Fransa'da cumhurbaşkanı seçimleri

A -
A +

Fransa'da yapılan iki turlu cumhurbaşkanı seçimleri Avrupa'yı, hatta birçok dünya devletini harekete getirdi. Neler oluyordu? Irkçı bir aday %17 oy almıştı.. Ya ikinci turda bu adam cumhurbaşkanı olursa, memleketin başına ne belalar gelebilecekti. 1789 Fransız İhtilali ile dünyadaki devlet idarelerinde, köklü değişiklikler olmaya başlamıştı. Krallıklar bir bir yıkılıyor, yerine demokratik idareler kuruluyordu. Halk kendi kendini idare edecekti. Ancak kısa sürede, bu ihtilal kendi çocuklarını yemeye başladı. Fransa kralının öldürdüğü masumlardan daha çok insan bu demokratikleşmede öldürülmüştü. Aradan yıllar geçti. 1967'de yine Fransa'da başlayan öğrenci olayları, Türkiye dahil birçok yere sıçradı. Masum öğrenci isteklerinin kısa sürede kanlı çatışmalar ve hesaplaşmalara döndüğünü bütün dünya gördü. Bunların içinde en çok zarar görenlerden biri de ülkemizdir. Binlerce gencimiz, sağ sol çatışmalarında öldü. Dünyadaki birçok büyük devlet idare tarzını değiştirdi. Şimdi Avrupa Birliği aşkına, herkes İnsan Haklarına saygılı ve tam demokrat olduğunu söylerken; son on senede Avrupa'daki Milliyetçi fikirler hızla çoğalmaya başladı. Almanya'da Neo Naziler yüzlerce Türk kardeşimizi öldürdü, evini yaktı, sokak ortalarında dövdü. Birleşmiş Milletlerden ve Avrupa Birliği'nden tık yok. Bunları hafiften de olsa kınamadılar bile. Filistin topraklarında İsrail askerleri binlerce Filistinliyi, daha dün, tankları ile ezerken de Birleşmiş Milletler'den ses yok. Evleri başlarına yıkılan yüz binlerce insan halen kan ağlıyor. ABD'deki menfur İkiz Kule saldırılarında ölenlere dünya ağladı. Bunu yapan hainleri yakalamak için yüz bin kişilik bir ordu, sefer düzenledi. Son senelerde Avusturya ve Fransa'da, azıcık da olsa oy alan Irkçı liderler hemen, Avrupalılarca aforoz edildiler. Ben bu hareketleri ve liderlerini hiçbir zaman desteklemem. Ancak demokrasi çoğunluk rejimidir. Çoğunluğun istediği kimseler memleketi yönetir. İyi veya kötü. Neticesine herkes katlanmak zorundadır. Son Fransız seçimlerinde ise hal böyle olmadı. Bütün Avrupa basını Le Pen denilen adayın, seçimi kazanmasının büyük felaketlere sebep olacağını yazdılar. Bizim basınımız da bunlara katıldı. Anladım ki demokrasinin tarifinde bir eksiğim var! Her ne kadar demokrasi halkın kendi kendini idare etmesi ise de, bu bazı şartlara bağlı imiş. O şartlara uymayanlar, halkın çoğunluğu istese de iktidar olamayacaklarmış. Öyleyse demokrasi tarifine, ırkçı olmamak kaydıyle diye bir eklenti yapmak icap etti. Peki bu şartları kim tayin ediyor. Her halde bu şartları tayin edenler pek mütevazı kişiler ki ortaya çıkıp şöhret olmak istemiyorlar. Sınır Tanımayan Doktor ve Gazetecilere Avrupalılar ne diyor acaba. Bunların Avrupa dışındaki ülkelerin idarecilerinin resimlerini halkın geçeceği alanlarda, yerlere serip de çiğnetmeleri; Medeni Avrupa'nın, fikir hürriyetinden ne anladığının açık delilidir. Böyle resim çiğnetmek, Medeni bir düşünceye dayanmaz. Hele bu düşünce dernekleri doktor ve gazeteci olursa. Böyle bir davranış Hutu ve Tuttu kabileri arasında olsaydı bile ayıplanırdı. Türkiye bundan böyle Demokrasi şarlatanlığı yapanlara yüz vermemelidir. Sınır Tanımayan doktor, gazeteci ve sair milletlerarası kuruluşlara kapılarını ve sınırlarını kapatmalıdır.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.