Bergama Tapınağının yurt dışına kaçırılışı!

A -
A +

Bazı Avrupa devletlerinin antik kentler ve eserlerle ilgili feryadının samimi olmadığını, birilerinin belki de, tarihî eserlerimizi bu gürültü arasında yurt dışına kaçırmaya çalıştıklarını bazı olaylardan anlamaktayız. Bunu ispatlayacak, yıllar önce yaşanmış bir örneği aşağıya aldım. İlgililer bilhassa Kültür ve Turizm Bakanlığımız yetkililerinin dikkatlerine arz ediyorum. Telif eserlerle yani, tarihî el yazması ve diğer kitapların alınıp satılması ile ilgili olan yasa halen çıkarılamadı biliyorum. Eğer Avrupa Birliği paketleri içinde, acele bir iki maddelik çıktıysa duymamış olabilirim. Bu yasa geciktikçe, Anadolu'nun tapu senedi olan nice Selçuklu el yazmalarımız, bazı yollarla Türkiye dışına gitmekte zannederim. 1879 yıllarında, Bergama'dan, Almanya'nın Berlin şehrine kaçırılan tapınağın hikayesini bilmem biliyor musunuz? İbretliktir: 1877'de Viyanalı Prof. Aleksandr Konze, Prusya Kraliyet Enstitüsü'nden bir görev daveti alır. Enstitüye bağlı bir müze ve heykel galerisi vardır. Bakar ki bunların çoğu orijinal değil kopya. Müzede böyle incelemeler yaptığı günlerden birinde bir köşede, "Ölen İskender" adı verilmiş bir mermer rölyef görür. Bu orijinaldir. Pek sevinir. Bu tablonun çıkış noktasını araştırır. Neticede İzmir'de, Osmanlı devletinin yol yapım işleri ile görevli mühendis Human'ın galeriye gönderdiğini öğrenir. İzmir'deki Alman konsolosu ile temasa geçip, Human'la mektuplaşmaya başlar. Bu Human maaşını Osmanlı devletinden almaktadır. Yolların inşa planını kendi yapmaktadır. Onun planındaki en önemli iş de, Bergama'yı sahile yani Dikili'ye doğru bağlayacak yoldur. Türk'ün parası ile bu yol çok çabuk yapılır. Human, Konze'ye yazdığı mektupta, Bergama'nın arkeolojik kalıntılar yönünden bir hazine olduğunu yazar. Konze, İmparator II. Wilhelm'in Veliahd Prensi Frederik ile görüşüp, sınırsız maddi destek sağlar. Yani Almanya devleti Türkiye'den tarihî eser kaçırılmasını emretmiştir! Human Bergama tepelerinde günlerce, Bergama Tapınağının kalıntılarını arar. Bir gün müjdeli mektubu Konze'ye ulaşır; Bergama tapınağı bulunmuştur. İzmir konsolosu vasıtasıyla, Vali beye değersiz bazı taşların merak saikasıyla Almanya'ya götürülmek istendiği söylenir ve sevk müsaadesi istirham edilir. Valinin sekreteri Ermeni Dikran Efendiye yüklü bir rüşvet de verilerek, valinin ikna edilmesi sağlanır. Bu arada İstanbul'daki elçileri vasıtasıyla sadrazam yani başbakana ulaşılıp, dostluk uğruna, bu birkaç taşa müsaade çıkartılır. Tabii orda da, sekreterlere bol bol bahşiş dağıtılır. Beri taraftan yol mühendisi Human, hızla kazıları başlatır. 36 adet 230x230 santimlik kare tapınak rölyeflerini meydana çıkartır. Devlerin savaşı panoları... Bunları dağdan indirmek aylar alır. Düze indikten sonra, kış bastırır. Yollar çamurlanır. Ağır mermer yükler yüklendikleri arabaların tekerlerini çamurlara gömer. Üç ayda bunlar limana Human'ın yaptığı yoldan taşıtılır. Alınan müsaade ile, bu değersiz mermer parçaları limana gelen bir Alman gemisine yüklenir. Hamburg limanından Berlin'e kadar kara yolu ile götürülür. Bugün Berlin'de 12 metre yüksekliğinde etrafı orijinal rölyeflerle donatılmış Bergama Tapınağı, gelen ziyaretçilere rehberlerce uzun uzun anlatılmaktadır. Türkiye çalıntı bu mabet kalıntılarını resmen talep etmiştir. Alman mahkemesi bunun Türkiye'ye iadesine karar vermiştir. Ancak yerine götürülmesi karar dışında bırakılmıştır. Yani Türkiye oradan söküp getirebilir. Bu eser halen de yerine getirilememiştir. Bakalım ne zaman ve kim getirtebilir!

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.