Batılı devletler, "yeni dünya düzeni" tuzağı ile bir çok gizli anlaşmalar yapmış durumda. Kesin hatları belli olmamakla birlikte, Amerika ve Avrupa devletleri iki ana gruba ayrılmış görünüyor. Bu manzara, önceki dünya harplerini hatırlatıyor. Yeni dünya düzeninin ilk sıcak harekâtını, Irak'a saldırarak; ABD başlattı. ABD Irak'ta tam bir Vietnam bataklığına saplandı. Demek ki birinci hatadan akıllanmamışlar. Irak Savaşı'nın bitiminden bugüne kadar, ölen ABD ve İngiliz askerlerinin sayısı gerçekte bin rakamını çoktan aşmıştır. Gerçekler basından saklanmaktadır. Ama bu nereye kadar gizli kalacak? Savaşın hazırlıkları başında, Türk askerini hararetle yanlarında isteyenler, Kuzey Irak kısmını Peşmergelere havale ettikten sonra, Türk askerine ihtiyaçları olmadığını dillendirdiler. Ölüleri artınca, tekrar Türk askeri ister oldular. Millet Meclisimiz asker gönderme tezkeresini onaylayıncı ABD, yine ani bir manevra ile "şimdilik acelesi yok, Irak yeni yönetimi Türk askeri istemiyor" bahanelerine yattı. Irak müstemleke valisi Bremer, Osmanlı devletinin bölgeyi yıllarca sömürdüğünü açık açık dillendirdi. Bu çirkin yalanıyla güya Iraklılara, Türk askerini sakın istemeyin mesajı veriyordu. Osmanlı devleti ne Irak ve diğer Ortadoğu devletlerinin bulunduğu coğrafyada ve ne de başka bir yerde, sömürgecilik yapmamıştır. Ancak tarihte Türkler, hep sömürgecilerin çanlarına ot tıkamıştır. Onun için sevmez ve barbar derler. Şu anda Irak insanını zari zari ağlatanlar, sömürgeci arıyorlarsa karşılarına bir ayna alıp baksınlar. Başı çok sıkışık olduğu halde, Amerika şimdi Türk askerini Irak'ta niye istemiyor? Şundan istemiyor: Türk askeri Irak'a girince; Sünnisi, Şiisi ve diğerleri yani bütün Irak halkı, Amerikan zulmüne karşı Türk askerini çiçeklerle karşılayacaklar. Amerikan askerinin sağlayamadığı asayişi, Türkler kısa zamanda yerine oturtacaktır. Bütün dünyanın gözünde Amerika'nın karizması bozulacaktır. Halbuki Amerikan siyaseti, ben istedim mi yaparım zorbalığına dayalıdır. Böyle olunca da artık ABD istediği zaman istediği yere saldıramayacaktır. 15 kasım 2003 Cumartesi sabahı, İstanbul'daki terörist saldırılara bir de bu açıdan bakmalıdır. Zannımca bu iki saldırı, basit bir örgüt işi olmayıp, gayet profesyonelce hazırlanmış devletler arası bir saldırı ve zulümdür. Türkiye'nin bazı komşuları ile ilişkilerini şiddetle bozmaya yöneliktir. Batının bazı devletleri, Türkiye'nin hep başı ağrısın istiyorlar. Nasıl bir insanın başı ağrıdığında, o gün sağlıklı düşünemez ve iş yapamazsa; devletler de baş ağrılarından çok etkilenir ve huzuru bozulur. Bölücü örgütlerle Türkiye'nin yirmi senedir başını ağrıtanlar, şimdi yeni senaryoları filmleştiriyorlar. Batı medeniyeti diye bize örnek gösterilenler, bugün gençlerinin uyuşturucu batağına saplanmalarını acıyla seyrediyorlar. Hollanda devleti çıkarttığı bir kararname ile ülkedeki iki büyük çiftliğe marihuana ekme izni vermiştir. Hemen her sokakta uyku evleri açmışlardır. Hırsızlık olayları akıl almaz boyutlardadır. Böyle bir dünyada, pırıl pırıl bir Türk gençliğinin yetişmesini, batılı dostlarımız bize çok görmeyiniz.