bir geleceği olabilmesi için stratejistlere uzun dönemli kontrat, uzun dönemli iş güvencesi, düşünce merkezlerinin kariyer mesleği haline gelmesi, geçişgenliğin (bürokrasi, siyaset, iş dünyası) sağlanması önemlidir. Düşünce merkezlerinde tam zamanlı çalışmak gazetecilik ve güvenlik güçleri gibi her gün yirmidört saat yapılan bir meslek olmasına karşın, söz konusu meslekler için geçerli olan yıpranma, erken emeklilik hakkı ve fazla mesai ödemesi Türkiye'de stratejist için bulunmamaktadır. Bunun için düşünce merkezlerinde çalışanların basın yasası içerisine alınmaları bir çözüm olabilir. Batı'da (özellikle ABD'de) kamu ve özel sektörün düşünce merkezlerine proje verme ve yaptırma kültürleri bulunmaktadır. Türkiye'de ise kamu ve özel kurumlarda böyle bir kurumsallaşmış kültür bulunmamaktadır. Ayrıca, bilgi (intihal) ve fikir hırsızlığının yaygın ve normal karşılandığı Türkiye'de düşünce merkezlerinin yaşayabilmesi için oldukça uzun bir yolumuz vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.