İhtiyar bir ormancı tarafından büyütülen Robin neden sonra hukuken Huttingen Kontu olduğunu öğrenir ve o yaştan sonra tanıştığı dayısıyla (Sir Gomwell) Krala çıkar. "Vaziyet böyleyken böyle" der, "şatomu gaspettiler, babamın koltuğuna oturdular." Ancak Kral Yurtsuz John, sahtekarın tekidir. O dahi ağabeyi Aslan Yürekli Rişar'ın koltuğuna çöreklenmiştir. Üstelik zikredilen şebeke ile iş birliği yapar. Robin'i anında hain ilan eder, askerlerini üzerine salar. Zaten memleket işgalcilerin elindedir, hangi taşı kaldırsan altından bir Norman çıkar. Yanisi şu ki iş saltanat davasını aşar, destancılar mevzuya miktarı kafi isyan, yeteri kadar hürriyet katar, reytingin belini kırarlar. Şen çocuklar Hasılı Robin Hood o günden sonra Sherwood ormanını mekan edinir ve bir avuç adamı ile en kralına posta koyar. Zafer üzerine zafer kazanır, devletlilerin çanına ot tıkar. Hele bin türlü fen bilen Müslüman zenci aralarına katılınca güçleri çok artar. Robin Hood ve arkadaşları yemyeşil elbiseler giyer bir mânâda kamuflaj yaparlar. Genelde ok ve değnekle dövüşür, iletişimi boynuzdan mamul borularla sağlarlar. Ayaklarına geyik postu sarar, keklik gibi seker, yılan gibi kayar, geriden dolanır iki puan alırlar. Halk arasında sevildikleri için uçan kuştan haberleri olur, ormana istihbarat yağar. Robin ve çetesi resmen haydutturlar ama ahaliye para dağıttıkları için "kahraman" kesilir, "Sherwood'un şen çocukları" diye anılırlar. Peki değirmenin suyu?.. Ormanda para nasıl kazanılabilir ki? Soyluları tokatlar, soysuzlara dağıtırlar. Robin Hood her yere koşacak değildir ya, tutar "Küçük John" adlı bir yarmayı kendine muavin yapar. Bu minik kardeş (!) eline değnek geçirdi mi tutulmaz olur, şatoları bile zapta kalkar. Dönelim öte yana, Robin'in hakkı olan koltuğa oturan Rahip Gughelm dalaverecinin biridir, halktan topladığı paralarla afilli hediyeler yaptırır ve Krala yollar. Eh, Londra'dakiler de yöreyle ilgili karar alırken ona danışırlar. Baron zaman zaman kiralık katiller tutup ormana salar ama bunlar bir şeklide Robin'le tanışır, arkadaş olurlar. Sinsi tuzak! Ancak Kont tilkinin tekidir, Robin'i yakalamanın yolunu iyi bilir. Eğer okçular arasında yarışma açılırsa tıpış tıpış gelecek, ayaklarıyla kapana girecektir. Şatodaki casusları planı duyar ve Robin'e ulaştırırlar. Gelgelim ok ve yay dendi mi bizimki duramaz, kılık değiştirerek müsabakalara katılır ve finale kalır. Rakibi okunu hedefin tam göbeğine çakar, Robin rakibinin okunu ikiye yararak ödülü kapar. Peki Kont kıllanmaz mı? Uyanır ama neden sonra... Cesur Yürek'ten hatırlayın, İngiliz yazarları hikayelerine mutlaka bir idam sahnesi katarlar. Kasaba meydanına kurulan darağacı, maskeli celladlar, yağlı ilmekler, keskin baltalar... Robin Hood ve arkadaşları infaz günü mutlaka kalabalığa sızar ve mahkumu ipten alırlar. Operasyon tereyağından kıl çeker gibi tamamlanınca Baron madara olur, Kralın gözünden düşer ve hepten paniklemeye başlar. Robin bir keresinde de kasap kılığına girer ve 5 penilik etleri bir peniden satmaya başlar. Kont bunu hesap bilmeyen bir mirasyedi sanır ve hayvanlarını ucuza kapatmaya bakar. Robin yüzlerce hayvanı "üçüne beşine bakmadan" tokalar, keseleri kuşağına koyar. Mal tesliminde ormandaki geyikleri göstererek "işte" der "size sattığım hayvanlar". Eh orada durmaz elbet, anında vınlar. Ve mutlu son Hem nedendir bilinmez halkı soyup soğana çeviren tefeciler mutlaka altınlarını yanlarına alır ve Sherwood ormanlarında "gezintiye" (!) çıkarlar. Robin Hood kâh şarkıcı, kâh dilenci kılığına girer ve bunları tufaya getirip donlarına kadar soyar. Bu arada Küçük John, Konta muhafız olmayı başarır, fırsatını bulunca gümüş takımları çalıp ormana kaçar. Hasılı para pilav olunca sosyal mevzulara da el atar, mesela birbirini seven gençleri evlendirmeye başlarlar. Elbette Robin de Anna ile başgöz olabilmenin hayalini kurar ama orman evli çiftlere göre değildir. Öyle ya, bir kız bu soğukta n'apar, mağaralarda nasıl yaşar? Aslan Yürekli Rişar cengaverdir, oldum olası saray hilelerine bulaşmaz, hele Selahaddin Eyyubi ile tanışınca bambaşka bir adam olur çıkar. Filistin'de haybeye tırmaladığı yıllardan sonra ihmal ettiği yurdunu hatırlar ve 'Yurtsuz John'un içine ettiği memleketi adam etmeye kalkar. İslam ülkeleri gibi adil, müreffeh bir İngiltere kurmak için kollarını sıvar. Doğrusu Robin Hood gibi gözü kara adamlara çok ihtiyacı vardır, onları peşine takar. Eh bu arada Robin babasından kalan Kontluğu ele geçirir, Huntington'da düğün dernek kurar. Şatonun pancurlarını pembeye boyar, Anna'yla bir yastıkta kocarlar... Bunların ne kadarı gerçek ne kadarı yalan bilmiyoruz ama tarihi belgeler Robert Hood ve Matilda adlı bir çiftin (olur o kadar hata) Aslan Yürekli Rişar'a çalıştığını yazar. Ozanlar hadiseyi allar pullar, birine bin katarlar. 150 yıl kadar sonra (1450'ler) bir yazar hikayeleri toplar, Westminister'de kurulan Caxton matbaasında bastırıp kitap yapar. Maksat masal olsun Biraz abartı varsa da kahramanlık kahramanlıktır, fazlasından göz mü çıkar? Hem turistler Sherwood ormanlarında dolanmaktan zevk alıyor ve Cafe Robin'de kek yeyip, sütlü çay yudumlamaktan mutlu oluyorlarsa...