Bayramları bayram yapmak

Evet bayramları, bayram yapabilseydik. Bu çok uzak erişilmez bir hedef de değildir. Dünyaya, yaşanan olaylara olumsuz ve ümitsiz bakanlardan değilim. Yaşananlara o kadar çok olumsuz bakanlar ve yaklaşanlar var ki, sevecen yaklaşanlar arada kaynayıp gidiyor. Kurak bir yaz geçirdik. İnşallah tekrar etmesin. Feryatlar kainatı sardı. Şimdi yazılanlara, söylenenlere, görüntülere bir bakalım: "Cehennem sıcakları her yeri kavuruyor. Çöl sıcakları öldürüyor. Kutuplardaki buzullar eridi bitti. Denizler yükseliyor.." Kış geliyor. Bu sefer de "Donduk. Soğuk öldürüyor. Sibirya soğukları geliyor. Buzul çağına giriyoruz." Bu ifadeleri çoğaltmak mümkün. Ama sizleri yormak istemedim. Neden olaylara, bu kadar uç noktalardan yaklaşmak? İnsanları panikletmek, psikolojilerini bozmak dertlerimize ne kadar çaredir. Kime ne getirisi var? Bence hiç. Ramazan gelirken, bir çok yayın organında, oruç tutanlar ne yemeli, ne yememeli, kabilinden beslenme uzmanlarından çeşitli korkutucu reçeteler. Sanki demek istiyorlar ki; "Bu ramazan da nereden geldi. Günlük gıda düzenimizi bozuyor. Hayati tehlikeler kapımızda." Bunları duyan da, Türkiye yeni Müslüman olmuş ve bu sene ilk orucunu tutuyor zanneder. Kurban yaklaşınca, hayvanların nakliyesi başlıyor. Yüklerken indirirken, bazı hayvanlar kaçabiliyor. Kaçanı da sahibi tutmalı. Çünkü onun bir yıllık beklentisi. "Vay efendim hayvanı tutunca vurdu. İşkenceci. Vahşet" başlıkları ile soframıza gelecek et için hayvan yetiştirenler toplum önünde zalim ilan ediliyor. Kurban günleri gelip, kesimi başlar. Verilen haberler ve basılan resimler Türkiye'de Neron vahşeti yaşanıyor gibi sunmaya başlanır. Açıkça Kurban kesilmesin mi denmek isteniyor? İçip, içip cinayetten de öte kaza yapanlara polise saldıranlara bu derece suçlama yok. Futbol sahalarında, aynı meslekten ekmek yiyen rakip oyuncuya, onun hayatını karartacak tekme atan arkadaşlarına en ufak bir nasihat bile yok. Boksta veya yeni jenerasyonları olan maçlarda, acımasızca saldırılara, adrenalin zevki gözüyle bakanların bence, sadizme kaydıklarını rahatça söyleyebiliriz. Yayınlar toplumu hasta ediyor! Bayramları bayram yapmak insanları huzursuz etmeden üzmeden, aşağılamadan kardeşçe yaşamaktır. Ramazan Bayramı şekerli-baklavalı, Kurban Bayramı etli-kavurmalı bir hayat tarzı değil. Bayramlardan maksat, bütün ömrümüzü mesut geçirmek asli hedefimizken, insanlık hali doğabilecek bazı kırgınlık arızalarını, tamir etme fırsatlarını yakalamaktır. Hele küçük aile olma yolunda hızla ilerleyen toplumda, aile büyüklerinin son günlerinde kapılarını çalmak ve onların da, bu dünyada bir kıymeti harbiyeleri olduğunu hissettirmenin fırsat ve zamanıdır. Üst veya alt katımızda senelerdir oturanları tanıma, onlarla tanışma zamanıdır. Mahallenin yoksulunu, hastasını arayıp bulma zamanıdır. El hasıl bayramlar, neden insan olarak yaratıldığımızı fark etme zamanıdır. Bütün okurlarımın, dinleyenlerimin ve seyircilerimin bayramlarını candan tebrik eder, daha nicelerine, huzur ve saadetle kavuşmalarını dilerim.