Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümü

A -
A +

18 Mart Cuma günü, Çanakkale Deniz Zaferimizin 96'ncı yıl dönümünü kutladık. Bu zafer Osmanlı devletinin yani Türk Deniz Kuvvetlerinin, son deniz zaferidir. Hem de "yedi düvele karşı" karşı ve bütün imkânsızlıklara rağmen... "Şark meselesi" kod adıyla Osmanlı devletini parçalama ve Türkleri geldikleri, Orta Asya çöllerine sürme kararını batılı devletler 1774'te aldılar. Avrupa'nın müstemleke zihniyetli devletleri, Türk'ün esir olmuşunu ve ölüsünü severlerdi. Çünkü onlar sömürgeciydi. Hür ve dirisini ise asla sevemezler. Harbin cereyan tarzı, birçok yerde yazıldı çizildi, animasyonları yapıldı. İyi de kimse sormadı; bu devletler bize niye saldırdı. Gelibolu yarımadası ve Çanakkale Boğazında ne arıyorlardı, diye... Birinci Dünya harbi başlangıcında, Osmanlı devletinin İngiltere, Fransa, İtalya Rusya, Avustralya ve Yeni Zelanda ile hiçbir siyasi ihtilafı yoktu. Hatta bir katır alayıyla katılan Siyonistlerle bile... Batının kavgası zahiren Almanya ileydi. Çanakkale Deniz Harbi ve devamındaki Ocak 1916'ya kadar süren kara muharebelerinde, Türk ordusundan 253.000 genci toprağa verdik. Bu canların hesabını bugüne kadar hiçbir İtilaf Devleti vermedi! Umursamadı bile. Ve hiçbir şey olmamış gibi yıllık anma törenleri ve "Şafak Ayinleri" yapmak için güle oynaya yurdumuza gelirler... Bu şehidlerimizin elleri yakamızda olacaktır. Onların hayat hakkını kaybedişlerinin hesabı sorulmalıydı! Türkiye'nin bugün takib ettiği, şahsiyetli dış politikası devam etmelidir. Ve kısa zamanda bunun bir sonucu olarak da, İtilaf Devletlerinin bugünkü devamı olan ülkeler; birer birer özür dileme sırasına gireceklerdir. Bu işte erken davranan kârlı çıkar... Çanakkale Deniz Harbinin askerî uzmanlarca değerlendirmeleri de enteresandır. 18 Mart 1915'teki Batının Çanakkale hezimeti için, zamanın ABD Londra Büyük elçisi Pedj şunları söylüyordu: "Çanakkale faciasında, cihanın en modern teçhizatlı ve eğitimli askerleri, siyasilerin keyfine feda edildi. Yani Ekselansları, İtilaf askerlerine acıyor. Aynı günlerde, Avustralya Genelkurmay Başkanlığı resmî bir tebliğ yayınlar. Tebliğde; 'Çanakkale seferi, Churchill denilen birisinin hayalhanesinden doğmuştur. Topçuluk mesleğinde kara cahil, beyni sulanmış birisi, ancak böyle bir felakete sebep olabilirdi...' deniyordu. Bizim böyle beyni sulanmışların deneyleri için verecek bir 253.000 gencimiz daha yok!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.