Gün geçmiyor ki, İstanbul Boğazlarında bir gemi kazası yaşanmasın. Ya ufak çaplı bir çarpışma veya çatışma. Ya bir dümen kilitlenmesi. Ya da akıntıya kapılıp sürüklenme. Veya bir petrol tankeri yangını. Kıyılarda ise 15 milyon insan yaşıyor. İstanbul Boğazları, şu andaki gemi trafiğini kaldıramıyor. Deniz geçişi yönünden, dünyanın çift akıntılı en tehlikeli su yolu. Üstelik de deniz dibi yapısı en karışık olanı. İstanbul boğazlarından senede halen 150 milyon tondan fazla ham petrol ve yan ürünleri yani dakikada 300 ton taşınıyor. Günde 750 gemi geçişi yapılıyor. Bu gemilerden % 48'i tehlikeli yük taşıyor. 1936'da Montrö Boğazlar anlaşmasına göre yılda 4500 gemi geçişi olurken; 2009'da bu rakam yılda 225.000 adete ulaştı. Boğazların genişliği sabit olduğuna göre, Montrö imzasından günümüze trafik 50 misli, tabii kaza ihtimali 200 misli arttı. Yani acilen Montrö masaya yatırılmalı. Milletlerarası bu konferansa, Türkiye ev sahipliği yapmalı. Konferans Çırağan Sarayı salonlarında yapılmalı. Konferans müddetince delegelere Boğaz trafiği canlı yayın gibi seyrettirilmeli. Hatta her yarım saatte bir; geçen gemilerin cinsi Modeli inş. senesi ve yük cins ve miktarı salona anons edilmeli. Konferansa BM'ye üye bütün ülkeler katılmalı. Öyle yedi devletin katılımı günleri geride kalmıştır. 3'üncü Murat zamanında Sokollu Mehmet Paşa'nın planı gereği, Sakarya nehrinden Sapanca gölüne, oradan da İzmit körfezine su yolu bağlantısı yapılmalı. Bunun maliyeti halen 600 milyon dolar civarıdır. Sakarya'nın, Sapanca gölünün kodu bu işe uygundur. Sapanca gölünde yine 40 metre Kadar su kalmaktadır. Yap-işlet- devret sistemi ile Devlet bütçesinden hiç harcama yapılmadan kısa zamanda bitirilir. Sakarya ile Boğaz akıntısı kıyaslandığında akıntı onda bir nispetinde azdır. Su dibi riskleri hiç yoktur. Bu yol Süveyş gibi olduğundan geçen gemilerden geçiş ücreti alınacaktır. Su yolunu açan şirketler masrafını 5 sene gibi kısa zamanda çıkarabilir. Komşularla ilişkilerin iyi bir düzeyde olduğu bu dönemde, Dünya kültür başkenti olan İstanbul'u artık kurtarmalıyız.