Politik papa II John Paul

A -
A +

Papa krizinden sonra Medya sanki sözleşmiş gibi aynı cümleyi kullandı. Efendim ölen Papa olsa böyle konuşmaz... Evet Polonyalı papa kelimeleri seçer, baltayı taşa vurmaz ama İslam düşmanlığında da Alman'ı aratmaz. Baştan alalım, sahi o güne kadar Slavları yok sayan Katolik dünyasında ne değişir de, "tarihte ilk kez" bir Leh'i koltuğa oturturlar? Maksat daha ilk günlerde netleşir, kayıtsız şartsız NATO'ya çalışan papa, Polonya'da sistemi sallar. Warşova paktının kalbindeki değişim diğer uzuvlara da sıçrar. Rusya çatlar, Rumenler ayaklanır, Almanlar duvar yıkarlar. Bu arada yankiler jandarma kesilir ve dünya tek eksenden yönetilmeye başlar. Karol Wojtyla'nın (Bizdeki adıyla II John Paul) arkasında sadece CİA değil, birer menfaat odağı olan iki şaibeli tarikat vardır ki "Opus Dei" ve "Malta Şövalyeleri" seçimde ciddi rol oynarlar. Wojtyla da kendini makama getiren güçlere sadık kalır, istenileni ziyadesiyle yapar. Reagan'la yanyana Papa görünüşte Marksizm'e savaş açar ama öncelikle ABD'yi rahatlatmaya bakar. Gider Fidel Castro'nun, Che Guevera'nın, Zapataların etki alanında dolanır. Conquistadorlar (kızıl derilileri ve İnka'ları kıran haydutlar) Kristof Kolomp'tan 5 asır sonra yeniden ortalığa çıkarlar. Ancak bu sefer bir ellerine İncil diğerine kılıç almaz, "barış maskesi" takarlar. Papa, Meksika'da ABD yanlısı güçlere açıkça omuz çıkar, Şili'de mimli diktatör Augusto Pinochet'i ziyaret edip kutsar, Brezilya'daki cuntayı meşrulaştırmaya kalkar. Bu arada solcu Katoliklere de hadlerini bildirir mesela önünde diz çöken Nikaragualı Kültür Bakanı Ernesto Cardenal'i milletin önünde azarlar, salladığı parmak objektiflerden kaçmaz. El Salvador'da ABD'yi tenkit eden Piskopos Romero'nun biletini keser, adeta ağzına biber çalar. Yetmez Havana'da yarım milyon Kübalıyı meydana toplar, ancak bu mitingin halk üzerinde bir tesiri olmaz. Papa Paul İspanya'da Diktatör Franco'nun içişleri bakanı Fraga Iribarne'nin partisine payanda olur, Zapatero hükümetiyle köprüleri atar. Hatırlarsınız en bağnaz yobaz Katoliklerin yaşadığı Ruanda'da, Hutular üç vardiya Tutsi kırarlar. Vatikan papazları kiliseye sığınan Tutsi'leri canilere teslim etmekle kalmaz, "canlı, canlı yaksınlar" diye benzin taşırlar! Papa'nın Hutu militanlarını kayırması üzerine Ingiliz yazar Michela Wrong bile çileden çıkar. Onun döneminde CİA, Avrupa'da dilediği gibi at oynatır. ABD, Lech Walesa önderliğindeki Dayanışma (Solidarnosc) hareketine omuz çıkar. Ağustos 1980'de başlayan grev medya desteği alır ve Danzig tersanesinin duvarlarını kolay aşar. Türklere uzak II John Paul dağılan Yugoslavya'da sadece Katolik Hırvatları koruyup kollar. Kırılan Türkler, Boşnaklar umurunda bile olmaz. Evet papa Anti komünisttir ancak İslam ülkelerindeki Marksist militanları görmezden gelir. PKK aleyhine tek kelime konuşmadığı bir yana Anadolu'daki huzuru baltalamak için Kürt kartına oynar. Ermeni Patriği Karakin ile görüşmesinde ceddimize söver sayar. Ona göre Birleşik Avrupa Hıristiyan kulübü olmalıdır, açıksa dillendirmese de Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkar. II. John Paul sömürgeci Batı'nın şiddet kullanmasından rahatsızlık duymaz, habire NATO üslerine girer çıkar, askerleri kutsar. Caydırıcı olması münasebetiyle (!) nükleer silahları "mazur" görür, insanların buharlaşmasında "mahsur" bulmaz. Tabii bu gücün sadece Batı'nın elinde olması kaydıyla... ABD'de Katolikler eskiden beri Demokratlara oy verirler, ancak 2004 Başkanlık Seçiminde alenen Bush'a destek olur, bir mânâda Irak polikasını onaylarlar. Yetmez Papa 2004 yılbaşı gecesi üstüne vazife gibi "Yeni Dünya Düzeni"nin faziletinden bahis açar. > Devlet içinde devlet Nüfusu sadece 600 olan Vatikan, mal varlığı muamma. Mensuplarını ısrarla bağışa çağırsa da, paraya pula ihtiyacı olduğunu sanmam. Zira 200'den fazla gazetesi dergisi var, 154 radyo, 49 TV kanalı ile yayın yapar. Her ne kadar doğum kontrolüne karşıysalar da kadın sağlığı üzerine çalışan firmalara ortak olurlar. Katoliklerden kesilen Kilise Vergileri... Teberrular... Aidatlar... Vatikan ter döküp risk almak yerine paraya takla attırmaya bakar, faiz alır verir, borsaya oynar. İnancını dolara çevirmekte ustadır, meraklısına haç, ikona, tasvir pazarlar. Türkiye Cumhuriyetinin milyonlarca memurla yönetildiğini düşünürseniz Vatikan bir avuç adama maaş öder, 900 milyon Katoliği eli altında tutar. Bundan kârlı şirket mi olur? Adeta para basar. Kaldı ki BM, UNESCO ve FAO gibi örgütleri de kullanır, mebuslar bakanlar (bilhassa Hıristiyan Demokratlar) selam dururlar. Ortalıkta böylesi bir rant olunca menfaat örgütleri pastaya asılırlar. Entrika eksik olmaz. Vatikan üzerindeki müessir güçlerin başında Malta Şövalyeleri gelir. Bir zamanlar Osmanlının Rodos'tan kazıdığı şebeke alenen Türk düşmanlığı yapar. Bu arada engizisyona yön veren Dominiken'lerle, gaddarlıkları ile tanınan Fransiskenler çekişip dururlar. Entelektüel görünmelerine rağmen Cizvitler de acımasızdırlar. Papalık makamını fazla yüceltirler, öyle ki papayı bile bunaltacak kadar. İspanyol asıllı Opus Dei onları da aşar, adeta papaya tapar. Sonra, istihbarat örgütleri, masonlar, mafyalar, kirli işlerin havale edileceği taşeronlar, Templar Şövalyeleri, Dul Kadının Oğulları filan... Bakın bunlar kafa koparmaktan kaçınmaz. Akşam sıhhatli yatan bir papanın sabah mevta olması sürpriz sayılmaz. Hasılı Vatikan Marksizm'e karşı olmasına rağmen Kremlini andırır, katı devletçidir, idarede politbüro mantığı gözden kaçmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.