Kundakçı General Vorontsov

A -
A +

Kont Vorontsov, güçlü bir aileden gelir, babası diplomat olduğu için tahsilini Londra'da yapar. İngilizlerden çok etkilenir, hadiselere İngiliz gözlüğü ile bakmaya başlar. Soğuktur, donuktur, kibri ile göze batar. Hayatı boyunca Müslümanlarla savaşır, Plevne'de, Vidin'de, Rusçuk'ta Osmanlıya kurşun sıkar. Saraylı olduğu için genç yaşta yükselir, onu Baserabya (Moldova) cephesine komutan yaparlar. Kafkasya meselesi Petersburg'un gündeminden hiç çıkmaz, Çar derdine çare ararken Vorontsov sağda solda dolanıp "orada ben olacaktım ki" diye çalım satar. Adam kuru gürültüdür ama Nikola'nın gözünü iyi boyar. Çar, onu Kafkasya Cephesi Başkomutanlığına atar, bütün orduyu emrine verir, hazînelerinin kapısını açar. Ancak laf arasında "Şâmil'in ölüsünü ya da dirisini getirmeden dönme" diye fısıldar, yüreğine korku salar. El mi yaman, bey mi? General Vorontsov 150 bin kişilik bir ordu ile Dağıstan'a girer. Kendinden evvelkilerin hatalarına düşmez, mücahidlerin ikmal yollarını keser, ablukayla boğmaya bakar. Ancak evdeki hesaplar çarşıya uymaz, beklemediği sertlikte bir direnişle karşılaşır ve paniklemeye başlar. Acemilerin bile yapmayacağı hatalar yapar, İmâm Şâmil'in sahte istihkamlarına, boş siperlerine ata ata mühimmatı bitirir, erzak konvoylarını mücahidlere kaptırmaktan kurtulamaz. Hele üç generalini de ard arda kaybedince yıkılır, muhârebeler başlamadan sıfırlanır, sıkıntıdan yüzünü gözünü yolar. Rus askeri manen çökünce Çar Nikola, aileden birini "moral versin" diye Kafkasya'ya yollar. Prens, Kızlar Kalesine vardığı an kafasından vurulur, beyni önüne akar. Haşmetmeabın bağırsaklarını boşaltır, ayakları önde Petersburg'a yollarlar. Ardından General Argut'u da iki kaşının arasından mıhlarlar. General Vorontsov attığını vuran mücahidler karşısında hırsından ağlamaya başlar, ekinleri yakar, kuyulara necaset atar. Buna rağmen 17 bin adamını kaybeder. Hele Hacı Yahya Çirkevi havanvari bir atışla Ahdi Kalesinin baruthanesini uçurunca hırsını Çoh beldesinden çıkarır, evleri mermi yağmuruna tutar. Bir ara mücahidler Gürcistan taraflarına uzanır, Prens İlya ve General Cavcavze'nin eşleri (Prenses Annet ve Prenses Orbelyana) ile İngiliz mürebbiyesini esir alırlar. Bunlar bizzat Çarın kızkardeşleridir, Nikola'da şafak atar. Hiç itiraz etmeden Müslüman esirlerle (ki aralarında Şeyh Şamil'in oğlu Ahmed Cemaleddin de vardır) takasa razı olur, ne istenirse önlerine koyar. Gazi Muhammed ağabeyi Cemaleddin'i hasretle kucaklar, ona alelacele Dağıstan elbiseleri giydirir, Rus urbası ile halkın karşısına çıkarmaz. Müridler fidye olarak gönderilen üç araba dolusu parayı sahtiyan keselere doldurur, halka saçarlar. Cemaleddin hürriyetine kavuşur ama çok yaşamaz, 60 bin Rus'a karşı Nusayran'ı savunurken şehadet şerbetini yudumlar. Ahulgoh'un düşmesinden sonra Şamil, dağ bayır dolaşarak yeni bir ordu kurar ki bu kez daha teşkilatlıdırlar. 2500'ünü piyade, 3 binini süvari yapar 500'ünü kenarda tutar. Topları azdır (12 adet) ama ustalıkla kullanırlar. Karargâhını Dargo'ya taşıyan Şamil, mücahidleri Ahverdil Muhammed, Şuayip Molla, Hacı Murat ve Tilitli Murtaza Ali'nin emrine verir. Bunlar birbirlerinden bağımsız çalışırlar. Karşılarında büyük ve donanımlı bir güç vardır, ancak Vorontsov'u da bocalatırlar. Düşünün General Klugenav gibi bir savaş kurdunun bile gözü yılar, adam cepheden kaçar. Ortalık iyice kızışınca Hacı Murat geçmişi siler atar, bileğindeki güç ve yüreğindeki öçle Şamil'in yanına koşar. 1843'teki Birinci Dargo Muharebesinde Rusları perişan eder, sayısız esir ve hesapsız cephane alırlar. Çar Nikola'nın hazırlattığı 4 ordu da peş peşe bozguna uğrar. Ağustos 1843'te Unsokul Kalesine, Eylül 1843'te de Satanah kalesine Kelime-i tevhidli bayrağı asarlar. Zaferler birbirini izler, Ekim 1843'te Hossat'ı zapteder, Kasım 1843'te Gergebil'i geri alırlar. İki yıl sonra Ağustos 1845'te Dargo'yu saran Rus orduları ikinci kez perişan olur, silahları bile toplamadan kaçarlar. Kont Vorontsov meydanda 3 general 195 subay ve 3400 asker bırakır hıncını dağlardan taşlardan almaya kalkar. Yeşile düşman!.. Vorontsov gelmiş geçmiş en büyük çevre katilidir. Yeşile karşı görülmemiş bir savaş açar, çılgınlar gibi ağaç yakar. Kafkas ormanları Bodrum ve Marmaris'in çamları gibi kolay ateş almazlar. Zemin ıslaktır, alevler yayılmaz. General Vorontsov asırlık ağaçları gazla bezle tutuşturamayınca Odesa'dan külliyetli miktarda zift, neft, kükürt getirtir, yanıcı ve yakıcı ne varsa Kafkasya'ya yığar. Dumandan güneş görünmez olur, memleketi ise küle bularlar. Hani bu gün olsa Greenpeece'in elinden zor yırtarlar. Zaman zaman bazı Avarlar Ruslarla çalışırlar, ancak bu ihanet döneminde müridlerin hızı artar, Şeyh Şamil ilk kez Terek (Terekeme lâkabı oradan gelir) nehrini geçer, Kabartay Balkar'da yeni bir meşale yakar. 1853'te Kırım Savaşı patlak verince, Şemdinlili Seyyid Taha Hazretleri, Ruslara karşı cihat ilan eder. Kardeşi Seyyid Salih de Azerbaycan ve Doğu Anadolu'daki aşiretleri Moskof zulmüne karşı uyanık tutar. Ancak, Ruslar da altında kalmaz, Anadolu'daki Ermeni, Yezidi ve Nasturileri ayaklandırırlar. Saflar netleşir, dost düşman açığa çıkar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.