İnternette görmüştüm ÇİDER'in adını... Siteyi ziyaret ettiğimde dünyanın dört bir yanından insanların buluşma noktasının "Çocuk özlemi" olduğunu gördüm. Her birinin ayrı hikayesi vardı... ...Ve en yakınlarıyla konuşmaya çekindikleri konuları sanal ortamda rahatça konuşabiliyorlardı. Binlerce insanı buluşturan derneğin kurucu "annesi" Sibel Tuzcu ile önce aynı yaşlardaki kızlarımızdan bahsettik, sonra da ÇİDER fikrinin nasıl doğduğundan. "-Bu derneğin çıkış noktası yaşadıklarımı, başımdan geçenleri paylaşma arzusu oldu. Kendimce çok talihsizlikler yaşadım. Yanlış tedavi gördüğümü sanmıyorum ama yanlış teşhisler olduğunu düşünüyorum. Hastanelere gidip gelişimde orada hiç olmaması gereken bir takım davranışlar görüyordum. İnsanın ağzında pas tadı bırakan şeyler. Bunlar hep kafamda izler bıraktı aktarmak, içimi dökmek istedim yani. Başkalarının da bu olayları yaşadığını bilemiyorsunuz insanlar saklıyor ben de sakladım. Sebepsiz bir kısırlığım olduğu söyleniyordu ben biraz araştıran kurcalayan bir yapıya sahibim, doktorlara sürekli sorup araştırıyordum. Yirmi seneden sonra hatta yirmi iki seneden sonra kızıma kavuştum..." Bu 22 yıl boyunca sürekli tedavi mi gördünüz?... "-Aralıklarla sürdü tedavi ama bu konuyu gündemimden hiç çıkarmadım. Çocukları çok seviyorum ve hep kalabalık aile hayaliyle büyüdüm. Evleneyim iki, üç çocuğum olsun böyle bir modelim vardı. Sonra bunu tamamlayamayınca kendinizi kusurlu, hatalı görmeye başlıyorsunuz. Mutlak bunu aşmak gerekiyor. Aşmadığınız sürece üzerinizde sosyal baskı oluşuyor, eşinizle de sorunlar başlıyor. En son hastaneye gittiğimde kırk yaşındaydım bana 'artık çocuk sahibi olamazsınız menopoza giriyorsunuz' dendi. Tabii ben mahvoldum. O kadar uğraş uğraş ve sonunda. Eşimin ilk evliliğinden bir oğlu vardı. 'Onu büyütüyoruz, evlat edinebiliriz' dedi. Ben belki o doğurma içgüdüsünü tatmak istiyordum, bir türlü durumu hazmedemedim. Kitaplar, çeşitli bitkiler buldum. Onları kullanarak dinlendirdim kendimi. Eşim de 'yeter artık ne kadar deneyeceksin bu kadar parayı sokağa atıyorsun' diyordu. İki yıl sonraki tüp bebek denemesinde hamile kaldım..." Onca uğraş ve bekleyişten sonra tam da 'artık olmaz' dendikten sonra hamile kalınca ve bebeğinizi dünyaya getirince neler yaşadınız?... "-Hamile olduğuma ancak karnım büyüdükten sonra inanabildim öyle aşerme falan da olmamıştı. Çocuğum doğduktan sonra da uzun bir süre inanamadım. Gidip başına bakıyordum sürekli rüya mı, gerçek mi diye. Ben kızımı 42 yaşında doğurdum şimdi 4.5 yaşında. Bu kadar sıkıntı ve üzüntüden sonra ona kavuşmak..." Ve bu kavuşma ÇİDER'i ortaya çıkardı. "-Üvey oğlum çok güzel bir sayfa yaptı internette. Bir yılda on bin kişi ziyaret etti. Çok sayıda mektup geldi, onları doktoruma cevaplattım. Oradan cesaret aldım daha geniş ne yapabilirim diye. Sonra metinler birleşince iki yüz sayfaya yakın internet sitesi çıktı ortaya. İlk beş günde beş bin kişi girdi, şimdi de 370 bine yakın giriş var. Siteyi yaptıktan sonra her ay bin mektup almaya başladım. Artık yasal bir platforma taşınmasına karar verip 2001 yılında derneği kurduk. 