Bir işim dolayısıyla Belçika ve Hollanda'nın bazı şehirlerini ziyaret ettim. Buralardaki gurbetçi kardeşlerimizle iftar sofralarına oturup lokallerinde küçük sohbetlerimiz oldu. Tabii ki gurbeti çeken bilir demişler, o da ayrı bir mesele. Buradaki kardeşlerimiz Avrupa toplumu ve yasalarıyla entegrasyonlarını başarıyla yürütüyorlar. Belçika Başkonsolosu kıymetli devlet adamı Ahmet Necati Bigalı beyefendinin Charleroi şehri Couillet lokalindeki konuşmalarını zevkle dinledim. Şöyle ki: "Kıymetli vatandaşlarım. Türklüğümüzle ilgili her türlü manevi değerlerinizi korumayı görev biliniz. Bulunduğunuz ülkelerin kural ve yasalarıyla entegrasyonu yapınız, ama asimilasyon'a asla kapılmayınız." ifadeleri pek güzeldi. Türk vatandaşlarının her işlerine koşan diyanet temsilcilerinin, tevazu ve yardımseverlikleri gurbetçilerin tesellisi olmaktadır. Lokalleri ve hemen yanıbaşındaki camileri milli, kültür, dil ve örf-adet konusunda sanki birer okul olmuşlar. Gerek Belçika, gerek Hollanda'da bulunan vatandaşlarımız, bulundukları ülke ekonomisine büyük katkılar yapan iş yerleri açmışlar. Bu iş yerlerindeki temizlik, dürüstlük ve güleryüzleriyle o ülke vatandaşlarını kendilerine bağlamışlar. Dürüstlük ve borçlarına sadakatlarıyla, yerel bankaların adeta Türkler'e kredi açmak için yarıştıklarını işitmek iftihar konusu olmuştur. Belçika'da cemiyetçi kardeşimiz Osman Kurt beyin birleştirici ve kaynaştırıcı çalışmaları, Belçika'daki Türkler'in bir şansıdır. Ancak Belçika'daki gurbetçilerin mezarlık tahsisi hususunda hükümetten daha yumuşak bir davranış beklediklerini belirtmek isterim. Hatta bu kardeşlerimiz diyorlar ki: "Nasıl Kore savaşında şehit düşenlerimiz için Kore devleti yıl sınırlaması olmaksızın şehitlikler tahsis etti ise, burada da Belçika ekonomisine katkıları inkar edilemez olan bizlere de zaman yönünden sınırsız mezarlıklar ayrılmalıdır. Her ne kadar cenaze nakil yardımlaşma dernekleri varsa da, bu yeterli olmamakta. Çünkü neredeyse Türkiye'de cenazemizi karşılayacak akrabalarımız tükenmek üzeredir. Bir çoğumuz buraya defnedilmeyi istiyoruz. Hollanda'daki Apeldorn ve Deventer şehirlerindeki kültür siteleri görünüş ve etkinlikleri ile burcu burcu İstanbul kokmaktadır. Apeldorn Eyüp Sultan Camii derneğinin kültür ve sosyal faaliyetler yönünden Hollanda'daki kardeşlerimize gurbeti unutturacak güzellikte olduğunu belirtmek zorundayım. Elhasıl, bu iki ülkedeki kardeşlerimizin yaşantıları neredeyse gurbetçi olmaktan çıkmıştır. Yani Türk örf adetiyle, inancıyla dolu, ama Avrupalı bir hayata entegre oldukları aşikârdır. Avrupa Birliği Türkiye'yi alsa da almasa da, artık birşey fark etmeyecektir.