Yeni Dünya düzeni sloganı ile son birkaç senedir yapılan G-8'ler zirveleri, dünyayı yeniden paylaşmada, pay kapmaca oynuyorlardı. Petrol sahalarını ABD-İngiliz koalisyonu istiyordu, altın madenlerini Almanlar almalıydı. Rusya ise bunlardan artan bazı tali zenginlikleri sömürmeye dünden razı idi. Planlar uygulamaya geçildiğinde ise kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı. Avrupa'nın zengini Almanya, Fransa ve bazı Avrupa devletlerini yanına alarak Amerika'ya karşı çıktı. Bu muhalefet şimdilik kuvveden fiile intikal etmedi. Yani Irak harekatını başlatan Amerikan ordusunun ikmal kollarını tehdidi başlatmadılar. Ama olacağı günler yakın gibi. İkinci Dünya Harbi'nde Almanya'nın ikibin denizaltıya sahip olduğu unutulmamalıdır. ABD'nin devlet haline gelmeden önceki, yani "Mayıs Çiçeği" gemisiyle İngiltere'den göçen halkı, zamanın İngiliz kralının zulmünden kaçıyorlardı. Huzur, refah ve adalet için oraya göçtüler. Ancak bu ilkler, kıtanın yerlileri ve sahibi Kızılderililere hiç de adil davranmadılar. Yüzlerini boyayarak turistlerden iane toplar hale getirdiler. Köklerini kuruttular. Zavallıları şimdi NOSTALJİK ve soyu tükenmiş pandalara benzettiler. 1854'te zamanın ABD cumhurbaşkanı, Kızılderili Büyük Reisi Seatle'a bir mektup yazar. Mektupta Kızılderililerin topraklarını satın alma teklifi vardır. Büyük Reis ise enteresan bir cevap yazar ki özeti şöyle: "Beyaz Saray'daki büyük beyaz reise; Beyaz reis bizden toprak almak istediğini, bize rahat yaşayacağımız bir yerin ayrılacağını, bize babalık edeceğini, bizi çocukları kabul edeceğini yazıyor... Bu teklifi düşüneceğiz. Ancak bunu kabul etmemiz, bize çok zor gelecektir. Çünkü biz Kızılderililere, yaşadığı topraklar kutsaldır. Derelerin ırmakların suyu sadece akıp giden su değildir. O atalarımızın kanıdır aynı zamanda. Biz dereleri ırmakları kardeşimiz gibi bilir severiz, siz onlara aynı sevgiyi verebilecek misiniz?.. Beyaz adam topraktan ve sudan almak istediğini alır. Onu yağmalanacak bir nesne görür. Sonra yoluna devam eder. Bu ihtiras, dereleri kurutur, toprakları çölleştirir ve her şeyi yiyip bitirir. *** Toprak satmak için şartımız: Beyaz adam bu topraklar üstünde yaşayan bütün canlılara saygı göstersin. Ben vahşiyim. Başka türlü düşünemiyorum. Eğer buna uymazsanız, diğer canlıların ölümünden sonra, sıra insanlarınıza da gelecektir. Bir gün bakacaksınız, gökteki kartallar, dağları örten ormanlar, yaban atları yok olmuş ve her yer insan oğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o zaman insan oğlunun hayatının da sonu gelmiş demektir..." Eğer Kızılderili reisini dinleselerdi, ABD'liler ve diğer sömürgeciler daha huzurlu ve saygın olurlardı...