2 bin 600 gönüllümüz var. Eşlerini de sayarsak beşbin kişinin üzerindeyiz..." Size gelen mektuplarda, ya da sanal ortamda en çok neler soruluyor?... "-Ortak sorun parasızlık ve ne yapacaklarını bilememeleri. Tüp bebek uygulaması çok pahalı. İlk mikroenjeksiyon 2200-2500 dolar arasında. İlaçlar 1.5 milyar. Beş milyarla yedi milyar arsında tutuyor tedavi. Çok az kişi yapabilir bunu. Kırsal kesimde zaten çok zor. Çiftlerin çocuğu olmamışsa, ikinci bir kadınla evleniliyor yine olmayınca nedeni bile araştırılmıyor çoğu zaman. Kentsel bölgelerde tüp bebek konusundaki yanlış bilgiler aşılmış durumda ama kırsal kesimde tüp bebek yapınca başkasının çocuğu zannediliyor 'Bu bebek senin mi' diye soruyorlar. Bunların çok iyi anlatılması lazım. Biz kırsal kesimde gidip bunları anlatmak istiyoruz ama dernek olarak imkanlarımız sınırlı ancak buranın giderlerini karşılıyoruz..." Biraz da çalışmalarınızdan söz etsek. "-46 tüp bebek merkezi var hepsini sıraya koyduk her ay bir hastaneyle toplantı yapıyoruz. Doktorlar hastaların sorularını cevaplıyor. Önce konuşmaya çekiniyor insanlar sonra rahatlıyorlar dostça bir sohbet ortamı oluşuyor. Doktorları da sıraya koyduk, her gün gönüllü olarak sohbet odasında hastalardan gelen soruları cevaplıyor. Bunun ardından daha bilinçli ve güvenle gidiyorlar hastaneye. Yüzyüze konuşmakta zorlandıkları konuları rahatça sorabiliyorlar. Üyelik printiyle gidenler hastanelerden indirim de alabiliyor. Kanada'dan, Fransa'dan, Türkmenistan'dan bile katılanlar var sohbet odasına. Her ay bir kişiye bedava tüp bebek uygulaması çekilişimiz var. Ayda bir kişiye bu hakkı vermek bir şeyi çözmez tabii. Amaç sağlık bakanlığının dikkatini çekmek, ilaçları, masrafları karşılamasını sağlamak. Bu konuda bakanlığa mektup yazdık ama henüz cevap gelmedi..." Çocuk istiyorum... Bir bebeği 22 yıl beklemek... Sibel Tuzcu tam 22 yıl beklemiş kızı Melissa'ya kavuşmak için... Anne olmak için yıllarca uğraşmış... Onun gibi çabalayan nice kadın, nice erkek var... Anne olmak, baba olmak için yıllarca bekleyen, hayal kırıklıkları, umutsuzluklar yaşayan nice çift. İstedikleri zaman da çocukarını kucaklarına alan pek çok kişi bunun ne büyük bir şans olduğunu, onları dinleyince anlayabiliyor ancak... Kulağı çocuk sesinde bekleyenlerin hikayesini sunuyoruz size... Anne olduktan sonra yaşadıklarını, bilgilerini paylaşmak için bir dernek kuran Sibel Tuzcu ve Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği üyelerinin anlattıklarını... Üzerimizde baskı var... Cansın Şenlik derneğin kuruluş aşamasından beri Sibel Tuzcu'nun yanında olan bir isim. Çocuk sahibi olabilmek için gösterdiği çabayı anlatırken yaşadıklarının üzerinde bıraktığı etki seziliyor. "-14 yıllık evliyim. Yedi kere tüp bebek denedik olmadı, başaramadık ama umudumuzu yitirmedik. Şu anda duraklama dönemindeyim beynimde tamam deyip tekrar deneyeceğim. Çok hayal kırıklığı yaşadım ama artık alıştım. 14 senelik evliliğin 12 yılı kesik kesik de olsa doktorlarda geçti. Bu kadar uğraştan sonra artık sıkıldım galiba. Bu sefer de olmazsa 'yeter olmuyor' diyeceğim herhalde. Hayatımı o şekilde devam ettirmeye diğer insanlara yardımcı olmaya çalışacağım. Çevrede çok büyük merak var evlenince neden çocukları olmuyor diye. Bu belki çiftin sorunu değildir ama şüpheli gözlerle bakılır ve bizi çatışmaya sokar. İnternette çok sık rastladığım bir sorun var. Bir çift düşünün çocukları olmuyor, problem erkekte. Erkeğin ailesi bunu bilmiyor, kadın kocası ezilmesin diye üzerine alıyor sorumluluğu. Gerçek neden saklanıyor ve kadın eziliyor..." Emine Yertürk Kasım ayındaki toplantıda yapılan çekilişte bedava tüp bebek uygulaması kazanmış; "-Denedim ama başarısız oldu. Hakkımı kaybettim yani. Zaten hastane bir defa yapıyor aşılamayı. Şansım çok azdı yüzde beşti. Ama insan yine de deniyor tabii. Bu sayede çok güzel bir dernekle tanıştım. Tereddütle gelmiştim toplantıya ama buradaki aile ortamı pozitif enerji veriyor. Ben daha önce ilaçla tedavi görmüştüm ama tüp bebek ücretini karşılayamamıştım. Belki ilerde niye denemedim diye pişman olurdum en azından bu düşünce silindi. Bir sürü tedaviden sonra sonuç alamayınca çok üzülüyorsun. O ilk bir iki gün çok kötü. Ama ondan sonra insan nelere alışmıyor ki. 4 yıllık evliyim 41 yaşındayım. Eşim benim üzülmeme üzülüyor. Kadınlar çocukları olmayınca suskun aklıyor suçlu gibi. Bu toplantılara katılsın, aynı sorunu yaşayanlarla bilgilerini, sıkıntılarını paylaşsınlar..." Çocuk için evlendim Yaklaşık bir yıldır siteyi takip ediyordum. Toplantılara zamansızlık ve tıbbi olabileceği düşüncesiyle katılmıyordum. Yaklaşık üç yıllık evliyim. Ve evliliğimin üçüncü ayından beri bu işin peşindeyim. Evlenmemin amacı çocuk sahibi olmaktı. Eşimin ilk evliliğinden bir çocuğu vardı bu nedenle eşim temiz düşüncesindeydik. Ama ondaymış problem. O problemin hallolmasının akabinde ÇİDER'in tekne turuna katıldım oradaki doktorların yaklaşımı çok sıcak geldi. Onların desteği mi bilmiyorum ama o dönemdeki aşılamada hamile kaldım. Daha önce de dört aşılama yapılmıştı. O kadar başarısızlık yaşadım ki 2.5 aylık hamileyim ama inanamıyorum. Hiçbir bebek eşyasına bakamıyorum. Her ayın onbeş günü hazırlıkla onbeş günü bekleyişle geçiyordu. Depresif bir durumdaydım hala atlatamadım galiba. İlaçla tedavi olduğum dönemde 'hamilesin' demişti doktor. Havalara uçtum. Onbeş gün sonra gittiğimde 'A yanlışlık yapmışız' dediler. Ultrason yapacak doktoru tekmelemişim farkında değilim. Şimdi biri çıkıp 'Pardon yanılmışız' diyecek diye korkuyorum..." Bunlar da, çocuk sahibi olmak için evlendiğini söyleyen Serap Göncü'nün duyguları... Pahalı uygulama ...Ve o gün dernekte olan tek erkek üye Adem Karataş anlatıyor kendi yaşadıklarını; "-Eşim 35 haftalık hamile. İkiz bebek bekliyoruz şu günler zor geçiyor, eşim geceleri uyumuyor. Sekiz yıllık evliyiz, aşağı yukarı altı yıldır savaşıyoruz. Problemin kaynağı da ben çıktım. İlaç tedavisi uyguladılar bana oysa bunun bir faydası yokmuş sonradan öğrendik. Doktorumuz tüp bebek yapmamızı önerdi. Paramızı toparlamaya çalıştık, çıkışmıyor. Bekledik. Cerrahpaşa'ya gittik denememizden sonuç alamadık eşim çok büyük üzüntü yaşadı. Bir başka hastanede Haziran'daki denemede olumlu sonuç alındı. Biz bu konularda çok rahat konuşup, sıkıntılarımızı paylaşabilen bir toplum değiliz. Kardeşimize bile anlatamayız. Bu site sayesinde sanal alemde bilgilerimizi, sıkıntılarımızı konuşur paylaşır hale geldik. Benim bu dernekte yer alma sebebim yaşadığımız zorluklar. Bunun tedavisi zor, maliyeti de çok yüksek. Herkesin karşılayabilmesi mümkün değil. Son uygulamaya kadar benim 20 milyar liram gitti. 4-5 kişi bir şeyleri çözmemiz mümkün değil. Ama çoğalırsak bir yerlere derdimizi anlatmamız ve sonuç almamız mümkün olabilir..."